The Dark Side Of Light

24.9K 232 21
                                    

The dark side of light

Avukatın kapısına geldiğimde gözlerimi kapattım ve derin bir nefes alarak kalp atışlarımı normale döndürmeyi denedim. İçeri girdiğimde kendimden emin görünmeliydim. İlk önce tereddüt etsem de kapıyı çaldım. Ve içerden girmemi söyleyen sesi duyduğumda içeri girdim. Ellerim terliyordu. Hayatımda ilk defa bu kadar heyecanlandığımı fark ettim. İçeri girdiğimde gülümsememi engelleyemiyordum. Ama içeri girer girmez yüzüm düşmüştü. Çünkü içerdeki avukat bana güler yüzle bakmıyordu. Bir şeyler olduğu her halinden belliydi. Lütfen. Lütfen. Lütfen düşündüğüm şey olmasın. Onu dinlemeden önce kahverengi deri koltuğa oturdum. İçimde fırtınalar kopuyordu.

"Üzgünüm ama başvurun kabul edilmedi." Benim kadar üzgün görünüyordu. Gözüm elindeki yüzüğe kaydığında evli olduğunu hatırladım ama bunu zaten biliyordum. Çocukları olduğunu bilmiyordum. Benim kadar üzüldüğüne göre çocukları olmalıydı. Başvurumun kabul edilmemesi saçmaydı. Yanlış olan bir şey yoktu.

"Ama ben 18 yaşındayım. Bir işim var. Ve öz kardeşimi yanıma almak istiyorum. Bunda yanlış olan bir şey yok. Ailem 2 yıl önce trafik kazasında öldüğünden beri sadece ikimiz kaldık. O daha 10 yaşında. Onun bana ihtiyacı olduğu kadar benim de ona ihtiyacım var!" Başını biliyorum dercesine yavaşça salladı. Avukatın adı Samantha'ydı. Onu önceden de tanıyordum. Ailemle bir kaç kez çalışmıştı. Beni tanıdığını için kardeşimi yanıma aldığımda bocalamayacağımı biliyordu.

"İnan bana biliyorum. Onu ne kadar sevdiğini ve yanında olmasını istediğini biliyorum. Ama kanunlar karşısında yapabileceğim bir şey olmadığını biliyorsun. Mahkeme uzun süreli bir işin ve düzenli bir gelirin olmadığı için bunu uygun görmüyor. Ama Ashley'nin verildiği aileyi gördün. Kardeşin olduğu içi belki bunu kabullenmek istemiyorsun ama gerçekten iyi bir aile. Ona iyi bakacaklarına eminim. Ve hafta sonları gidip onu görebileceksin. Bugün Cuma yarın özlemini giderebilirsin. İki günün var." Bunları söyledikten sonra evin adresini Küçük bir kâğıda yazıp bana uzattı. Elindeki kâğıdı alıp yüzüne baktım. Yüzünde küçük bir tebessüm vardı. Kâğıdı cebime tıkıştırdım. Kardeşim benim yanımda olmalıydı.

Herhangi bir şey söylesem de yararı olmayacaktı. Yapabileceği bir şey yoktu. Sinirle Oturduğum koltuktan kalkarak kapıyı çarpıp çıktım. Koşar adımlarla aşağı inip binadan uzaklaşmaya başladım. İçimdeki fırtına her şeyi yıkıp dökmüştü.

Ashley'yi verdikleri ailenin iyi olduğunu düşünüyorlardı. Ama adamın gözlerindeki kini görmüştüm. Ve olayların iyiye gitmeyeceği belliydi.

Taksiye binip çalıştığım kitapçının adresini söyledim. Başımı cama yaslayıp Londra sokaklarını izleyerek sorunlarımdan uzaklaşmaya çalıştım. Hiçbir işe yaramamıştı. Çantamdan telefonu çıkartıp saate baktım. Görüşme için 2 saatliğine izin almıştım. Göründüğü gibi iyi geçmemişti. En azıdan yarın onu görecektim.

***

Bu sıradan bir aşk hikayesi değil. Daha karmaşık, daha farklı. İç dünyalarında kaybolmuş, geçmişlerinde yaşamaya devam eden insanlarla alakalı. Bir şekilde geride bırakılması gereken geçmişler, geri alınamayan hatalarla dolu olanlar.

***

Bu hikaye kendi şahsıma aittir. Bu hesap dışında başka yerde bulunmamaktadır!

The Dark Side Of Light benim yeni hikayem. (kısaca TDSOL) Olaylar ilerledikçe güzel bir hale gelecek. Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin sizi çok seviyorum.

The Dark Side Of Light || StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin