Ya o, ya ben.

461 37 0
                                    

Saat gece yarısıydı. Kalkmama sebep olan ise gördüğüm kabustu.

'' Büyük bir boşluktaydım. Ama filmlerdeki gibi beyaz boşlukta falan değildim. Grimsi, siyahımsı bir ortamdaydım. Havada kül kokusu vardı. Etrafta sadece bir taş vardı bir de ağaç. Ağaç o kadar uluydu ki ucunu göremiyordum. Birden Hale'nin sesi yankılandı:

''Mezarlığa geleceksin Eflin,  mezarlığa.''

Şimdi de ne yapmam gerektiğini söylüyordu. Hem de rüyamda. Eve girmenin yolunu bulamayınca rüyalarıma girmeye çalıştı şeytan kız!''

Hiçbir şey diyemeden uyandım. Gidip gitmemek arasında kararsız kaldım. Gitseydim, öldürebilrdi beni hatta daha kötüsü acı çektirebilirdi. Ama gitmezsem yine meraklanırdım ve çağırırdım. Yani her ne yaparsam yapayım Hale'yle görüşecektim.

Hemen üstüme bir şeyler geçirdim ve yine camdan aşağı indim. Bu sefer inerken ağacın dalı kolumu çizmişti. İçimden bir ses hiç iyi bir şey yapmadığımı söylüyordu ama kendime engel olamıyordum.

Mezarlığın o büyük kapısına geldiğimde hala dönme şansımın olduğunu hatırladım. Daha sonradan gelen cesaretle ayağımı içeri atmıştım. Aslında gayet sakindim. Hale'nin nerede olabileceğini tahmin edebiliyordum. Yavaş yavaş musalla taşına doğru yürüdüm. Artık mezarlardan biri fırlayacak diye de korkmuyordum açıkçası.

Taşa geldiğimde Hale oturuyordu ve beni görünce hemen ayağa kalktı:

''Geleceğini pek beklemiyordum. Şimdi seni neden seçtiğimi daha iyi anlıyorum. Gerçekten de cesursun. Tekrar karşıma çıkmak için başkası bunu yapmazdı.''

''Ne söyleyeceksen çabuk söyle.''

''Bana emir vermekten vazgeç seni pis ergen! Burda emirleri ben veririm. Öldüreceksin. O adamı öldüreceksin dedim sana.''

''Ben de öldürmeyeceğim dedim!''

''Bu olayı tatlı bir şekilde halletmek isterdim. Kimi kandırıyorum ki böylesi daha zevkli.'' deyip koca bir kahkaha attı ve yandaki mezarın arkasından birini çıkardı ve taşın üstüne koydu.

Olamaz bu Eda'ydı! Eda'nın ne işi vardı burada?

''Sen benim arkadaşıma ne yaptın!''

''Daha bir şey yapmadım. Fakat hiçbir şey için geç değil Eflin. Hala intikam almayacak mısın o adamdan?''

Şimdi ne yapacaktım ben!?

''Kabul etsem bile Eda'ya bir şey yapmayacağından nasıl emin olabilirim?'' lafı uzatmaya çalışıyordum.

''Eğer kabul edersen bırakacağım. Kanıtlamama gerek yok. İnanmak zorundasın.'' sinsi bir gülüş atmıştı.

''Tamam, yapacağım! Bırak Eda'yı.'' bunu Eda'yı sevdiğim için söylemiştim.

Hale ellerini havaya kaldırıp bir şeyler yaptı ve Eda'ya baktığımda yerinde yoktu.

''Şimdi onu mezarlığın içinde bul ve bu işi bitir. O adamı öldür!''

Koşarak her mezarın arkasına bakmaya başladım. Kalbim küt küt atıyordu. Koca mezarlıkta nasıl bulacaktım Eda'yı? Tam mezarların arkalarına bakarken tepinme sesleri duydum ve direkt koşmaya başladım. Eda'yı bulmuştum. Hemen ellerini ve ağzını çözdüm. Ayağa kalkmasına yardım edip hızla mezarlıktan çıktık.

Bize gelmiştik. Annesi sorun etmezdi. Annemleri de kandırırdık zaten.

''Babanı gerçekten de öldürecek misin Eflin?''

''Tabii ki de böyle bir şey asla yapmam Eda!''

''Ama yalan söylediğini anlarsa çok sinirlenir. Ayrıca yine zarar vermeye çalışır.''

''Ondan kurtulmalıyız Eda, kurtulmalıyız.''

''Ben de yarın sana bununla ilgili haber verecektim. Onu tekrar öldürmenin yolunu buldum. Evet, saçmalamıyorum. Onu tekrar öldüreceğiz ve Araf'tan dışarı çıkamayacak.''

''Bunu hemen anlat Eda. Ne gerekiyorsa yaparım. Yeter ki kimse zarar görmesin.''

Eda bana ne yapacağımızı anlattı. Evet, gerçekten de işe yarayabilirdi. Mantıklı geliyordu kulağa. Fakat karşımızdaki Hale'ydi. Çocuk bedenine bürünmüş bir şeytan.

Ertesi sabah uyandığımızda annemlere ders çalışmak için geç saatte Eda'nın bize geldiğini söyledim. Tahmin ettiğim gibi sorun yaratmadılar. Kahvaltılarımızı ettikten sonra odaya çıktık. Eda'yla plan kurmaya başladık. Aslında dün akşam anlattıkları pek aklımda kalmamıştı. O yüzden tekrar anlatmak zorunda kaldı. Hiçbir şey zor görünmüyordu bu planda. Fakat Hale'nin yalanımıza kanması gerekiyordu. Ve bu imkansızdı sanırım.

Eda'nın bu gece de bizde klması için aileleri ikna etmiştik. Aslında Eda'ya birkaç gece bizde kalmasını söyledim. Çünkü Hale asla rahat bırakmazdı onu. Matematik ve fizik yazılısının ardarda olduğunu söylersek zaten şüphelenmeleri imkansız olurdu.

Eda'ya yere bir yatak yaptı annem. Hemen yataklarımıza girdik fakat uyuyamıyorduk. Saat iyice geç olduğunda Eda'nın uykusunun geldiğin anlamıştım. O gece son bir soru sordum Eda'ya:

''Eda?''

''Hıı.. ?''

''Bu plan işe yarayacak mı sence ?''

''Başka çaremiz yok.''

Olayı kavramıştım:

Ya o, ya ben .

Mezarlık BuluşmalarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin