Annesi ciyaklamaya başladı. ''Kızımı nerye götürüyorsun, bırak kızımı!!''diye. Ceketimi de aldım ''İçin rahat olsun anacım kızında gözüm yok gönlüm var sadece. . .''dedim ve sertçe kapadım kapıyı.
Koridorun sonuna kadar omzumda götürdüm onu, çıkış kapısına geldiğimizde kucağımdan indirdim. Durgundu ve ağlamıyordu artık.
''Neyin var''
''Yok birşey''
''Benden mi saklayacaksın?''
''Sakladığım bişey yok ki !''
Rahat bırakmam gerekiyor. Öyle tahmin ediyorum. Çünkü kızlar böyle üstüne düştükçe daha bir naz yapıyorlar.
Elinden tuttum ama surat ifadesinde hiç bir şey değişmedi. Yanımda mutlu değildi, bunu farkedebiliyordum.
''Çiğdem...Çiğdem?? ''
Beni duymuyordu bile , elini tuttuğumu farketmemişti belki. Karşıdan hızla gelen aracı o kadar seslenmeme rağmen görmedi. Son anda bir hamle yapıp onu geriye çektim. Yere düşmesini engellemek isterken üstüme düştü. Sanki herşey ayarlanmış gibi kafası tam kalbimin üstündeyi. Az ileride araçtan bir adam indi ve sövemeye başladı. Ne dediğini tam bilmiyorum ama ''Gidin aşkınızı başka yerde yaşayın hiç birşey aile ocağına benzemez budalalar!!'' dediğini duymuştum. Yurdum insanı bir başka tabii. Aile ocağıymış bizde o ocağın yıkılalı yıllar oldu be amca. . .
Göğsümde bir ıslaklık hissetim. Yavaşça baktığımda ağlıyordu Çiğdem.
''Tamamm herşey geçecek, sorun her neyse bitecek, anladın mı beni??''
Ses çıkarmadı. Yaptığı tek şey ağlamaktı.
''Susma lütfen , yalvarırım susma!! Bağır , çağır gerekirse kır dök ama nolur susma!''
Ard arda yutkunarak başladı;
''Ne oldu bize bilmiyorum ama iyi birşey olmadığı kesin'' Sustum uzun bir süre. Bize bişey olmamıştı kii...
Daha fazla duramadım ve sordum.
''Çiğd...''
''Şşşş kalp atışın...çok hızlı...hep böyle mi?''
''Hayır''
Üstümden kalktı kalkmama yardım etmedi insan bi elimi falan tutar dimi nerdee...
''Alp lafımı kesmeden beni dinle bunları söylemek zaten çok zor daha fazla zorlaştırma. Bizz yani sen ve ben biz olamıyoruz anladın mı? Yani bir şeyler eksik. Senin gözünde sıradan bi kızım kullanmak istediğin.''
''Peki ya vücudum''
''Vücudun ne''
''O da mı yalan söylüyor kalbimin çarpması. . .''
''Hayır o sadece üstünde durduğum için erkeklik hormonlarının azdığını söylüyor''
''Gel benimle GERİZEKALI''
''Saat kaç eve gitmem la...''
Kolundan tuttum ve onu durağa götürdüm. Bağrışlarına, çığrışlarına hatta herkesin bize bakışına aldırmamıştım bile. Bağırması ağlamasından daha iyi. En azından tepki veriyor. Durağa geldik hala bağırıyordu. Ona döndüm ve bağırdım. Bu kadar ciddi nasıl olabilmiştim ben bile şaşırdım. Otobüs geldi ve cam kenarından bir yere oturdu. Yanına gittim.
