Sinemaya gitmek istemişti canı berduşun ama almazlardı onu. Biliyordu. En son sinemanın ortasında kadınları taciz etmemiş olsaydı gidebilirdi. Belki. Tuvaleti yaktığını unutmuşlardır herhalde.
Bir biraya... hayır hayır daha fazla biraya ihtiyacı vardı.
Aslında hep daha çok biraya ihtiyacı vardı.
Aslında ihtiyacı olan tek şey daha fazla biraydı.
Yatağında yatmış tırtılın nasıl kelebeğe dönüştüğünü düşünüyordu. Garipti. Kadınların dışkılamasından daha da garip. Haftalık yazsını yayımladıkları derginin müdürü aramıştı bir saat önce. Dergi basılacaktı ve o hala yazıyı göndermemişti. Nasıl gönderebilirdi? Erozim yaşamadan nasıl yazabilirdi erotik hikayeler? Yazabilirdi aslında. Çok kez yazmıştı. Tamam, sadece canı istemiyordu. Hiç istememişti.
Tam sigara yakıyordu ki telefon çaldı.
''Alo?'' dedi berduş.
''Ah! Sonunda ulaşabildim sana!'' dedi telefondaki kadın. Adam onu tanımamıştı. Hala aklı daha fazla biradaydı.
''Beni tanımamış olmalısın. Ben annen!'' dedi kadın.
Ne garipti en yakından tanıdığın birini tanıyamamak.
Bir an ne diyeceğini bilemedi berduş. Aslında hiçbir an annesine ne diyeceğini bilmedi. Hep uzak durmuştu annesi ona. Hep bir mesafe, hep bir soğukluk vardı aralarında. Berduş bir iki saniye daha bekleyip telefonu kapattı. Diyebileceği bir şey yoktu. Hiç olmamıştı.
Yatağına gittiğinde kedisini gördü. Annesinin adını vermişti ona.