Onun bayıldığını görünce endişelenmeme rağmen umursamadan kendimi dışarı attım ve arabamı son hızla sürmeye başladım. Kızları artık Burak ve Yalın eve bırakır. Yigit'i de çok merak ettim. Ya benim yüzümden bir şey olmuşsa. Offf daha fazla dayanamayacağim sanırım. En iyisi kızları aramak. Özlem i ardım. "Özlem Yiğit nasıl ya bir şey olmadı değil mi ya lütfen iyi bir şey söyle." dedim bir hızla. "Hayat sakin olur musun? Yiğit iyi sadece sana yenildiği için küçük bir numara yapmış. Hem sen neden bu kadar endişelendin ve arkana bakmadan gittin?" "Endişelendiğim yok benim sadece benim yüzümden bir şey oldu diye korktum. Neyse görüşürüz."dedim ve konuşmasına izin vermeden telefonu kapattım. Ne yani numara mı yapmıştı inanamıyorum ya. Onu anlamak gerçekten zor.
**********
Bu sabah erken uyanmıştım.Dün gece bir türlü uyuyamamıştım sanki hayatımda değişiklikler meydana gelecekmiş gibi. Kızlar daha uyanmadığı için kahvaltıyı hazırlamaya başladım. Ben kahvaltıyı hazırlarken Özlem düşünceli bir şekilde yanıma geldi. "Hayat bugün Umut' la buluşucağız. Buna hazır mıyım hiç bilmiyorum. Içimde kötü bir his var zaten." Özlem rahat ol. Hem Umut ile kaç yıldır konuşuyorsunuz. Bir sorun olmayacak." "Inşallah Hayat onu fotoğraflardan tanısam bile sesi bana hep güven vermiştir. Sanırım endişelenmeme gerek yok ama spor salonunda Yiğit 'in gurubunda tanımadığımız kişi benim sinirimi çok bozmuştu. Umut un bana okuduğu bir şiirin adını söylemişti. Seni Uzaktan seviyorum şiiri benim ve Umut arasında olan bir şeydi bunu o nasıl bilebilir hiç anlamıyorum."dedi Özlem düşünceli bir şekilde. "Bu gerçekten çok şaşırtıcı. Ama yakında çıkar kokusu merak etme Özlem. Hem çabuk kahvaltımızı yapmaya başlayalım yoksa okula geç kalacağız."dedi Gülsün sevecen bir şekilde. Bu kız her zaman pozitif enerjiyi nasıl yayabiliyor anlamadım. "Ooo Gülsün hanım hayırdır ilk defa geç uyandınız."dedim ve kahvaltı masasına geçtim. "Hiç sormayın kızlar boxtan sonra yorgun düştüm resmen." "Bilmez miyiz koca bir adamı nasıl yerle birleştirdiğini."dedi Özlem. Ve büyük kahkahlarla kahvaltımızı yapıp okula gitmek için kapının önünde buluştuk. Kızlar şu yan evdeki komuşuyu tanıyor musunuz? Iki yıldır burdayız ama onunla hiç bir şekilde iletişime bile geçmedik."dedim "Haklısın Hayat daha orda kimin olduğunu bile bilmiyoruz."dedi Özlem. "Belki de yaşlı biri oturuyordur. Onu hiç görmediğimize göre." "Neyse kızlar bir gün öğreniriz Hadi atlayın arabaya da gidelim."dedim. "Hayat unutun galiba bugün Umut ile randevum var." "Ha evet ee ben bırakayım." "Yok canım sağ ol ben taksi ile gitsem daha iyi olacak. Sen Gülsün ile birlikte gidin işte." Hayır ya ben biraz yürümek istiyorum her yerim ağrıyor Hayat seni tek başına uğurluyoruz." dedi Gülsün. "Ne haliniz varsa görün ya bir saattir boşuna oyaladınız beni. Neyse iyi oldu siz olmadığınız a göre arabayı çok hızlı sürebilir."dedim ve arabaya bindim. "Hayat dikkatli sür şu arabayı."gibi nasihatlar duysamda aldırmadan gaza bastım. Hadi bakalım bugün neler olacak.