''Özür dilerim''
''Beni sevmediğini söylemiştim sen ve ben...biz olamıyoruz işte''
Ciddiydi sanırım. ''SENİ SEVİYORUM''duymamazlıktan geldi. Yol boyunca sustuk. O camdan baktı ve ben onu izledim. Yanımda sevdiğim kızla otobüste oturuyorduk bunu hep hayal etmiştim ama çok farklıydı. Birlikte hopluyorduk.Bu çok eğlenceliydi ama o . . . eğlenmiyordu. İneceğimiz durağa yaklaştığımızda hadi inelim dedim ve elini tuttum. Geri hamle yaptı ,benden uzaklaştı. Daha fazla uzaklaşmasından korktum bu yüzden hiç birşey söylemedim.Onu avm ye oyuncaklar bölümüne götürdüm. Ayıcıkları sevdiğini tahmin etmiştim. Hangi kız sevmez ki. Beline dokundum bana şaşkınlıkla baktı.
''Karnım acıktı da seni mi ayıcıklarını mı yememi istersin.''
Gülmüştü hemde baya baya gülmüştü. Kahakağa derecesine gelmişti.
''Simite ne dersin küçük bey?''
''Bana eşlik etmeye ne dersiniz peki hanfendi''
''olurr'' dedi. Bu kıza o kadar çok gıcık oluyorum kii. Ama bi o kadar da seviyorum onu...Üstelik simite bile razı geliyordu.
''Ayran mı istersin kola mı''
''ÇAYY''
''Tek başına içmek istersen iç''
''Sen neden içmiyorsun ki''
''Sen bana çay yapana kadar kimsenin elinden çay içmeyeceğim.''
''Yapmazsam ?''
''Ömür boyu çaysız yaşarım''
''Neden ben?''
''Çünkü kalbim seni seçti pikaçuu''
O bana gülüyordu ben onun gülüşüne. Aramızdaki tek fark buydu aslında.Onu sevmediğimi düşünüyor gerizekalı hala affetmedim onu amaa.Simitini yarım bıraktı ve oyuncak ayıların yanına gitmek istedi. Birlikte gittik.Saat 21.30 olmuştu ve 22.00 da avm kapanıyordu. Sürekli içerde kimsenin kalmaması için anonslar yapılıyordu.
''Alp hadi gidelim kapanacak şimdi''
''Tamam dur şu puzzle da bakıyım'' derken biz dalmışız ve avm kapandı. Çiğdem her ne kadar kapının arkasından bağırsa da bizi duyan yoktu. Üstelik telefon çekmiyordu. Allah'tan ışıkları açık bıraktılar .
''Neyse ben gidiyim bize gofret falan bulıyım''
''Kitli kaldık aptal mısın''
''Bu mağzanın içindekileri yemeyeceğimiz anlamına gelmez kii''
''Çok obursun''
''İçimdeki öküzü doyurmak gerçekten de zor haklısın''
Kenarda köşede bikaç poğaçadan başka bir şey bulamadım. Bide Pamuk şeker makinası vardı. İçine şekeri koydum bekledim ve dolamaya başladım. Anlamsız yuvarlakla kare arası bir şekil ortaya çıktı. Çiğdeme götürmeye gittiğimde Çiğdem oyuncak ayılardan biriyle dertleşiyordu. Ona annesiyle arasının bozulmasını istemediği için benden ayrılacağını söylüyordu. Yanına gittim
''Bak sana ne yaptım''
''Immm çok lezzetli''
''Ayrılmak zorunda değiliz''
''Beni sevdiğine tam olarak inanmıyorum çünkü''
''İnanamazsın zaten çünkü seni sevmiyorum aşığım sadece''
''Hayır de...''
''ŞŞş şimdi sen sus ve beni dinle bana sevmiyorsun diyemezsin seni sevmekten başka bir lüksüm yok çünkü yanımda sen varsın. Ben karar vermedim seni sevmeye bir baktım benim olmuşsun , kokumda sen varsın ve en uzun cümlem senin adın bir şey söylemene gerek yok aslında sadece bu gece birlikte uyuyalım sabah olsun ve ne dersen onu yapalım?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pembe Şortlu Piç
Literatura FemininaGökyüzüne devirdim gözlerimi. Gökyüzünün maviliğine. Herşey mavi kadar uzak, mavi kadar yakın gibiydi.... ... Sonu olan bu dünyada, sonsuza kadar sevebileceğim kişiyi bulmuştum. Bunu onu ilk gördüğümde hissettim.Ve şimdi onu yumruklayarak parçalamak...