0.4

2.5K 214 98
                                    

Günler ağır sessizlik ve matem havasında geçiyordu. Amcam gün geçtikçe daha çok çöküyor,Jimin ise ne yapacağını bilmez bir şekilde etrafta geziyordu.

Amcam beni odasına yollamış,anlaşmaları son kez gözden geçirmem gerektiğini söylemişti. Amcamın odasında,amcamın sandalyesine oturmuş amcamın masasındaki yine amcamın el yazısıyla dolu kağıtları inceliyordum.

Gözlerim dolarken baş ve işaret parmağımı burun kemerlerime yerleştirdim. Bu çok zordu.

Onun öleceğini hala kabullenememiştim. Ve benim için bu kadar zorsa Jimin'i düşünemiyordum. Ama anlıyordum.

Kapı çalınıp Jimin içeri kafasını soktu. İki gündür odasına kendini kilitlemişti.

Göz altları torba torba olmuş ve morarmıştı. Ayrıca yanaklarındaki pembelik yok olmuş cilt rengi iyice beyazlamıştı.

Gülümsemeye çalışarak ona baktım. Tüm vücudunu içeri soktuktan sonra kapıyı kapattı.

Yanıma gelip ne yaptığıma bakmak üzere kağıtlara doğru eğildi.

"Gel sen otur incele. Bende tam çıkıyordum."

Sandalyeden kalkıp çıkışa yöneleceğim sırada Jimin bileğimden tutmuştu.

Arkamı dönerek yüzüne baktım. Bir şey söylemek istiyor ama söyleyemiyor gibiydi.

"Benimle kütüphaneye gelir misin diyecektim ?"

Jimin.Kütüphaneye.Gitmezdi.Asla.Nokta.

Kaşlarımı çatarak ona bakmayı sürdürdüm.

"Bir şeyden emin olmam gerek. Yardımına ihtiyacım var."

Başımı sallayarak onu onayladım. Birlikte amcamın odasına son kez bakıp kapıyı açarak çıktık.

Geniş alanda toplanan arabalarla ne olduğunu anlamaya çalıştım. Bu da neydi böyle ?

Sürüden biri hızla koşarak yanımıza geldi. Ellerini dizlerine koyarak soluklandı.

"Efendim. Kurt sürüsü geldi. Bay Min ile beraber."

Bay Min kimdi. Jimin kütüphaneye gittiğini söylerken onu onaylayıp orta alana doğru ilerledim.

Çocuk arkamdan hızla bağırdı.

"Bay Kim. Yeni dönüşenleri tutmakta zorlanıyoruz. Etraf buram buram kurt koktuğu için daha hırçın bir haldeler."

Bir bu eksikti. Elimi alnıma atarak yeni dönüşümlerini tamamlamış vampirlerin yanına adımladım.

Hepsini zincirle bağlamışlardı. Hekim elinde enjektörle teker teker hepsine bir şey enjekte ediyordu.

Genzimi yakan kokuyla ne olduğunu anında fark ettim. Bu mineydi.

Mine biz vampirler için korkulu rüyaydı. Eğer vampirseniz ve etrafta mine varsa benim yaptığımı yapın. Oradan anında kaçın.

İç sesimi takip ederek oradan anında kaçtım. Gözlerim sulanmıştı. Ellerimle gözlerimi ovuşturduktan sonra etrafıma baktım.

İleride o gün Jimin'e geçmiş olsun diyen soluk tenli çocuk vardı. Neydi adı ?

"Yoongi !"

Birinin seslenmesiyle çocuk arkasına döndü. Çocuk bize benziyordu. Yani vampirler kadar soluk teni vardı. Ama buram buram kurt kokuyordu.

Kaşlarımı çatarak çocuğa doğru ilerledim. Yoongi beni görür görmez saygılı bir biçimde gülümsedi. Gülümsemesine karşılık vererek önünde durdum.

heaven in hiding |taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin