Adam, doktilosunun başına geçmiş bir şeyler yazmaya çabalıyor. Yanında ucuz şarap, elinde sigarası... Ne yazacağını hatta günlerden ne olduğunu bile bilmiyor.
Yalnız, sarhoş ve kokuşmuş.
Ucuz şarabından büyük bir yudum alıyor, sigarasını söndürüyor ve daktilonun tuşlarına basmaya başlıyor: ''Aklımda yazar olmak yoktu. Hala yok. Tek isteğim düşünmek. Oturduğum yerden birçok şey düşünebilirim. Örneğin, ölmek için sebep. Yüzlerce bulabilirim. Ama tek yapabildiğim içmek, sevişmek, içmek ve sonra biraz daha içmek.''
Daktilonun başından kalktı ve telefonun başına geçti. ''Alo'' dedi karşıdaki kadın. ''Şarabım ve biram var.'' dedi İsimsiz Berduş. ''Geliyorum'' diyen kadın hiçte yabancı değil. Bundan çok değil bir hafta önce berduşun kafasına küllük fırlattıktan sonra terk edip giden kadın.
Kadın, adamın üçlü kanepesine uzanmış birasını yudumluyor. Yanında adamın kedisi, elinde pahalı puro... Kimden aldığını o da hatırlamıyor.
Yorgun, sarhoş ve ezilmiş.
''Üzgünüm.'' diyor kadın. Adam duymamazlıktan geliyor ya da gerçekten duymuyor. Kalkıyor ve bir bira daha alıyor kendine. Gelirken de bir plak yerleştiriyor pikaba. Amerikan Woman sesleri yankılanıyor berduşun evinde. Huzursuzlanıyor adam. Bir maç seyretmediğine ya da sıradan erkekler neler yapıyorsa işte onları yapmadığına pişman. Burada oturmuş eski alkolik sevgilisiyle kafa çekiyor. Adamın aklı bunlarla meşgulken kadın, adama yanaşıyor ve onu yatağa götürüyor. ''Yeniden başlıyoruz.'' diye geçiriyor aklından berduş, ''Ah kadınlar...''.