YAZAR: URAGOS ---- EDİTÖR: HARUN ÜNAL ------ ELEŞTİRMEN: Aksell1983 -------- IŞIK ŞEFİ: HasanCENGAR
--------------------------------------------------------------------------------------------------
Annemi düşünüp gülümserken telefonumu yavaşça çıkardım ve acelesiz bir şekilde onu aradım. Birkaç kez çaldıktan sonra heyecanlı bir ses aramama karşılık verdi. "Alo, Alkım? Sen beni mi aradın? Bir şey mi oldu, sen normalde beni aramazdın?"
Telefonu açar açmaz daha nefes bile alamadan beni soru bombardımanına tutan annemin karşısında hafifçe gülümsedim ve sorularının bitmesini bekledim. Telefonu çok fazla kullanan biri değildim, hatta neredeyse hiç kullanmadığım söylenebilirdi, bu nedenle de telefon ile birilerini aramaya da sıcak bakmıyordum. Bana göre bir insanın sesi bir şeyler anlatsa da her şeyi anlatmazdı. Tüm bedenin tepkilerinin aksine ses çoğu şeyi saklayabilen bir şeydi. Bu da benim gibi maskelerle yaşayan ve insanların duygularını sömüren benim, kendini koruma içgüdüsü hissetmeme neden oluyordu. Aynı elbiseyi giyen iki kız nasıl birbirlerinin seçiminden hoşlanmazsa ben de duygularımı gizleyen biri olarak karşı tarafın gizliliğinden hoşlanmazdım. İnsanların her şeylerini bilmek benim için bir nevi sevdiği erkeğin göğsünde dinlenen kızın hissettiği gibi güvenlilik sağlıyordu.
"Anne, Furkan'lara gidiyoruz. Annesi hastalanmış ve babası da yurtdışındaymış. Zaten biliyorsun Furkan yemekten falan anlamaz. Beni çağırdı. Çorba falan yaparım, akşam da onlarda kalabilirim, merak etme tamam mı?" diye söyledim bahanemi hızlıca. Akın'ın aksine anneme karşı bahane bulma konusunda pek sorun çekmiyordum. Furkan gibi onun tanıdığı yakın arkadaşlarım ile ilgili bir şeyler söylesem yeterliydi. Ardından her ihtimaline karşı Furkan'a da durum ile ilgili bir mesaj atmam oluşabilecek şeyleri çözecekti.
Annem ile bir süre konuştuktan sonra telefonu kapadım. Muhtemelen birkaç kat altımızda oturan amcamın kızını çağıracaktı ve böylelikle gece evde tek kalmayacaktı. Bu sorunu da hallettiğime göre artık zihnimde bir merak oluşturan kızı incelemeye devam edebilirdim.
Sessiz bir şekilde yatağın kenarına oturdum ve zaman ilerlerken çoğunlukla gözlerim, bazen de ellerim ile kızın bedenini incelemeye devam ettim. Saniyeler, dakikalar ve saatler... Zaman ilerlerken hava da sonunda kararmaya başlamış, güneş sonunda gök kubbeyi terk ederek yerini parlak aya bırakmıştı. Nasıl içimdeki boşluk gibi soğuk olan kış mevsimini, bana hisleri hatırlatan sıcak yaz mevsiminden çok seviyorsam; bana kendimi, varlığımı hatırlatan geceyi de insanlar ile lekelenmiş gündüzden daha çok seviyordum. Bulutsuz gece göğündeki tek başına parlak bir şekilde dursa da yalnızlığı hissedilen ay ve çevresindeki sayısız yıldız bana gerçekten hayatımı hatırlatıyordu.
İnsanlar da tıpkı gece göğü gibi değil miydi? Diğer kişilerin ne düşündüğünü bilmiyorum ama bence öyleydi... Her insan kendi hayatının merkezinde bulunuyor ve sadece onun varlığı nedeniyle diğer şeyler varlığını sürdürüyordu. Hayatın merkezinde bulunan o insan, etrafında ne olursa olsun aslında yalnızdı; tıpkı gece göğündeki ay gibi. O insanın çevresindeki tüm şeyler de tıpkı ay sayesinde parlaklığını gösterebilen ve gözlerimizi süsleyen yıldızlar gibiydi. Eğer ay olmasaydı yıldızlar güzelliklerini kaybederek anlamsızlaşırdı. Tıpkı hayatımı kaybetmemin ardından hayatımdaki diğer tüm şeylerin de anlamlarını ve varlıklarını kaybedecekleri gibi...
Gökyüzünü izlerken zaman belli bile etmeden ilerledi ve bedenim fiziksel yorgunluk belirtileri göstermeye başladı. Oturduğum yerden yavaşça kalktım, hafif hareketlerle kaslarımı gevşettim ve odadan çıkarak duş almak için banyoya girdim. Soğuk ve rahatlatıcı bir duşun ardından çamaşır makinasındaki elbiseleri kurumaları için astım ve odaya geri döndüm. Her şey tıpkı bıraktığım zamanki gibiydi ve herhangi bir değişiklik yoktu. Gözlerim ile yatakta yatan kıza yeniden baktım, ardından yatağa yaklaştım ve onun sadece sutyenli üst bedenine veya hala giymediğim tshirtüm nedeniyle o an çıplak olan kendi üst bedenime aldırmadan, baygın olan kızın yanına yatıp kısa sürede uykuya daldım.
![](https://img.wattpad.com/cover/95793043-288-k879066.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sıradan
Подростковая литератураİnsanlar. Özenli giyimleri, bakımlı vücutlarıyla amansızca gerçek görüntülerini gizlemeye çalışan ve kendi reklamını yapmak gibi muazzam bir yeteneğe sahip olan, ilk teknolojinin son ürünleri. İnsanlar. Dünya isimli çöplükte amaçsızca dolaşan, kimi...