Lina
Hira
Yağız
Yekta
İçimdeki korkuyu anlatmam mümkün değildi. Aklımdan bir sürü şey geçiyordu. Evden arkama bakmadan kaçıp gitmek, polisi arayıp onlar gelene kadar yerimden kıpırdamamak, Hira'ya kendimi tokatlatmak, avazım çıktığı kadar çığlık atmak bunlardan sadece bir kaçıydı. Belki de bir rüyanın içerisindeydim. Gözlerimi kapatıp açarsam yatağımda olabilirdim. Gözlerimi birkaç saniye kapattım ve tekrar açtım. Sanki transtaymışım gibi gözlerimi açmamla kendime geldim. O an Hira'nın çığlıklarını duymaya başlamıştım. Beni her ne kadar sarsıp ''ölümü o ölümü? Kim o? Polisi arayalım" diye sorular sıralasa da onu algılamakta sorun yaşıyordum. Benim tepki vermediğimi fark edince sustu ve önüme geçip sert bir tokat attı. Bu tokatla anca kendime gelmiştim ve ağzımda çıkan tek kelime ''kaçalım'' olmuştu. Hira'nın da kolundan tutup kapıya doğru hızla yürüdüm. Tam kapıyı açacakken ''Delirdin mi sen evinde ölü olup olmadığını bilmediğimiz biri kanlar içinde yatıyor ve sen kaçmayı mı düşünüyorsun? Kafayı yemiş olmalısın Lina ev senin farkında mısın? Hemen odaya çıkıp polisi arayalım. Onlar gelene kadar da odadan çıkmayalım.'' Demişti. Odaya çıktığımızda telefonlarımızı ararken bilgisayarın ekranına yapıştırılmış kağıdı fark ettim.''Hira, burada bir kağıt var ve polisi ararsak bizimde sonumuzun aşağıdaki gibi olacağı yazıyor.'' Hira korkudan gözlerini kocaman açıp elleriyle ağzını kapattı. ''İnanmıyorum odana kadar gelmiş mi? Lina, çok korkuyorum. Lütfen bir şeyler yap. Yekta'yı arayalım o gelsin lütfen.'' Yekta'yı da bu pisliğe karıştırmak istemediğim için ''Hayır kimseyi arama hem belki ölmemiştir. Aşağıya inip bakmamız lazım. Gel hadi.'' Gelen ani cesaretle mutfağa indim ve sandalyenin tam arkasına geçtim. Küçük bir inleme duyduğumda çığlık attım ve birkaç adın geriledim. Fısıldayarak ''Hira her kimse ölmemiş. Sesini duydum. Ben şimdi önüne geçeceğim kimmiş anlarız.'' Hira korkudan ağzını açamamıştı. Yavaş hareketlerle sandalyenin önüne yürürken kafam yerdeydi. Kaldırmaya korkuyordum yüzünün ne halde olduğunu bilmiyordum. Yavaş yavaş kafamı kaldırdım ve gördüğüm yüzle delirecek gibi oldum.
''Hira, bu bu Yekta! Hira, sandalyedeki Yekta koş.'' Hira söylediğim şeye inanamayarak yavaşça yanıma geldi ve Yekta'yı görmesiyle çığlığı bastı. Bizim bağırmalarımıza gözlerini zorla açmaya çalışmıştı.
* *
Yekta'yı zar zor koltuğa yatırdık ve kendisine gelmesini beklerken Hira Yüzündeki kanları temizlemeye çalışıyordu. Yaklaşık yarım saat sonra gözlerini tamamen açmıştı. ''Hira, su ver.'' diyebilmişti en nihayetinde.
Birkaç saatin ardından biraz daha kendine gelmişti. Her yeri kan içerisindeydi ve çok berbat görünüyordu. Yormamak için bu saate kadar bir şey sormamıştık ama artık dayanamıyordum.
''Yekta, sana ne oldu? Kim yaptı bunu sana?'' Yekta konuşup konuşmamak arasında kalmıştı. Hira konuşmaya başladığında ona çevirmişti bakışlarını.
''Yekta canım, bak biz çok korktuk sana bir şey olacak diye. Kimle kavga ettin? Hemen şimdi hastaneye gidelim ve rapor alalım. Süründürelim onları. Şu haline bak her yerin kan içinde, yüzün çok kötü görünüyor.'' Hira kendini daha fazla tutamamıştı. Hem ağlıyor hem de Yekta'nın yüzünü avuçlarının içine almıştı. Yekta elini zorla kaldırdı ve Hira'nın elinin üstüne koydu. ''Yüzüm, yüzüm gerçekten çok mu kötü?'' İkimizden de ses gelmeyince Hira'nın gözlerinin içine hüzünle baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMLİKSİZ (DÜZENLENİP TEKRAR DEVAM EDİLECEKTİR)
Mystery / ThrillerBir grup öğrenci ödev gereği bir senaryo yazmak zorunda kalır. Tabi ki buna en çok sevinen hayal dünyası çok geniş olan Lina'dır. Psikopat bir seri katili yazmaya başlamışlardı. Ya yazdıkları senaryonun oyuncuları ve kurbanları kendileri olursa...