Chapter 3 - Jacket

3.2K 144 8
                                    

Geç geldiğini biliyorum ama keyfi olan bir şey değil. Su çiçeği geçiriyorum ve keyfim hiç yerinde değil. Umarım bölümü beğenirsiniz. Diğer bölümleri geciktirmeyeceğim. Bölüm şarkısı konusunda açıklama yapmayacağım bundan sonra, siz multimedia'da olduğunu bilin :D. Önceki bölümdeki oylar çok güzeldi sizi seviyorum. :))):)) sınır +20 vote uzun uzun yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar...

Bölümde geçen otele bakabilirsiniz. Gerçekten güzel bir otel (Harika Ötesi bir şey). Multimedia'da takım elbiseli seksi Harry var. 

Bölüm şarkısı: Shakira - Empire 

***

Ona baktığımda gerçekten şık görünüyordu. Siyah takım elbisesini aynı renkte gömlek ve kravatla tamamlamıştı. Kıvırcık saçlarını karıştırdı. Barmenin içine şarap doldurduğu kadehi aldı.

Bana çapkın bir gülüş atarak "Seni buralarda ilk defa görüyorum." dedi. "Buralarda pek takılmam." dedim, önümdeki kadehi elime alarak. Bir kız yanımıza gelince Harry bakışlarını üzerimden çekip kıza sabitlendi. Birbirlerine benziyorlardı. Kıza bakmayı bırakıp salondaki insanlara baktım. Frank ve Amber bir köşeden bizi izliyorlardı. Kız konuşmasını bitirdikten sonra Harry "Tamam Gemma sen git ben birazdan geleceğim." dedi. Ben anlamayan gözlerle ona ve adının Gemma olduğunu öğrendiğim kıza bakarken şaşkınlıkla bana baktı. "Onun kardeşim olduğunu biliyorsun, değil mi?" şaraptan bir yudum aldım. Tadı gerçekten güzeldi. Üzüm tadı boğazımdan kayarak midemi buldu. "Öğrenmiş oldum." Harry hala şaşkınlığını gizleyemiyordu. "Benim hakkımda çok fazla şey bilmiyorsun sanırım." dedi. Bu sırada ayaklanmıştı.

"Pek bir şey bildiğim söylenemez." dudakları memnuniyetle kıvrıldı. "Bunu sevdim. Şu anda gitmem gerek. Ben seni ararım." dedi ve birkaç adım attı. Numaramı bile bilmiyordu nasıl arayacaktı? "Numaramı bilmiyorsun." Yüzünü  bana döndürdü. Yamuk bir gülüşle "Ben Harry Styles'ım. Bulurum." arkasını dönüp çıkışa ilerledi. Ukala.

Harry salondan çıktığında Amber ve Frank yanımda bitti. "Ne oldu?" dedi Amber, elbisesinin eteğini düzelterek. "Beni buralarda ilk defa gördüğünü söyledi. Sonra kardeşi geldi. Sonra da seni ararım diyerek gitti. Numaramı kendisi bulurmuş." dedim gözlerimi devirerek. Frank konuşmamızın arasına girerek "Kaldığın oteli ve numaranı davet listesine yazdım. Bu normal bir şey. Buradaki herkesin adresi ve numarası yazıyor. Büyük ihtimalle oradan bakar. Artık burada işimiz kalmadı ben seni otele bırakayım." Beni yanlarında götürmeyecekler miydi? Ama Ashley. "Sizinle gelmiyor muyum? Ashley'yi görebileceğimi söylemiştiniz!"

Frank elini belime koydu, beni çıkışa yönlendirdi. "Ashley bizimle, o iyi merak etme. Her gün bizi olaylardan haberdar edeceksin, en fazla iki günde bir, mesajla veya aramayla. Yoksa onu bir daha göremeyeceğini biliyorsun. Bu iş bitene kadar onunla yüz yüze konuşamazsın çünkü Harry bir şeyler döndüğünü anlar. Boş zamanın olduğunda -ki olmayacak- arayıp onunla görüşebilirsin. Tüm bunlar bittiğinde onu yanına alabilirsin. İtiraz etmek için seçeneğin olduğunu sanmıyorum. Şartlar bunlar anladın mı?" Beni resmen köşeye sıkıştırmışlardı, bu benim sinirlerimi bozuyordu. Dişlerimin arasından "Tamam." dedim. "Bu arada kaldığın otelin adını sana mesaj attım. Rezervasyonun 1 haftalık gözüküyor. Bu yüzden herhangi bir şey olursa otelin adını ezbere bilmen gerekiyor." dedi, adımlarını hızlandırıp önümüzde olan Amber'ın yanına giderken. Çantamdaki telefonu çıkartıp gelen mesaja baktım. Otelin ismi kolayca akılda kalan bir isimdi.

Salonun büyük kapısından çıktığımızda soğuk vücudumu ısırdı. Hangi akla hizmet ceket almamıştım ki? Cevap belliydi. Tabii ki de ben.

The Dark Side Of Light || StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin