ALP:
Ölümle soluk soluğa gelmiştim.Ölüm korkusu, beni ölmekten daha fazla korkutmuştu. Eğer ölmüş olsaydımm arkamda seni seviyorum diyen bir kız ve gözlü yaşlı bir anne bırakacaktım. Biliyorum. Annem için yaşamayı denedim. 3 yıl önce babamın kumar borcu yüzünden abim vurularak öldürülmüştü.Babam kumara devam ediyor, her gece içip içip geliyordu. Yine ortalarda yok. Hoşş olsa ne olacak başıma daha çok bela açıyor. Ve o adamlar hala daha cezalarınını almadılar. Tam yeni hedef benim derken hedef değiştirdiler. ''Çiğdem onların elinde.''
Beynimde bu cümleyi o kadar çok tekrarladım ki artık dayanamayıp, kolumdan serumu çıkardım. Hırkamı alıp odadan çıktım. Annem gözüyaşlı uyuyordu. Sessiz olmaya dikkat ettim. Çiğdem'in ''seni seviyorum''demesi hala kulaklarımı dolduruyordu.Unutamıyordum işte. Kendimi sahile attım ve denizin maviliğinde kayboldum. Gözlerim mavide aklım yapmak istediklerimde. Nerden başlamalı? Suçsuz bir kız nasıl bulunmalı?
Ağladığımı fark ettim.Abimin sözleri aklıma geldi. Askerden gelmişti tam da askerliği bitti rahat edecek derken öldürüldü.onu Askere uğurlarken ağlamıştım. ''Erkek adam ağlamaz lan sil o göz yaşını''demişti. Herzamankinden farklı sarıldı bu sefer olacakları biliyormuş gibi. Abime ''kardeş hayattır, hayatım gidiyorsa ağlarım ''diyememiştim o gece.Gökyüzüne devirdim gözlerimi. Gökyüzünün maviliğine. Herşey mavi kadar uzak, mavi kadar yakın gibiydi.
Sonu olan bu dünyada, sonsuza kadar sevebileceğim kişiyi bulmuştum. Bunu onu ilk gördüğümde hissettim.Ve şimdi onu yumruklayarak parçalamak istemiyorum.
Yalnızca merak ediyorum. Nerde ne yapıyor, başı dertte mi, kimi düşünüyor, aç mı, tok mu, üşüyor mu, terledi mi, yorgun mu, sürüklendi mi, kimden yardım istiyor ve en önemlisi hala yaşıyor mu?
Acı çekmek ölmekten daha çok cesaret ister. Henüz acı çekecek kadar cesaretim yok. Geriye tek seçenek kalıyordu adamların yanına gitmek. Kii bu daha büyük bir cesaret gerektürüyordu. Kalpsiz değilim. Hele masum bir kızı yalnız bırakacak kadar. ASLA. Düşüncerlerim allak bullak kafamı bullandırdı. O an aklımdan tek bir şey geçti ''kader, cesaretliye yardım eder.'' Koştum nefesimin yettiği kadar. Hatta nefesimin yetmediği yere de koşmaya çalıştım. Ama ne yazık ki olmadı. Lanet olası astım krizim tutmuştu. Her ne kadar zorlansam da yüremeye devam ediyordum. Biliyordum çünkü sonunda mutluluk vardı. Her şey eskisinden daha güzel olacaktı. Buna inanıyordum. Sonunda o pis yere geldim. Kapı aralıktı krizim devam ediyordu taa ki o manzaraya kadar.
Babam asılmış, Çiğdem'e ise silah tutulmuştu. Kaybedecek neyim kaldı ki. Evet aslında kaybeecek birşeyim vardı; Hayatım.Aslında hayatın en kötü gerçeğidir kendini kaybetmeyi göze almak.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pembe Şortlu Piç
Chick-LitGökyüzüne devirdim gözlerimi. Gökyüzünün maviliğine. Herşey mavi kadar uzak, mavi kadar yakın gibiydi.... ... Sonu olan bu dünyada, sonsuza kadar sevebileceğim kişiyi bulmuştum. Bunu onu ilk gördüğümde hissettim.Ve şimdi onu yumruklayarak parçalamak...