Universite binasına vardığımda gözüm park yeri arıyordu. Ha işte buldum. Tam park ediyordum ki benden önce biri park etti. Bu kime ya orasını ilk ben gördüm ve ben oraya park edicem. Arabadan hesap sormak için indim ve kimi göreyim tam da tahmin ettiğiniz gibi dicem ama aldanmayın Yiğit Kozan değil 😂Ya bir öğretmenden park için hesap soramam ya arabadan indigim gibi geri bindim. Arabami park ettikten sonra saate baktım dersin başlamasına yarım saat vardı. İnanmıyorum o kadar hızlı gelmiş olamam desem yalan olur tam bir hız delisiyim. Bence bir kahve alıp Ekim ayının ilk gününün tadını bu esen tatlı rüzgarla birlikte çıkarmam lazım. Kahvemi aldım ama pek tadını çıkartamadım. Valla bilerek üstüne dökmedim. Tamam onu sevmiyor olabilirim ama elimi de yaktım. "Eline bir şey oldu mu iyi misin?"sordu Yiğit. Evet birden karşıma çıkınca kahveyi onun üstüne döktüm ama olan bana oldu. "Evet evet iyiyim sadece biraz yanıyor sen?" diye cevap verdim ama o benim elimi tutmuş üflemeye başlamıştı. Ya sen nasıl elimi tutar ve üflersin lanet olası pislik senden iyilik isteyen mi oldu. Elimi bir hızla çektim ve "Iyiyim ben"dedim. "Hem biz bir nevi düşmaniz. Birbirimize zarar verdiğimizde mutlu olmamız lazım. Öyle değil mi?"dedim.
Yiğit bana çok kötü bir şekilde bakıyordu. "Öyle değil Hayat Hanım öyle değil düşman olduğumuzu nerden çıkartın. Ben sana nasıl zarar verip mutlu olabilirim. Kalbindeki buzlar ne zaman eriyecek gerçekten çok merak ediyorum."dedi ve cevap vermemi beklemeden arkasını dönüp gitti. Ne oluyor bu çocuğa kafasına bir şey mi düştü ne. Hem gel kahvemi dok ve suçlu benmisim gibi üste çık. Oh be Hayat sana güzel.Yiğit Kozan 'nin ağızından
Dayanamıyorum artık ona dokunurken, onun gözlerinin içine bakarken kalbimin acimasina,beni görmezden gelmesine,benden nefret etmesine dayanamıyorum. Tamam başta benden nefret etmesini istiyordum ama bu aşık biri icin o kadar zor ki. Siz siz olun karşılıksız aşk yaşamayın yoksa size acı vermekten başka hiçbir şey vermez. Onun gözlerinin içine bakıp 'gel beraber yıldızları sayalım bitirince gidersin' demeyi o kadar çok istiyorum ki. Hayat a her şeyi anlatacağım her ne olursa olsun. Ya kalbimdeki bu acıya son verecek ya da beni karanlığın içine gömüp acılarımla yalnız bırakacak.Arkadaşlar kitabı beğenip begenmediginizi bilmek istiyorum. Lütfen yorum yapın bu benim ilk kitabım ve iyi ve başarılı bir şekilde sizlere sunmak istiyorum. Iyi okumalar. Hoşçakalın 👋👋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Adaleti
Novela JuvenilBazen varla yok arasında gidip geliriz. Hayatın bize neler sunacağını bilmeden yaşarız tabi bunada yaşamak deniliyorsa. Gerçeklerin hep acı olduğuna inandırmıştım kendimi oysaki gözümün önündeki gerçekleri görmediğim için acıyordu canım. Nasıl bu...