Dışarıya çıktım, kapının önüne. Ne yapmam gerekiyordu? Ne yapsam kalbimdeki bu acı dinerdi? Bu acııı daha önce tatmadığım, bilmediğim bir acı. Ve canımı fazla yakıyor. İlk defa bir kıza karşı bu kadar merhametli, bu kadar sempatiktim. Bunu hissedebiliyorum. Tanıştığımız şu iki gün hayatımı değiştirmeye yetmişti. Evet daha önce hiçkimse bana kendimi hissetirmedi. Bilmediğim bir ışık demeti buluyordum bu kızda. Gözlerine baktığımda, gözlerimi aydınlatıyordu sanki ve ben biraz daha ona ait oluyordum. Peki ya o bu olanlardan haberi var mı? Bir şey anladı mı? Neden ''seni seviyorum'' dedi.
Hayatımı tehlikeye atmama değer mi? Hiç bir şey düşünemiyorum. Geleceğim hakkında bir fikrim yok. Gerçekten ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Bildiğimse tüm bildiklerime bedel. . .SEVDİĞİM KIZ İÇERDE ECEL TERLERİ DÖKÜYOR. . . Sadece sevdiğim mi? Belki aşık olmuşumdur. Benim gibi birinin aşık olması zor belki. Hemde iki günde. Off ne yapıcamm.
Kenardaki duvarın yanına çöktüm. Pantolonumun sağ cebindeki telefon bacağımı acıtmıştı. Elime aldım ve ekranına iki damla yaş düştü. Elimde değildi ama ağlıyordum. Sahiii bu benim aklıma nasıl gelmedi Poliiiisss diyerek polisi aradım. Bildiğim kadarıyla yolu tarif ettim.İçeriden çığlık sesleri gelince kendimi adamların yanında buldum. İçeri girmiş beş tane adama kafa tutmaya çalışmıştım. Çiğdem . . . İlk önce dövülmüşe arkasından silahla bacağından vurulmuşa benziyordu. Onu kucaklamak istedim fakat beş adam izin verir mi?
Baban borcunu ödedi istersen faizini de sana keselim diyerek bıçaklanan koluma bir tane daha sıktı.Polis arabasının siren sesi duyulunca kaçtılar. Üç kişi kaldık; babam, ben , çiğdem. Dışarıya kolumu tutarak çıktım. Polis ilerlemişti. Bellli ki burayı bulamamış.
ÇİĞDEM
Sanırım Alp gitti. Bense böyle kaldım. Canım çok yanıyor. Bütün geceyi burada geçirdim. Annem kim bilir ne kadar merak etmiştir. Gücüm azalıyor. Ölmek istemiyorum. Ölsem pekki Beni ölüme bırakan çocuk cenazeme gelir mi? En azından bir şey olmamış ona bunu biliyorum ve bu beni mutlu etmeye yetiyor. Eğer ölürsem gözüm arkada kalmaz bunu da biliyorum.
ALP
Tekrar içeri girdim. Çiğdem fena bir yerinden vurulmuş, belli. Hemen tişörtümü çıkarttım ve ortadan ikiye yırtıp bacağını sıktım. En azından kanama azalır diye denemiştim. Ama işe yaramıyordu. Bir yandan kanamayı durdurmaya çalışıyor, bir yandan babamın cansız bedenini izliyorum. Boyun kısmı mosmordu. Böyle, bu şekilde olmayacağını anladım ve çiğdemi yaralı kolumla kucakladım. Her ne kadar acıyı tüm bedenimde hissetsem de Çiğdem'i bırakmamaya çalıştım. Sokağa sırtımda Çiğdemle birlikte çıktım. Oldukça tenha bir yerdi. Pis işlerle uğraşıldığı belliydi.
Daha fazla beklemden ilerideki işlek caddeye gitmeye çalıştım. Ben yürüdükçe sanki derim kemiğimden sıyrılıyormuşcasına canım acıyor ve elimde olmadan inliyordum. Tam köşedeki kahvehanenin oraya kadar gidebildim ancak. Çiğdem sırtımdan düştü ve benim kolum kötüleşmişti. Çiğdem düştüğü an inledim ve sesim koca caddeyi kaplamıştı. Kolum daha kötüydi.
Yarama bakmak istedim. Derim soyulmuş, içinden uzun beyaz bir şey fırtlamıştı. Bu kemiğim olmalıydı. Evet evet kemiğim ordan görünüyor işte. Canım acıyor bunu hissedebiliyorum. Canımı acıtan kolumun arasındaki kemik değildi. Kaburgalarımın altında sol yanıma yakın bir yerlerde bir fazlalık var. Olduğundan daha ağır bir yük taşıyorum. Kalbim kanıyor. Günlerdir geçmesini diledim, geçirmeye çalıştım ama nafile, dinmiyor. Kendime bazı şeyleri itiraf etmem gerektiğini biliyorum. Adamlık inkar etmek değil çünkü. Ambulans geldi. Pek bir şey algılayamıyorum. Çiğdemin yanına oturdum ve adam olmaya, itiraf etmeye karar verdim;
-Yaşanması lazım güzel anıların hayal kırıklığı olmadan, gitmek lazım birlikte acımasız yoldan, içimde ateş oldun yakıyorsun bedenimi itiraf ediyorum benim, diğer yarımsın
Bunu böyle pat diye söylemem iyi olmadı tabii . Çiğdem heycanlandı, kalp atışı hızlandı, kalbinin kan pompalayışı arttı ve kan kaybı akıl almaz bir hal aldı. Ambulans kan gölüne döndü. Korktum. . . Onu kaybetmekten . . . Bir daha görememekten. . . Elini tuttum heycanlanma, sadece iyileş yanındayım dedim. Tüm vücudum alev alev yanarken ona heycanlanmamasını söyledim. Ambulanstan ,indik ve çiğdemi yoğun bakımına götürdüler. Sedyeyi ben de götürdüm. Son olarak yaşanması lazım güzel anılarımsın, Beni bırakma diyebildim. Daha fazlasına izin vermediler. O kapıdan girdiği an kötü bir hiss oluştu içimde. Kapanmayacak bir acı sanki. Gözlerimden süzülen yaşlar koluma iniyor ve yaramı yakıyordu. Yaram yandıkça daha çok ağlıyor daha çok yanıyordum. . .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pembe Şortlu Piç
ChickLitGökyüzüne devirdim gözlerimi. Gökyüzünün maviliğine. Herşey mavi kadar uzak, mavi kadar yakın gibiydi.... ... Sonu olan bu dünyada, sonsuza kadar sevebileceğim kişiyi bulmuştum. Bunu onu ilk gördüğümde hissettim.Ve şimdi onu yumruklayarak parçalamak...