Çok ama çok yoğunum, o yüzden vakit buldum yazdım size. Elimden geldiğinde bölüm yazıp atmaya çalışacağım.
Kaçmak sadece bir yerden başka bir yere bedeninin taşınması değildi. Kaçmak, istemediğin duyguları kenara itmek demekti. Başarılı olabildiğimiz ise muammaydı.
Akşam olmuştu hala Mert ile o uçurumun kenarında oturuyorduk. Aşağısı önceden görünüyordu ama şimdi zifiri karanlıktı. Arabanın farlarını açıp önümüzü aydınlattım. Mert bey konuşmuyordu. Belki de dışa dökecek bir şeyi yoktu. Her şeyi içinde yaşamak istiyordu.
"Nisan" dediğinde ona doğru döndüm. "Senin baban nasıl biri" dediğinde ona baktım. Benim babam ile Osman bey arasında bu uçurum kadar fark vardı. Derin bir nefes verdim.
"Anlatmayayım isterseniz efendim" dedim gerçekten canını yakmak istemiyordum.
"Neden" dedi sesi üzgün çıkmıştı.
"Daha fazla üzülmeyin. Yani nispet yaparmış gibi" dedim kelimelerimi toparlamaya çalışıyordum.
"Anlatsana" dedi bana bakarak.
"Babam, kaç yaşında olursak olalım kesinlikle akşam eve gelirken çikolata getirir. Hatta bir yerimiz kesilse hemen hastaneye götürmeye kalkar. Hep anneme karşı arkamızda olur. " dedim. Gerçekten de benim babam öyleydi. Fazla uzatmadan kısa kestim.
"Benim babamda öyle olsaydı, belki bende bu halde olmazdım" yerde toprak ile oynamaya oraya şekiller çizmeye başladı.
"Özür dilerim sizi üzmek istemedim" başını olumsuz anlamda salladı.
"Üzmedin" dedi.
"Gelin gidelim, şu an açık hedefsiniz"
"Pek de umurumda değil Nisan"
"Benim umurumda ama" diye ayağa kalktım. Burada daha fazla kendi kendini yemesini istemiyordum. Elimi ona doğru uzattım. Gülümseyip elimi tuttu. Çok fazla yakındı bana. Başım omzuna geliyordu. Kafamı kaldırıp ona baktığımda gülümsedi. Ona bakıp bende gülümsedim. İlk başta şaşırdı. Geldiğimden beridir nadiren güldüğüm için olsa gerek diye düşündüm. Elimi henüz bırakmamıştı.
"Her şey güzel olacak" dedim gülerek. Başını gülerek salladı. Elimi bıraktı. Birlikte arabaya doğru ilerledik. Arka tarafa bindiğinde dikiz aynasından ona baktım. "Nereye efendim"
"Eve gidelim" dediğinde başımı sallayıp arabayı çalıştırdım U dönüşü yapıp, ilerlemeye başladım. Yol sadece benim arabadan çıkan ışıkla aydınlanıyordu. İnsan hayatında bazen böyle karanlıklar olabiliyordu önemli olan ışığını bulabileceğin biri olmalıydı. Dikiz aynasından yeniden ona baktım. Başımı gülerek çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADIN KORUMA (Kitap Oldu)
Aventura(Kitap olacağı icin sadece bir kısmı buradadır) "Koruma şirketinize söyleyin, ben kadın koruma istemiyorum." Dedi birden. Dişlerimi sıktım. Demek bu yüzden öyle demişti Patron. "Koruma şirketimiz beni gönderdi, beğenseniz de beğenmeseniz de ben kor...