1.bölüm ✨

908 237 278
                                    

Herkese merhabalar hikayemizin ilk bölümüne hoş geldiniz :) Hikayemiz gerçek arkadaşlığı anlatıyor bildiğiniz gibi . Peki arkadaşlık nedir gerçekten ?

Eski Türklerde askerler savaşırken arkadan gelecek her hangi bir saldırıyı kontrol edebilmek için sırtlarını bir ağaca, kayaya, taşa yaslarlarmış... Bu sırta dayanan nesne genellikle taş ve ya kaya olurmuş.Yıllar sonra bu sırta dayanan taşın ismi ARKA TAŞ dan ARKADAŞ şeklinde dilimize yerleşmiş.

Arkadaş: güvene bileceğin,seni arkadan vurmayacağına inandığın insandır...

Arkadaşlık: bir-birine yardım etmek, muhabbet etmek, paylaşmak, bir-birini dinlemek, bir-birine güç vermek, bir-biriniz için var olmak, farklı fikir ve kültürlerden olunsa da birbirinizi olduğunuz gibi kabul etmektir...

Gerçek arkadaşlar ender bulunur, eşsizdirler, biraz da sevgili gibidirler çünkü onlardan kopamayız, bazen kızılır ama kızgınlıklar asla uzun sürmez çünkü gerçek arkadaşlık ebedidir. Tek bir kelimeyle gerçek arkadaşlık : çok özel ve farklı bir şeydir.

Bize göre arkadaş çıktığın yolda, yaptığın planda seni yarı yolda bırakmayan, üzüntüne ortak olan, mutluluğunu paylaştığın ruh ikizindir.

Arkadaşlık: İnsanı en az aşk kadar mutlu eden, olmak istediğin ve sevdiğin kişilerle kurduğun bir mutluluk bağıdır.

Gerçek arkadaş ise yanında ve arkadaşın olduğunu söyleyen değil, bunu gösterendir.

Peki sizce arkadaşlık nedir ?

Gizem, Duygu, Kumsal onlarsa insana güvenmeği , dostluğu , arkadaşlığı , kardeşliği , eğlenmeği , gülmeyi , her şeyi birlikte öğrendiler . Lisede ilk zamanlar pek anlaşamasalar da şimdi onların arasına kimse giremez. Lise 1den asla ayrılmayan bu arkadaşların en büyük hayali bir gün kendi evlerinde kalmaktı. Veee bunu başardılar... Aynı üniversiteyi kazanıp bir ev tuttular. Ama bu onların sadece küçük bir hayaliydi... Şimdi üniversite 2deler.

~

OCAK 2015

Ders bitmişti. Niyeyse Duygu bugün yoktu. Gizem Kumsala bakarak "Hasta falan mı acaba? Neden gelmedi ki? Haber de vermedi."
Kumsal "İstersen eve gitmeden uğrayalım. Hasta herhalde görmüş oluruz." dediğinde Gizem de onayladı.

~

Kapıyı Duygu açtı "Kızlar hoş geldiniz. Geçsenize içeri." Kızlar salona geçtiler. Gizem merakla "Duygu hasta mısın? Neden gelmedin bugün?" diye sorduğunda Kumsal da 'Haber de vermeyince merak ettik."
Duygu üzgün bir şekilde "Yok hasta değilim. Sadece bugün gelmek istemedim. Bugün... Defnenin kaybolduğu gün..."
Kumsal sarılarak "Canım yaa. Biz unutmuşuz kusura bakma."

Duygu kendini gülümsemeye zorlayarak "Yok ne kusuru? İyi ki varsınız" dedi ve gözlerinden yaşlar akmaya başlarken devam etti :
"Bunca zaman geçti ama hala rüyamda sürekli onu görüyorum. Anlıyamıyorum da kaçırıldı mı, başına bir şey mi geldi aklım almıyor."
Bu sefer gözlerinden yaş akan sadece o değildi. Kızlar üçü de bir birilerine sımsıkı sarılmışlardı...

***

NİSAN 2015

Duyguyla Gizem telaşla her yerde Kumsalı arıyorlardı. Tüm okulda her yere bakmışlardı ama Kumsal'ı bulamıyorlardı. Bir yere mi gitmişti? Hayır öyle olsa haber verirdi üstelik çantasını da sınıfta bırakmıştı.. Okulun çıkışında bankta oturmuş nerede ola bileceğini düşünüyorlardı. Teneffüs bittiğinde kızlar sınıfa girdiğinde Kumsal yerinde yoktu. Çantası falan her şey yerinde, ama Kumsal yoktu...

MAVİ'nin 3 tonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin