İyi okumalar...
Dün gece Okulun sitesinden Aremin neden şizofren olduğunu yazıp yayınlamıştım o Benim hayatım mahvolurken benimle dalga geçip güldü... bende ona acımıcağım. Bugünde okula gitmek için hazırlanıyordum saçlarımı doğal bırakıp hafif bir makyaj yaptım. Okula vardığımda daha Aremlerin gelmediğini anladım bende Beren'lerin yanına gittim " Naber fıstık" dediğimde Beren kıkırdayıp " İyi kanka sen" dedi bende ona en sıcak gülümsememi atıp "İyi bende okulun sitesine girsene bir" dediğimde bana ne haltlar karıştırıyorsun bakışı atıp okulun sitesine girmişti okudukları karşısında yüz ifadesi öyle komikti ki gülmeden edemedim " Sen ne yaptın Huzur Arem artık hayata yakanı bırakmaz" dedi omuz silkip " Ee nasıl olmuş" dedim " Bedelini ağır ödeyeceksin biliyorsun değil mi?" Dedi aslında evet ağır ödeyecektim ama yapacak bir şey yok. Eğer başıma bir şey gelirse Beren düşüncelerimi sanki okumuş gibi " Bak kendine dikkat et babanın semineri olduğu için Ankara'ya gitti bu ablanda okuluna izmire gitti bu koca İstanbul'da tek başına o evde kalıyorsun dikkat et bir şey falan yapar" dedi aslında haklıydı bir şeyler yapardı. Umursamaz yüzümü takıp önüme döndüm ders zili çaldığında hoca geldi ve bizde ayağa kalktık ders geometriydi ıyk sabah sabah hiç çekilmiyor. Dersin ortasında hocanın anlattığı soruyu dinlemediğini fark etti hoca " Huzur gel çöz bu soruyu" dedi ağır adımlarla tahtaya çıktım tahta kalemini elime aldığım gibi kapı çaldı ve açıldı 10. Sınıflardan bir kız çocuğu geldi " Hocam müzik hocası Huzur özkelekçeyi istiyormuş" dedi oh be şansa bak hocada " İyi peki" diyip çıkmamızı izledi kapıyı kapatıp çıktık ardından kız bana bi tuhaf bakıyordu ne biliyim sanki birazdan başıma bir şey gelicekmiş gibi bakıyordu depo gibi bir yere getirdiğinde bana bir şey demeden koşarak uzaklaştı arkasından bağırsamda duymamazılıktan geldi birden kolumda hissettiğim acıyla gözlerinden ateş çıkıcak bir adet Arem. Arkasında Rüya ve Bora vardı Rüya bana açıma duygusuyla bakarken Bora ifadesiz bakıyordu tabi Aremde saf nefret ve öfkeyle bakıyordu. Kolumdaki ağrı giderek artı ve beni o deponun içine sürükledi vay anasını okulda depo varmış olamaz mı mal dedi çok akılı iç sesim ama onunlada tartışacak vaktim yoktu. Depoya atığı gibi kapıyı üstüme kilitledi has siktir benim kapalı alan korkum var ve üstüne karanlık ta eklendi. Kapıyı yumruklamaya başladım " Arem aç şu kapıyı lütfen" dedim bağırarak kapının ardından gülme sesi geldi ve "Ne oldu korkusuz prenses sen benim hakkımdaki şeyleri internet sitesinde paylaş sonra gel buraya çıkar beni lütfen de oldu" dediğinde endişem daha çok artı " Çıkar beni burdan lütfen kapalı alan korkum var benim ölebilirim" artık hıçkırıklarla ağlıyordum en sonunda ses geldiğinde büyük bir hayal kırıklığına uğradım " Bana ne" dedi sesindeki nefret öyle iyi anlaşılıyordu ki burdan ölü çıkacaktım ölümümün gelmesini bekliyordum... duvarın kenarına sinip derin nefes almaya başladım ama her nefes alışımda nefesim daha çok kısalıyordu kapıdan tıkırtı sesleri geldiğinde " Yardım edin" dedim son gücümle kapı kırıldı ama benim bilincimde yavaş yavaş kayboldu tek hatırladığım birisinin küfür mırıldanıp beni kucağına almasıydı ve karanlık...
Biraz kısa oldu. Yazım yanlışları varsa söyleyin lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İHNTİHAŞK
ChickLitBir düşünsenize; Teyzesinin ilişkisini onaylamayan Arem. Sırf babasının ilşikisi yüzünden acı çeken Huzur. Aremin, Huzura yaptıklarından dolayı pişman olacak mı? Bence buzlar prensi ve korkusuz prensesin hikayesini okumalısınız 📖📖🖊🖊