6. Bölüm

1.5K 81 41
                                    

Bih Hit dıştan göründüğü kadar eski bir bina değildi. İçerisi gayet modern kafalı ve zevkli biri tarafından tasarlanmışa benziyordu. Buzlu camdan kapıları vardı. Her kapının üzerinde de mavi renkle Big Hit Entertainment yazıyordu. Fakat sanki biraz küçüktü. Aman neyse zaten işim bitince buradan gideceğim. Sonsuza kadar burada kalmayacağım değil mi?

Ben böyle saf saf etrafı incelerken çalışanlardan birisi beni fark edip yanıma geldi. Gerçi sadece biri değil hepsi bakıyordu giydiğim kıyafet sayesinde...

- kime bakmıştınız bayan?

- ah ben şirket CEO su ile görüşecektim.

- demek öyle? Peki şuradan gidip sağa dönün. Oradaki merdivenlerden çıkın. Üst kattan da sola dönün o koridordaki son oda. , diyerek ileriyi gösterdi.

- çok sağolun. , dediğimde gülümsedim. Çalışan büyülenmişe benziyordu. Hayranlıkla bana bakmaya devam ediyordu. Birden arkadan bir öksürük sesi geldiğinde çalışan işine devam etmeye gitti. Bende onun tarif ettiği tarafa doğru yürümeye başladım. Üst kata çıkan merdivene geldiğimde yukarıda aptalca olan kahkaha sesleri duymaya başlamıştım. Cidden bunların hepsi deli!!!

Aldırmadan yoluma devam ettim. Merdivenlerden çıkıp tam sola dönecektim ki birinin bana çarpması ve duvarla kendi arasına alması bir oldu. O esnada gözlerimi kapatmıştım. Karşımdaki hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. Daha sonra kollarını iki yanımdan kaldırdığında gözlerimi açtım. Karşımda bana çok tanıdık gelen bir yüzle karşılaştım. Ama bunun kim olduğunu bilmiyordum. Ama ama ama çok tanıdıktı. Kimdi bu ya?!

- ah gerçekten çok özür dilerim. Bizim çocuklar işte korkuttular beni.

Dudaklarımı büzdüm ve bir kaşımı havaya kaldırdım.

- hem sen de kimsin? Bir kızın burada olmaması gerekir.

- yakında öğreneceksin zaten kim olduğumu. Şimdi izin verirsen CEO nun yanına gideceğim.

Geriye çekilip beni baştan aşağı süzdü. Öksürdüm.

- ah tabi tabi git.

Oflayarak yoluma devam ettim. Çalışanın tarif ettiği kapının yanına geldiğimde kapıyı çaldım. "Gel!" sesini duyduğumda da içeriye girdim. İçeride ki adam hafifçe tombul kısa boylu birisiydi. Ama çok minnoş yanakları vardı. Bu haliyle çok şirin bir adama benziyordu.

- sen mi geldin? Gerçekten çok meraklanmıştım sen uzun süre gelmeyince.

- şimdi geldim buradayım işte...

Beni tınlamayıp konuşmaya devam etti:

- gerçekten sana çok dikkat etmem gerekiyor. Yoksa babana karşı kendimi çok kötü hissederim. Neyse çok konuştum. Benimle gel sana işin hakkında biraz bahsedeceğim.

Ayağa kalkıp yanıma geldi ve önden buyur işareti yaptı. Kapıyı açıp odadan çıktığımda:

- en alt kata ineceğiz. Çocuklara söylemiştim orada bizi bekliyorlar. , dedi.

Dediği gibi yan yana en alt kata inmeye başladık. Yanlarından geçtiğimiz herkes bize aptal gözlerle yada bana hayranlıkla bakıyordu. Gerçekten bu kadar güzel olduğumu bilmiyordum. Gerçi biliyordum ama neyse. Kendi kendime ufak bir kahkaha attığımda CEO:

- iyi misin? , diye sordu.

- evet evet gayet iyiyim.

Biraz daha yürüdükten sonra gelmiş olmalıydık ki:

- işte burası. İlk sen gir içeri. , dedi.

Gösterdiği kapıya baktım açık renk ahşaptan bir kapıydı. Gayet de hoştu aslında.

Kapıyı tıklatma gereği duymadan içeriye girdim ve bana bakan şaşkın yedi çift gözle karşılaştım. Sanırım beni beklemiyorlardı. O gördüğüm çocuk neden yeniden şaşırdı onu da tam anlamış değildim gerçi. Belki de CEO ile birlikte geldiğimden.

CEO da benden sonra içeriye girdi. Çocuklar ona sorgulayıcı gözlerle bakmaya başladılar.

- ah neden bana öyle bakıyorsunuz? Size bahsetmiştim ya size bir sürprizim var diye.

Beni göstererek:

- işte bu kız... , dedi.

Üşüyorum Sarıl Bana / JK JM SG SH  #PluviaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin