15.Bölüm:Yalancı

71 17 1
                                    


"Sana yardım edeceğim." dediğim an gözleri bir an faltaşı gibi açılıverdi.Ne diyeceğimi bilemeden sarıldı bana. "Teşekkür ederim." diye mırıldandı. "Ama benim dediklerimi yapman gerekecek." dediğimde olumlu anlamda kafasını salladı. O sırada öğretmen sınıfa girdi ve herkes sus pus oldu. Bir an ne olduğunu anlamasamda öğretmen'in dış görünüşünden sert biri olduğunu anladım. Herkes aynı anda ayağa kalktı. "Oturun!" diye bağırdığı an herkes aynı anda oturduğu zaman ben ayakta kalakalmıştım.

"Yeni biri geldi demek." dediğinde aniden yutkundum. Ne diyeceğimi bilemeden ona bön bön bakmaya başladım. "Kendini tanıt!" diye bağırdı, kalın ses tonuyla. "Ada Polat, buraya İstanbul'dan geliyorum." dedim ve şıp bir şekilde yerime oturdum. "Geliyorum değil! 'Geldim' diyeceksin!"

Ders bittiğinde sinir bozucu öğretmen hemen eşyalarını toplayıp çıktı. Hemen Seray'ı dürtüp ayağa kalktım. "Uyan Seray, operasyona başlıyoruz." dediğimde bana sırıtarak bakmaya başladı. "Ya ajanlar gibi olduk anasını satayım." bir an ne dediğine anlam veremedim. "Ya şu diziyi izleyince böyle oldum ben." diye yakındı ve ayağa kalktı. Bir an onu süzdüm. Simsiyah ojeleriyle çok ama çok asi duruyordu. Hele de o siyah takılar...

"Cem nelerden hoşlanır biliyor musun?" diye sorduğumda olumsuz anlamda kafasını salladı. "O zaman bizde öğreniriz." dedim ve sınıflarının önüne geldiğimizde sıralarında oturduklarını gördüm. Fazla mı,cool duruyorlardı ne?

Seray'ın elinden sıkıca tuttum ve onların sırasının bir önüne oturduk, boştu tabiî. "N'aber?" diye sorduğumda Cem sırıttı. Berke ise elinde telefon beni takmıyordu bile. Bir an telefonunu gözünün önünden çekti ve Seray'a baktı. "Oturuyoruz hayatım, ya sen?" bunu söylerken yine telefonu eline almıştı. Ve o 'hayatım' kelimesinde donakalmıştım.Aras bile bana böyle bir kelime kullanmamıştı.Çok garip olmuştum.Biz zaten Aras ile birşey değildik.Sadece ben onu seviyordum.O da beni koruyordu bazen.

Aslında bakarsanız Semih'i bile özlemiştim. O da Aras'ı sevmiyordu hatta nefret ediyordu galiba ama ben herkesi özlemiştim. O kızı,Yaren'i. Akıllı,Bora'yı. Beni sevmeseler bile özlemiştim ve Bora'nın Yaren'i sevmesi ve Yaren'in bunu bilmemesi canımın yanmasına bir sebebti. Aşklar hep böyle miydi? Her zaman bir taraf üzülürken bir taraf mutlu olurdu.

"Ada, sana diyorum," elini gözlerimin karşısında hareket ettiriyordu. "Hı..?" diye sorduğumda,Seray'da bana bakarak göz devirdi. "Kızım deminden beri seni çağırıyorum yine daldın gittin uzaklara."

Bunları söylerken Cem ve Berke'de yanımızdaydı yani biz onların yanındaydık. "Hadi kantine inip birşeyler atıştıralım." dediğim an Berke ayağa kalktı. Beni de kollarının arasına aldı. Bu durumunda pek haz almasamda sesimi çıkarmadım.

Kantine indiğimizde Seray benim yanımda Cem de, Berke'nin yanındaydı. Şunları ne yapıp edip yakınlaştırmam gerekiyordu. Aslında eskiden ben daha da deli dolu bir kızdım, dimi ya? "Ne istiyorsunuz?" diye sordu Berke. "Ben tost alırım." dediğimde herkes de tost istedi ve Berke sıra yerine başkalarına aldırırken biz de oturacak bir yer bulduk. "Cem biliyor musun Seray çok güzel şiirler yazıyor." dediğimde Seray kafasını bana doğru çevirdi ve 'sen..' dercesine baktı. Evet onun telefonda neler yaptığına bakmıştım ve bunda hiç şikayetci değildim.

"Öyle mi?" diye sordu Cem şaşırmışcasına. "Evet, bir tane okusana Seray." dediğimde gözlerinden ateş fışkırıyordu.

"Her geçen gün,
Daha da zorlaşıyor.
Sensizlik bedenimi yoruyor.
Her geçen gün.

Her geçen gün
Daha da seviyorum seni.
Ne yapacağımı bilmez,
Yürüyorum sensizliğe.

Her geçen gün,
Daha da umutlanıyorum.
Belki, birlikte oluruz umudu,
Bedenimi kaplıyor.
Her geçen gün." (yazar yazmıştır.)

Şiiri okudu ve Cem'den gözlerini kaçırdı. "Mükemmel." dedi, Cem ona bakarak gülümsüyordu. "Birkaç hatam var." diye söylendi Seray.

"Neyi kaçırdım gençler." diyen Berke herkese tostlarını verdi. "Seray şiir okudu o kadar." dedim normal bir şeymiş gibi. "Sen mi yazdın?" diye şaşkınlıkla sordu Seray'a. "Evet," dedi Seray buruk tebessümüyle.

Tostlarımızı yedikten sonra bir banka oturduk. "Hiç asi tipler yok mu burada?" diye sorduğumda sanki wattpad hayranlığımı belli etmiş gibi oldum. "Bir wattpad delisi daha." dedi ve göz devirdi bana Seray. "Eski okulunda var mıydı böyle tipler?" diye soran Cem'e olumlu anlamda kafamı salladım. Birkaç tip vardı ama onlara wattpad kızları gibi pek bulaşmıyordum. Aras hariç. "Ne diyorsun sen Cem, istenmeyen bir lisedeydi Ada tabii olacak belali tipler." dedi Berke. "Sen, nereden biliyorsun?" diye sorduğunda Berke ne diyeceğini bilemedi bir an, hissettim. "Biz bunları konuştuk."

Pek ikna olmasa da kafasını olumlu anlamda salladı.

"Aslında burada birkaç kişi var ama okula pek uğramazlar." dedi Seray. "Neden gelmiyorlar?" diye sorduğumda, "Prensip meselesi," demişti. "Peki sen neden soruyorsun, yanında sevgilin var kızım." bunları söylerken kulağıma konuşmuştu ve benim de bir an yüzümün kızarmasına sebep olmuştu.

"Biz Seray ile sınıfa gidiyoruz." dedim ve Seray'ın elinden çeltiğim gibi koşarak kuytu bir yere getirdim. "Ne oluyor kızım ya?" diye şaşkınca sordu. "Sana verdiğim sözü tutmam gerekiyor." dedi ve düşünmeye başladım. "Cem en çok neylerden hoşlanır?" diye sorduğumda düşündü ve bir fikir bulduğunu tahmin ettim cünkü elimi yukarı kaldırmıştı. "Buldum!" dedi ve kendi kendine gülmeye başladı. "Ama bunu senin vermen gerek çünkü, utanıyorum." dediğinde göz devirdim. "Kızım çocuğa aşık olan kız?" diye sorduğumda eli ile kendini gösterdi. "E.. Hâlâ söylemedin neyi sever?"

"Çikolata!" diye bağırdı ve birkaç 9.Sınıfta bize deli gibi bakıp uzaklaşmışlardı. "Tamam sen kantine git istediği,sevdiği çikolataları al da gel." dedim ve koşarak yanımdan uzaklaşan Seray'ı izledim. Kim tahmin edebilirdi asi bir kızın böyle hareketler yapacağını?

Birkaç dakika sonra bir poşet dolusu çikolata ile yanıma geldi. "E.. Niye geldin gidip versene çocuğa?" diye sorduğumda olumsuz anlamda kafasını salladı. "Hayır ya yapamam bunu ben." diye yerinde zıplarken gözlerim yorulmuştu onu izlemekten "Kız bir yerinde dur." dedim ve onu durdurmaya çalıştım. "Ya tamam birlikte gidelim yanlarına." diye bir teklifte bulunurken gözleri parladı. "Tamam ama poşet sende dursun sonra bana verirsin." olumlu anlamda kafamı salladım.

Yavaşca onların yanına gittik tabii Seray'ın elini tutuyordum ve eli çok terlemişti. "Ya sakin ol deli." diye mırıldandım. "Ya ilk defa böyle hisler yaşıyorum bozma lütfen." dediği an yanlarına gelmiştik poşeti yavaşca Seray'a verecekken yere düşürdüm. Yerden poşeti alacakken Cem ile ellerimiz değdi. Cem bana baktı ben de Cem'e.

"Al," dedi ve poşeti bana uzattı. O bakışını Seray görmüş olacak ki, yavaşca yanımızdan ayrıldı. "Ne oluyor buna?" diye sordu Cem.

"I.. Bilmem." dedim ve Seray'ın peşinden gittim.

"Seray!" diye bağırdım ama beni duymamazlıktan geldi ve ilerlemeye devam etti. "Seray ya beklesene beni," dediğimde ona yetişmiştim. Yüzünü saklıyordu saçlarını öne itmişti. Saçlarını yüzünden çekince çok ama çok şaşırdım. "Ağlama ama Seray."

Bana baktı sinirle "Nasıl ağlamayayım ya!" diye bağırdı. "Yalancısın sen!"

°•°•°•°•^•^•^•^°•°•°•°•°•°•°•^•^•^

Şimdi de 'yalancı' durumuna düştü bakalım diğer bölümde neler olacak?

Bys♥

SEBEPSİZ  #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin