BÖLÜM-71 KIRAN KIRANA SAVAŞ

950 186 207
                                    



   Vengard'da Evran'ın zehri ve veliahtların kan özleri ile şifa bulmaları için bırakılan Şahlar, kendilerine geldikleri zaman aileleri ile kısacık özlem giderip hiç vakit kaybetmeden kendi diyarlarına kapı açabilme kudretine vakıf olduklarından kapılarını açarak oradan ayrıldılar.

  Geride bırakılan ezilmiş ve esarete mahkum olmuş kölelere dönüşen tebaalarını hürriyetlerine kavuşturup, ivedilikle savaşa hazırladılar. 

  Meclis kameliyasından akın akın geçen, diyarların asil halkları bir an önce sultanlarının yanında olmaya can atıyorlardı.

  Kameliyalardaki hareketliliği sezen Aydilge'nin nöbetçileri oracıkta infaz edildiler. İçlerinden kaçmayı başaran bir tanesi, yaralarına aldırış etmeden meclis binasına koştu. Taygeta'nın geçidine bekçilik eden asker, kırılmış ve yer yer yanmış gövdesi ile Aydilge'nin huzuruna çıktı. Gözleri dehşet saçarak haykırdı.

  "Sultanım bu bir felaket! Bu bir felaket! Onlar!"

 Aydilge, tahttan inip askerin yanında bitti.

 "Neler oluyor? Sakin ol da söyle be adam! Ne felaketi?"

 "Sultanım, şahlar! Onlar geldi! Yanlarında orduları ile kameliyalardan geçtiler şimdi. Savaşmaya geldiler sultanım! Bu tam bir felaket!"

  "Ne?" Diyerek gürledi Aydilge. "Bu nasıl olur? Onlar infaz edilmemiş miydi? Cellatlar dönmedi mi? Ya veliahtlar? Onları getirecek olan askerler nerede? Nöbetçiler!"

  Taş kapının ardından içeriye doluştu timsah görünümlü nöbetçiler. Tir tir titreyerek Aydilge'nin huzurunda toplaştılar. O sırada dışarıdan koşa koşa gelen iki asker, Taygeta'nın yaralı askeri gibi haykırarak salonun ortasına kadar geldiler. Nöbetçileri itekleyip Aydilge'nin karşısında kendilerine yer açtılar.

  "Sultanım felaket!" 

 Aydilge, başından aşağı soğuk sular dökülmüşcesine afallayıp gözlerini dört döndürdü karşısında acziyetle titreyen adamların üstünde.

 "Neler oluyor? Anlat bakalım nerede cellatlar?"

 Sonradan gelen iki adamdan irice olanı bir adım öne çıktı.

 "Sultanım gün doğduğu halde cellatlar ve veliahtları getirecek olan askerler dönmeyince oraya birilerini gönderdim. Biraz önce döndü adamlarım ve felaket! Orası savaş alanına dönüşmüş. Geriye kül, balçık ve kartal diyarı ile okyanus diyarının cellatlarının cesetleri kalmış parçalanmış halde. Üstelik kartal cellat çok güçlü bir yılanın ısırığı ile zehirlenmiş. Ve şahlar... Hepsi... Ortadan yok olmuşlar! Sonra veliahtların zindanına gidenler döndü, onlar... Orası da... Askerlerimizin cesetleri..."

  Dinledikçe hiddetten deliye dönen Aydilge'nin vücudundaki bütün kaslar kasıldı ve öfke nöbeti, ellerinde oluşmaya başlayan şimşeklerle engel tanımayacak biçimde büyüdü. Öfkesi ile doğru orantıda büyüyüp dallanıp budaklanan şimşekleri tüm bedenini sardı.

 Öfkesi ile doğru orantıda büyüyüp dallanıp budaklanan şimşekleri tüm bedenini sardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ŞAHMARAN'IN SIRRI-YILAN HİKAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin