Beşinci Bölüm

355 30 16
                                    


Bir süredir yalnız başıma Rebekah'ın yatağında sebepsizce oturuyordum. Bu sırada etrafa göz gezdirmeden duramadım, bu tipik bir Caroline hareketi olabilirdi. Odanın büyük olmaması ilk dikkatimi çeken şeydi, elbiseleri bu odaya nasıl sığıyordu? Benim eteklerimin yarısı annemin dolabındaydı, eskiden. Bu küçük şekilsiz odanın ortasında tam bir kişilik yatak vardı. Yatağın başlığı ise eski dönemleri andıracak bir mimari ile düzenlenmişe benziyor gibiydi. Yatağının sol yanında iki kapaklı, ağaçtan yapılmış bir dolap vardı. Sağ yanında küçük bir makyaj masasına benzer aynalı ve oturaklı bir yer vardı. Burası küçük olsa da tatlı ve şirin gözüküyordu. Yüzümde engelleyemediğim bir tebessüm oluştu. Ayağa kalkıp bu küçük dolabın kapağını açacağım sırada aşağı katta bir yıkım sesi duydum.

Gözlerimin endişeyle büyümesini engelleyemeden yerimde kilitlendim. Kalbimin sözünü dinlersem bu Mikael olmalıydı. Ama duyduğum başka bir ses ile Klaus mutlu bir şekilde kahkaha atıyordu. Bunun ne olduğunu öğrenmek için odadan çıkıp alt kata bakmak için demirlere yaslandım.
Klaus bana arkası dönük bir şekilde siyahi bir adam ile konuşuyordu. Adamın gözleri bir süre sonra beni bulunca yüzünde itici ve korkunç bir gülümseme oluştu. Kaşlarımı çattım.
Klaus, yanındaki adamın nereye baktığını anlamak için onun baktığı yöne, bana, baktı. Bana güven verici bir şekilde gülümsedi.

"Caroline, aşağı gelip Marcel ile tanışmalısın. En güvendiğim kişidir." Son cümlesini söylerken, adının Marcel olduğunu öğrendiğim adamın omzuna kolunu koydu.

Merdivenlerden nazik bir kız gibi inmek yerine, demirlerden aşağı kata zıpladım.

"Gösterişli girişler. Her zaman favorimdir." Elini bana doğru uzattı. "Marcel." Yaptığı şeyi tekrarlayıp "Caroline." dedim. Ortada gergin bir hava vardı ve ben Marcel'den hiç mi hiç hoşlanmamıştım.

"Klaus, onu bu akşam ki partiye getirmelisin. Eminim ki bu kadar büyük ve eğlenceli bir parti görmemiştir." Dediği şeyle tek kaşımı kaldırmam bir oldu. Ben bu büyük partileri organize eden kişiydim, tabiki de o partileri görmüştüm.

Klaus yanıma gelerek konuşmaya başladı."Aslında o, bu tür partileri planlayan Mystick Falls'taki tek kişidir." Elini belimden geçirince şakaklarım gerildi. Aklımı okumuş gibi konuşmuştu adeta.

"Bu partiyi ben düzenledim. Senin kadar iyi düzenlediğimi görmek için gelmelisin Caroline." Israrı karşısında reddimi kabul edecekmiş gibi bir havası yoktu. Ortamı kontrol altına almış gibi konuşuyordu.

"Gitmeye ne dersin hayatım." Klaus'un gitmek istermiş gibi bir hali yoktu lakin benim düşünceme önem verdiği için soruyor gibiydi.

Ben ise bunu bir yarış olarak algılamıştım. Sanki bana karşı geliyor ve kendini üstün gördüğünü gösteriyordu. "Bakalım benim partilerim kadar iyi bir parti düzenleyebiliyor musun Marcel." Şaka ile karışık bir şekilde güldüm, içimde şakaya dair en ufak bir kıvılcım yoktu.

"O zaman akşam görüşmek üzere." Kafasını bir an önce buradan çıkmak istercesine döndürdükten sonra, evden çıktı.

"Bu kimdi?" Klaus'a dönerek sinirli ve bir o kadarda cürretkar bir şekilde sordum.

"Eski bir dost diyelim. Hayatını bana borçlu olan bir dost." Arkasından uzun süre baktıktan sonra bana döndü.

"Elijah ve ben senin yanında olacağız. Herhangi bir sorun karşısında birlikte hareket edebiliriz." İyi de bu partiye gitmeyerek beni koruma altında tutmaları daha doğru olurdu.

"Mikael eğer bizim yerimizi bulduysan bu iş bitmiş demektir. Bunu benden daha iyi bildiğine eminim." Ağzını açıp bir şey söyleyeceği sırada kafasını olumsuz anlamda salladı. Sanki kalp kırıklığını topluyordu.

Give Me Love (Klaroline)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin