Gerçekler

90 3 0
                                    

'' Ben karar vermedim seni sevmeye bir baktım benim olmuşsun , kokumda sen varsın ve en uzun cümlem senin adın bir şey söylemene gerek yok aslında sadece bu gece birlikte uyuyalım sabah olsun ve ne dersen onu yapalım?''

''Ben uyumak istemiyorum ki. Bugün seninle son günümüz olabilir. Sabahlasak yaa hem seni doğru düzgün tanımıyorum bile tanışırız''

''iyi de zaten seni tanıyorum. 9 sınıfa geçtin. 430,365 puanla bir anadolu lisesine yerleşeceksin. İki kardeşsiniz. Şiir okumayı, haritaları , koşmayı seviyorsun. Ve bana aşıksın. Bu kadar tanımam yeterli bence.''

''Oha nerden öğrendin bunları''

''Ondan, bundan , şundan ne önemi var ki seni seviyorum''

''Bütün ayrıntılarıyla seni tanımak istiyorum''

''Beni çok tanımana lüzum yok, seni serçe parmağından öpecek başka bir adam var mı söylesene?''

''Bak Alp insanlar birbirine yasak anlıyor musun? Sırf canım çekiyor diye seni öpemem''

''Ben öpebilirim ama''

''Tamaam sen kazandın hadi senin istediğin gibi  uyuyalım ama sadece uyuyalım''

Zafer benimdi. İşte buu. Aslında ona edebiyat yapmıyorum aklımdan geçenleri söylüyorum ama o bunları ezberleyip geldiğimi zannediyor.

ÇİĞDEM

 Of bu sıkıntıyla ben uyuyamam. Daha kaç yaşında olsuğunu bilmiyorum ama benden yaşça büyük olduğu belli oluyordu. Onu seviyordum. Aramızdaki renkler, sayılar, boy, kilo herşey ama herşey umursamadığım lanetliler. Kalp ritmimi değiştiriyor. Bu herşeye bedel.

Şu an kolunu boynuma dolamıştı ben de onun göğsünde yatıyorum. En çok bunu seviyorum işte. Kalp atışlarını. Belki onu unatabileceğim. Yüzü birkaç ay sonra hafızamdan silenecek. Rüzgarda o uzun saçlarını kıvırışını da unutabilirim. Hatta ve hatta gözlerini, dudaklarını, o piç gülüşünü. . . 

Ama kalp atışlarını unutamam. Beni sevdiğine bazen inanacak gibi oluyorum ama rahibe gibi yetiştirildiğim için klasik erkek tavırları diye kendimi avutuyorum. Tamam Çiğdem dediğin gibi onun  klasik erkek tavırları peki ya sen normal bir hoşlanma mı ya da kimsede bulamadığın sevgi. Hiç biri değil sen onu seviyorsun.

Etraf çok sessizdi.Yıldızları seyrediyorduk beraber.  Acaba bu öküz ne zaman bu huzuru bozacak diye beklerken

''Kuyruklu yıldızlar vardır; yetmiş yılda bir yaklaşıyorlarmış dünyaya. Yani insan ömründe ya bir defa görebiliyor ya da hiç.''

diyerek tüm sessizliği bozdu. Yoksa şu an;

''Ciddi misin şu an gökyüzünde deme bana''

'' Görmüyor musun koskocaman yıldızı''

''Hayır nerde''

''Parmağımın ucuna bak''

Parmağını gökyüzüne tutacağını tahmin ederken kalbime dokundu. Ve parmağını çekti sonra. 

''Gördün mü?''

''Orda yıldız yok ki''

''Kocaman yıldızı görmüyor musun?''dedi ve aynı hareketi tekrarladı.Parmak ucuyla kalbime dokundu.

Göğsünden doğruldum ve bağdaş kurarak oturdum.

''Dalga geçme benimle''

Gülümseyerek söylemiştim bunu ama o gayet ciddi gibiydi. 

Pembe Şortlu PiçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin