Yigit'in ağzından
Son yaşadıklarımın artık gerçek mi yoksa kötü bir şaka mı olduğunu birbirinden ayıramıyorum.
Ne olduysa birden olup bitiyor.
Dün gözlerinin içinde hayat bulduğum kadına, döndüm. Içim yanarken ne kadar da güzel mutluyum rolünü yapıyordum. Birazdan en yakın arkadaşımla sevgili olduğumu söyleyecektim ondan öte de dün duyduklarım beynimde şimşek gibi çakıp duruyordu.
Bir gün önce...
Hayat gözden kaybolana kadar arkasından bakakalmıştım. Ona yakın olmak anlatılmayacak kadar tuhaf duygulardı. Tuhaf olan bir diğer şey ise onunda heyecanlanması ve gözlerimin içine bakmasıydı. Icime bir gün Hayat' ın beni sevebilme umudu yeşermeye başlamıştı. Sevdiğim kadın yaralı bir kuş gibiydi. Bunu görebiliyordum. O yaralarını o kadar çok sarmak istiyordum ki ama arkama dönüp baktığımda daha kendi yaralarmı bile saramıyorken onun yaralarını sarmayı becerebilir miydim bilmiyorum.
Bu düşüncelerle eve ne zaman geldiğimi fark etmemiştim. Kapıyı açtığımda yardımcımız Büşra Hanım Mert'i sakinleştirmeye çalışıyordu.
Onu nasıl unutmuştum. Mert 9 yaşında ve yalnız kaldığında krize giriyordu. Yanına yaklaştığımda beni daha yeni fark etmişti. Boynuma sarılıp sadece uyumak istediğini söyledi.Ben gerçekten ona ağabey olmayı hak etmiyorum.
Onu yatağına bırakır bırakmaz uyumuştu. Saçlarına öpücük kondurup yanından ayrıldım. Bir hafta boyunca Mert ile vakit geçirmek iyi olacaktı. Tabi onu üzmediğim sürece.
Salon'a indiğimde Büşra Hanim'ın da evden ayrıldığını gördüm.
Buşra Hanım: Yiğit Bey yemek hazır. Biz çıkıyoruz Efendim bir isteğiniz var mı?
Yiğit: Hayır. Teşekkür ederim. Iyi akşamlar.
Busra Hanım: iyi akşamlar.
Onlar gittikten sonra masaya bir göz attım. Gerçekten muhteşem görünüyordu. Sarmalardan birini ağzıma atarken kapı çaldı. Büşra Hanım dır diye kapıyı direk açtım.
Yiğit: Büşra Hanım yemekler gerçekten.... Ayça ne oldu?''
Ayça: Sana da merhaba Yiğit. Duydum ki bir hafta boyunca burda kalacaksın.''
Yiğit: Evet ama sen çok kötü görünüyorsun. Içeri geç.
Ayça: Teşekkür ederim. Yiğit benim senle önemli bir şey konuşmam lazım.
Yiğit: Tabi salona geçelim.''
Ayca'in ne diyeceğini çok merak etmeye başlamıştım. Çünkü hem kötü hem de endişeli gözüküyordu.
Koltuğa geçip oturdu bende onun tam karşısına oturup konuşmasını bekledim.
Ayça: Yiğit nerden başlasam bilmiyorum ama şu an yardım isteyecegim tek kişi sensin.
Bir kaç gün önce kanser hastası olduğumu öğrendimYiğit: Ayça sen şaka yapıyorsun değil mi? Hasta değilsin değil mi?''
Ayça benim en yakın arkadaşımdı ve böyle bir hastalığa yakalandığını kabullenmek bile istemiyorum. O kabullenmiş ve tüm sogukkanliligi ile önümde duruyordu.Ayça: Yiğit lütfen sözümü kesme bir an önce bu konuşmayı bitirmek istiyorum.
Nedense hastalığıma hiç üzülmedim.
Elbette hepimiz birgün öleceğiz ben sadece sizden biraz daha erken ayrılacağım. Ama gitmeden önce de ilk görüşte aşık oldum. Onunda beni sevdiğini biliyorum. Ona bakarken benim hissetiklerimin hepsini o da hissediyor çünkü. Ama bu kalan kısacık zamanda onu ne kadar mutlu edebilirim bilmiyorum. Ne onu ne de kendimi daha fazla üzmemek,acı çektirmemek için ondan uzak durmam lazım. Onun gözündeki aşkı görünce sanki ben ölünce bile ellerimi bırakmayacak gibi ona acı çektirmek istemiyorum ben. Şimdi ilk görüşte aşk mi olur diye soracaksın.''
Ayca'nin dedikleri ile beynimden vurulmuş gibiydim. Neye üzüleceğimi bile bilmiyorum.
Ilk görüşte aşk? Bende ilk görüşte aşık olmamış mıydım? Hayat'i
görünce her ne kadar taşıdığım bu kalp benim olmasa bile yerinden çıkacakmış gibi çarpmıştı.Yiğit: Ayça lütfen düşünme böyle. Hem bu hastalığın da var artık bir çaresi. Iyileşme şansın vardır. Niye bu kadar çabuk pes ediyorsun ki?
Ayça: %15 iyileşme şansım var ama yurt dışında tedavi görmem lazım. Sakın sözümü kesme Yiğit. Ben tedavi olmak istemiyorum 6 aylık bir zaman dilimni sevdiklerimle beraber geçirmek istiyorum. Inan sevdiğim adamı uzaktan bile sevmeye hazırım.
Yiğit Ben senden ölünceye kadar sevgilimmiş gibi olmanı istiyorum.
En azından belki benden nefret eder, vazgeçer. Biliyorum yaptığım bencillik seni de zor durumda bırakıyorum. Ama bunu isteyecek,güvenebileğim bir sen bir Güney vardı. Niye Güney değil diye soracaksın şimdi?
Çünkü Güney Hayat' dan hoşlanıyor gibi ondan bunu isteyemezdim. Senin de kimseyi sevmediğin düşüncesiyle sana geldim.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Adaleti
Roman pour AdolescentsBazen varla yok arasında gidip geliriz. Hayatın bize neler sunacağını bilmeden yaşarız tabi bunada yaşamak deniliyorsa. Gerçeklerin hep acı olduğuna inandırmıştım kendimi oysaki gözümün önündeki gerçekleri görmediğim için acıyordu canım. Nasıl bu...