0.5

2.5K 214 77
                                    

Elimdeki kalemi sakince çevirirken düşünüyordum. Hayat o kadar garip olabiliyordu ki bazen tökezleyip duruyordum.

Önüme çıkan her engel beni yavaşlatırken aslında güçlendiriyordu. Bunu engeli aştıktan sonra fark etmem çok ayrı ironiydi.

Karmaşık matematik problemleri bile çetrefilli hayatımdan daha kolay gözüküyordu. Fazla bilinmeyenli denklem gibiydi hayatım. Hatta denklemin hiçbir elemanı bilinmiyordu.

Jungkook aklımın en fazla yerini kurcalarken anlamaya çalışmak beni fazla yoruyordu. Evlilik işi nereden çıkmıştı ? Neden Jungkook evlenmeye bu kadar karşıydı ? Tamam sevmediğiniz biriyle evlenmek çok rahatsız edici hatta fazla kırıcıydı tahminimce. Ama Jungkook'un ses tonunda daha farklı bir şeyler vardı.

Keskinlik vardı. Dudaklarının arasından çıkan her sözcük bıçak darbesi etkisiyle kesiyordu bedeninizi.

Kapım çalınmadan birinin içeri dalmasıyla gözlerimi kapıya çevirdim.

"Babam!"

Jimin'in bağırmasıyla yerimden fırlayarak evden çıktım. Amcama ne olmuştu ?

Amcamın kapısının önüne ulaşamadan kapının önüne yığılan sürü yüzünden evin çatısına zıplayarak en yakın camdan içeri girdim.

Amcam gözleri kapalı bir biçimde yataktaydı. Şifacılar yanında durmuş ona bakıyorlardı. Amcamın eşi boş gözlerle amcama bakıyordu.

Şifacılar amcamın yüzünü örterken kalbime saplanan kazıkları birer birer hissettim. Sanki biri onları içeride çevirip duruyordu.

Olduğum yerde kalmış,kıpırdayamamıştım. Daha çok
...erkendi.

Jimin duvarın dibine çökmüş saçlarını çekiştiriyordu. Oda o kadar sessizdi ki kimse yok gibiydi.

Odada ölüm sessizliği vardı.

Şifacılar amcamı götürürken sadece arkasından bakabildim. Durun diyemedim,son kez göreyim diyemedim.

Amcamın yavaş yavaş gidişini izledim. Sonra bir anı belirdi zihnimde. Kalbimdeki kazıklar bir tur daha döndü.

"Amca,sence babam beni görüyor mudur ?"

Amcam saçlarımı öperek karşımızdaki mezar taşına baktı.

"Tabiki görüyor TaeTae. O seni her zaman görür."

Dolmuş gözlerimi minik ellerimle ovuşturarak amcama baktım.

"Amca sende babam gibi bizi uzaktan izlemek zorunda kalma,olur mu ?"

Elim duvardan destek alırken yere doğru eğildim. Dizlerim pelte gibi olmuştu.

Sonra o girdi içeri. Gözlerimle çakıştı önce gözleri. Sonra bana bir hamle yaptı. Onu görmemle gözlerim daha da doldu.

Kaçmamdan korkar gibi yavaşça bana yaklaşırken ben neden onun gelişinin kalbimdeki kazıkların dönüşünü durdurduğunu düşünüyordum.

Arkasından içeri Yoongi girdi. Duvarın köşesinde olduğundan daha minik duran Jimin'i kucaklayıp dışarı çıkardı.

Gözümden bir damla yaş düşerken kuzenim için mutlu oldum. Onun içini biliyordum.

İlk anda Yoongi'ye kaptırmıştı kendini.

Jungkook kolumdan tutarak beni nazikçe kaldırdı. Tüm bedenimi ona yaslarken ağlamamak için kendimi kasıyordum.

"Sabret. Buradan çıkar çıkmaz seni hızlıca götüreceğim."

heaven in hiding |taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin