45. Bölüm

1.1K 54 21
                                    


- a a Gae Eun? 

Tabiki de şok geçirmiştim. Çünkü içeride bir adet öpüşen Sehun ve Min-su görmeyi beklemiyordum. Beni görünce ayrılmışlardı ama görmüştüm onları sonuçta. Onları görmem sorun değildi Min-su nun bana bir şeyden bahsetmemesi sorundu. Min-su ya dönüp göz devirdim ve onunla türkçe konuşmaya başladım.

- aferin canım. Şuan sana cidden çok kırıldım. Aranızda bir şey vardı ama bana söylemedin öyle mi?

- hayır Ga Eun öyle değil aslında biz...

- ay tamam Min-su bilmemi istemiyorsan görmemiş gibi davranacağım. 

- Ga Eun...

- HEY siz kızlar neden bahsediyorsunuz?

- Sehun bu arada tebrik ederim kazandınız. Ve tabi ki bunun içinde tebrik ederim arkadaşım bana bahsetmemişti. 

- ah evet teşekkürler.

- neyse ben gideyim. Siz devam edin. , diyerek gülümsedim, odadan çıktım.

Yeniden odama çıktığımda ardımdan kimse girmesin diye kapıyı kilitledim. Abimle hala aynı odayı paylaşıyorduk. Bu artık cidden sıkıntı olmaya başlamıştı.

Gidip dolabımı açtım ve içinden kot şort, beyaz yarım tişört,bej rengi kalın uzun hırka; boynumu kapatması için de yine bej ve kırık beyaz karışımı bir fular aldım. Daha sonra iç çamaşırı da alıp onları yatağın üzerine koydum ve banyoya girdim. Yarım saatlik duştan sonra banyodan çıkıp kıyafetlerimi giyindim. Saçlarımı da öylece açık bıraktım. Makyaj yapmamıştım. Son olarak beyaz spor ayakkabılarımı da giyindim ve yatağıma oturdum.

Saat 7 olmuştu. Sıkılmaya başlamıştım. Tam o sırada kapı çalmıştı. Ayağa kalkıp kapıyı açmıştım. Jungkook tu. Onu görünce gülümsedim. Bana şuan iyi gelebilecek tek şey. 

Kolundan tutup onu içeriye soktum ve kapıyı kapattım. Daha sonra yanına  gelip ona sıkıca sarıldım. Hiç durmadan bana karşılık vermişti. Canım benim...

- bebeğim bir sorun mu var?

- hayır. Sadece özledim. 

- özledin mi? 

- evet. Olamaz mı?

- olabilir de şey... , dediğinde ondan ayrılıp yüzüne baktım.

- ne?

- Jimin hyung yanıma geldi ve sana bir şey yapıp yapmadığımı sordu. , gözlerimi kocaman açtım.

- ee?

- ben de biz artık evleniyoruz dedim. Az kalsın beni dövüyordu. , kıkırdadım.

- sonra?

- onu tehdit ettim. 

- ne? Ne ile?

- söyleyemem kendisi Na Young ile zamanı gelince söyleyecekmiş. , dediğinde gözlerim dolmuştu. Daha bir saat önce Min-su ve Sehun şimdide Na Young ile abim mi? 

- hiç söylemedin sağol.

- bilerek söyledim zaten. 

- ama anlamıyorum Jungkook. Artık herkes benden bir şey gizliyor. Onlar benim en yakınlarım biri abim ikiside arkadaşım Min-su ve Na Young. 

- Min-su?

- Min-su ve Sehun. 

- oh?! Cidden mi?

- evet. Sanırım artık kimse beni önemsemiyor. , dediğimde yeniden sıkıca sarıldı bana.

- öyle deme. Belki doğru zamanı bekliyorlardı. Ama sen yine de Na Young ve Jimin hyunga bir şey söyleme. 

- peki.

- ah tamamen unutmuşum buraya gelme sebebimi.

- neymiş?

- PDnim bize ev almıştı ya ona gidip bakmak ister misin?

- aa evet aklımdan tamamen çıkmış o. , diyerek kollarından ayrıldım yeniden. Yüzüne bakıp gülümsedim. Alnıma öpücük kondurduktan sonra elimi tuttu. 

- hadi gidelim. 


.................................


Yol boyunca arkadaşlarımı ve abimi aklımdan uzaklaştırmaya çalıştım. Jungkook ile bu güzel vaktin tadını çıkarmalıydım. Yaklaşık iki ay sonra tamamen yerleşeceğimiz evi görecektik. Gerçi şuan istemesemde gülümsüyordum. Elimde değildi, mutluydum. 

Taksi evin önüne getirdiğinde kalbim heyecandan fırlayacak gibiydi. Jungkook parayı ödediğinde arabadan indik. 

Tabi iner inmez ben bir şok burası o kadar güzeldi ki tarifi bile olamazdı. Karşımda 4 katlı konak evi duruyordu. Jungkook un elini tutup bahçe kapısının önüne geldim. Anahtarı çıkarıp kapıyı açtığında bahçeden içeriye girdik. Evin önünde kocaman bir havuz vardı. Hava kararmaya başladığından havuzun dibindeki ışıklar parlamaya başlamıştı. Mor renkti ışıklarda. 

Etrafta güzelce biçim verilmiş süs ağaçları ve meyve ağaçları vardı. Eminim ki dışarısı kadar evin içi de güzelce döşenmişti. Evin önüne yürümeye başladığımda Jungkook kolumdan tuttu. Ona bakınca yukarıyı işaret etti. Gösterdiği yere baktım. Konağın bir balkonunun yaklaşık bir metre altında bir tabela vardı. Tabelada ''BAY VE BAYAN JEON'UN HUZURLU YUVASI'' yazılıydı. 

- yaa Jungkook...

- bebeğim bu benim fikrimdi. Beğendin mi? 

- senin?

- evi PDnim aldı ama içini ve dışını ben düzenledim. Her şeyi senin ve benim zevkime göre ayarladım. 

- yani sen önceden buraya geldin. Ama ne ara?

- sen EXO nun çıkışına o kadar odaklanmıştın ki beni yanında olsam da olmasam da fark etmiyordun. 

- ah evet. 

- içeri girmek ister misin?

- hemen. 

Cebinden çıkardığı ikinci anahtarı elime uzattı. Çocuklar gibi zıplayarak kapıya gittim. Anahtarı deliğine sokup iki kere çevirdim. Kapı açıldığında gülümseyerek Jungkook a baktım. O bir anda beni kucağına aldı ve evden içeri sokarak ardımızdan kapıyı kapattı. Beni kucağından indirmeden yukarıya çıkardı.

- Jungkook nereye?

- kalan işi bitirmeye...

Üşüyorum Sarıl Bana / JK JM SG SH  #PluviaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin