Günlerdir bu evde yaşıyordum ama hala halamın nerede çalıştığını dahi bilmiyordum. Belli ki baya bi para kazanıyordu yaptığı işten. Üçü birden sabah saat on gibi çıkıp akşamdan sekiz dokuz civarında geliyorlardı. Kahvaltı sofrasında oturup hala mı izledim. Gerçekten çok ama çok güzel bir kadındı. Yanında olduğum zamanlarda hala olan o değilde benmişim gibi gözüküyordu. O neşesiyle ve güzelliğiyle herkesin dikkatini çeken bir kadındı. Ben ise insanların bırakın konuşmayı göz göze gelmekten çekineceği bir kızdım. Halamla tek uyan yanımız göz rengimizdi. İkimizinde gözleri yeşildi. Ama benim gözlerim halamınkine göre daha koyuydu. Tam yeşildi. Ne güneşte açılır ne de koyulaşırdı. Duygusuzluğundan tavizvermeyen bir yeşil.Halamın saçları düz ve açık kumraldı, uçlara doğru daha çok açılıyordu ve sarı rengini alıyordu. Sadece gözlerim ve kaşlarım baba tarafına çekmişti. Vücudumun yüzde yetmişini saçlarım kaplıyor gibi geliyordu. O kadar gür ve dalgalılardı ki topuz yaptığımda kafamdan büyük bir şey oluşuyordu sanki. Baya çıkık elmacık kemiklerim vardı. Dudaklarım ise anneminkinin tıpatıp aynısıydı. Dolgun ve kırmızı. Halam ise bana nazaran o kadar narin ve güzeldi ki keşke ona benzeseymişim diye geçirdim içimden.
Halam aniden "Canım okul işini napıcaksın?" diye sordu. Hiç bi fikrim yoktu. Yaz tatilindeyiz diye okul muhabbetini umursamamıştm. Benden cevap gelemeyince "İlgilendiğin ve ya yetenekli olduğunu düşündüğün bir şey var mı?" diye sorunca aniden "Müzik" deyiverdim. Halam hoşnut olucak ki otuz iki diş birden gülümsemeye başladı. "Şarkı söyleyebilirim." dedim. Halama en çok kuyruk olan adam " Hiç ders aldın mı?" diye aptalca bir soru sordu. Ona alayla baktım "Geldiğim yerde kız evlatlarını zorla kocaman adamlarla ve ya kuzenleriyle evlendiriyorlar. Sence ders almış olabilirmiyim?" dediğimde kuyruk hemen kafasını eğdi ve kahvaltısına devam etti. Halam hiç tepki vermedi. Doyduğumu hissettiğimde halama eline sağlık dedim ve kahvaltıdan kalkıp odama çıktım. Daha yeni uyanmama rağmen kendimi ölü gibi hissediyordum. Kendimi yatağın üstüne atıp tavanı izlemeye başladım. On beş dakika sonra kapım çalındı "Gir." diye seslendim. İçeriye suskun olan kuyruk girdi. Yanıma geldi ve yatağın kenarına oturdu. Tek kaşımı kaldırmış onu izliyordum. "Okul başalayana kadar şan ve piyano dersi alıcaksın. Az önce şan hocasıyla konuştum her akşam gelip sana odanda ders vericek." dedi. Ona tek kaşımı kaldırıp bakmaya devam ettim. Bu benim için güzel bişeydi. Ama teşekkür etmezdim. Eğer benim ondan istediğim bişeyi yapmış olsaydı teşekkür ederdim. Zaten kolay kolay da bişey istemezdim. Yinede içten içte minnettardım. Benden tepki gelmeyince ayağı kalktı. Tam kapıdan çıkarken arkasını döndü " Hazırlan birazdan seninle alışverişe çıkıcaz" dedi. Sonunda seskinliğimi bozup "kiminle birlikte?" diye sordum. "Hep beraber" dedi. Sonra da çıkıp gitti. Altıma hemen bir kot geçirdim. Gür saçlarımı tepemde topuz olarak toplayıp odadan çıktım. Aşağı indiğimde herkes beni bekliyordu. Halam yine güzelliğiyle göz büyülüyordu. Bana sarılarak "Ah benim güzel yiğenim." dedi. Ona hafif bir gülümsemeyle karşılık verdim. Hepsi otuzlu yaşlarında insanlardı ama yirmili yaşlarında gibi duruyorlardı. Dışarı çıktığımızda Suskun olan "Benim arabamla gidelim." dedi. Gidiceğimiz yere gelene kadar kimse konuşmadı. Geldiğimiz yere şöyle bir bakındım. Çok ama çok büyük bir alışveriş merkeziydi. Halam ilk önce kıyafet alışverişi yapmak istediğini söyledi. Aralarında en büyük ve en lüks gibi duran mağazaya bakındım. Kesinlikle her şey çok pahalı gibi duruyordu. Halam küçük bir çocuk gibi heyeanla orda oraya koşuşturup her gittiği reyondan bir şey beğenip alıyordu. Ben ise odun gibi durup sadece bakıyordum. Omzumda bir el hissedince sinirle elin sahibinin kim olduğuna baktım. Suskundu sertçe omzumu elinden kurtardım. Bozuntuya vermeden konuşmaya başladım. "Hiçbir şey beğenemedin mi?" diye sordu. Omzumu silkerek "Bakmaya gerek duymadım, bana göre değiller." dedim. Kafasını olumsuz anlamda salladı "Sana göre bi yer biliyorum." dedi. Ben bir şey demeden yürümeye başladı arkasınan takip ettim. Mağazadan içeri girdiğimizde gerçekten benim beğeneceğim şeyler vardı. "Gel bakınalım bi." dedi. Beraber bakmaya başladık. Kot bir ceketle yanıma geldi. Tek kaşımı kaldırdım ama itiraz da etmedim. Ceket üstüme çok güzel oturmuştu. Ceketi incelerken suskun elinde siyah deri bi taytla çıkıp geldi. Ona bakarak gözlerimi devirdim ve elindeki taytı da alıp giydim. Suskunun zevkini tebrik etmiştim doğrusu. Bunun gibi ceketler, taytlar ve tişörtler alıp mağazadan çıktık. Halam elinde dolu dolu poşetlerle bizi bekliyordu. Bizi görünce elindeki poşetlerden bir kaçını seçip bana verdi. "İçinde önemli günlerde giyeceğin elbiseler var hayatım. İşim gereği yemekler oluyor ve sensiz gitmek istemiyorum." dedi. İçimden oflamak gelsede onaylarcasına kafamı salladım. Yiyecek alışverişide yaptıktan sonra eve geçtik.
Halam suskunla aldığımız kıyafetleri alıp inceledi. Sonra suskuna dönüp "Bu ne ya içim karardı resmen." dedi suskun kıkırda dı. Ona ister istemez hayretle baktım. Hiç kıkırdadığını görmemiştim.
