bad reputation / jb

34

Justin o mesajıma hiçbir şey yazmamıştı. Gerçekten korktuğum başıma gelebilir miydi?

Okuldan içeri girdik ve kantine ilerledik. Jade kahvaltı etmediği için tost alacaktı. Bende kendime kahve alacaktım.

Kantine girdiğimiz anda Justin ve Daisy'i yan yana oturmuş gördüğümde yutkundum. Justin kafasını kaldırıp benimle göz göze gelince sanki gözlerinde bir anlık pişmanlık olduğunu gördüm.

Arkamı döndüm ve Jade'i orada bırakarak sınıfıma çıktım. Bu görüntüyü görmek istemiyordum.

Çünkü her şey çok anlamsızdı. Justin beni sevmiyor muydu? Neden bu kadar uğraşmıştı peki?

"Chole."

George bana seslendiğinde arkam ona dönüktü. Çantamı sıraya bıraktım.

"Efendim?"

"Konuşabilir miyiz?"

Evet dedim çünkü artık onunla da düşman olmak istemiyordum. Bahçeye çıkıp banklara oturduğumuzda ne diyeceğini hesaplıyormuş gibi bir süre bekledi.

"İlk öncelikle sana dediğim kelimeler için özür dilerim. Bana tokat attığında çok sinirlendim. Yapmamam gereken bir şeydi biliyorum.

Artık biz diye bir şey olmayacağınıda biliyorum. Buraya her şeyin farkında olarak geldim.

Justin'le aranızda bir şeyler olduğunu da gördüm. Mutlu olman benim için daha önemli. Sen benim tanıdığım en iyi kalpli kızlardan birisin. Lütfen düşman kalmayalım."

Şu an karşımdakinin George olduğundan emin değildim. Bu kadar iyi konuşma yapması beni duygulandırmıştı. Ayağa kalktığımızda ona sarıldım.

"Düşman kalmak uygun olmaz, arkadaşız George."

Ondan ayrıldığımda bizi dikkatlice izleyen Justin'i gördüm. Öfkeli duruyordu. Acaba o da benim gibi hissetmiş miydi?

Daisy ile oturduğu bankın önünden havalı bir şekilde yürüdüğümde bir yanımın buruk olduğu aklıma geldi. Justin'e gerçekten kırgındım.

Justin: o şerefsizle ne işin var

Chloe: sana ne

Justin: Chloe beni deli etme

Chloe: kız arkadaşınla ilgilen

Justin: o benim kız arkadaşım değil

Chloe: bana ne