Cezaevi

45 2 0
                                    

Bir gazetenin sahibi olan Mesut, yazacak bir hikaye aramaktadır. Kendi gazetesindeki bir haber ilgisini çeker. Bir mahkum mahkeme celsesinde üç hakimin de kalp krizi geçirmesine neden olmuştur. Gazeteci baş karakterimiz bu gizemli adamla tanışmak için esir tutulduğu cezaevine gider.

Bu yayınlamayı düşünmediğimiz bölüm hikayeyi derin okuyan saygıdeğer dostlara , baş karakter Muğni'yi daha da tanımaları için bir hediyedir.  Sevgi ve selam ile;



Soğuk sadece hava durumundan mı ibaret sanıyorsunuz?

Buz gibi uzun mu uzun bir koridor neredeyse her elli adımda bir demir kapılarla bölünmekteydi. Sağınızda solunuzda çaresizlik ve umutsuzluk vardı. Yanan ışıklar bile bu kara koridorları aydınlatamamış güneşin yüzüne hasret duvarlar damla damla ağlamış, kuruyan bu gözyaşları boylu boyunca her yeri iz yapmıştı.

Burnunuza gelen kokunun bir benzerini daha önce hiç duymamışsınızdır. Acı, gözyaşı ve umutsuzluğun kokusuydu bu.

Ardı ardına kapanıp açılan demir kapılar bu kurgunun önemli birer unsuru gibiydiler. Her kapının çıkardığı benzer ses, iki iri adamın yanında duran Mesut'u adeta sallıyordu. Her bir sonraki kapıdan geçişte yüreğinin daha da daraldığını hissediyor, hafifçe yutkunuyor ve iri adamlar gibi davranmaya çalışarak taklit yapıyordu.

Gözünü boş boş ileri doğru dikmiş sağına soluna bakma cesareti gösteremeden adımlıyordu. Kösele ayakkabılarından dahi adımlarının sesi duyulmuyordu. Küme küme insanların kapatıldıkları odalardan geçmeye başladı. Kimisi sadece elini kolunu çıkarmış, kimisi de başka yapacak önemli bir işi olmadığından yeni ziyaretçiye laf atıyordu.

Bu adamlardan hiçbirine tepki bile verememişti Mesut. Kafasını çevirmek için sebeb mi görmemiş, yoksa cesareti mi yetmemişti kimse bilmiyor. Hareketli koridorlar yerini sessizliğe bırakmış, yanındaki iri adamlardan biri de onlardan zaten başka bir demir kapıda ayrılmıştı. Son birkaç kapının sesi onu yalnız karşılayacaktı belli ki. Atışını hissettiren kalbi iri adamın sesiyle daha da çarptı.

'Burdan sonra kendiniz doğrudan devam edin, kapılar kendiliğin açılacak. Aradığınızı koridorların bittiği yerde bulacaksınız' dedi.

Mesut iri adamla arasındaki kapıdan ona kısık sesle fısıldadı. 'Oradan çıkamaz değil mi? Güvende olurum değil mi?' Sesi titriyordu, birilerinin onu güvende hissettirmesini bekliyordu. Kendisine bakmayan gözlerle bir kontak yakalamak istiyordu. Adeta bir ölü gibi boş boş bakan adamın cevap vermeye niyeti yoktu, aynı şekilde Mesut'un da arkasını dönüp o yolu tek başına gidebilecek cesareti.

İri adam ifadesiz suratıyla Mesut'un yüzüne bakmadan 'Ben burdan ileriye gidemem. Ya kendiniz gideceksiniz, ya da buradan geri döneceksiniz.'

Cesaretini toplayan genç adam arkasını döndü. Derin bir suya atlayacak yüzücüler gibi nefes alıp verdi. Neredeyse kapkara bir koridordan devam ediyordu. Demir bir kapı önünde açıldı sonra da bir diğeri. Bacakları artık onu taşıyamıyordu. Kapkara koridorun sonunda gördüğü ışığa doğru yürüyordu. Son bir kapıdan daha geçti artık sonuna geldiğini anlamıştı. Korku ve heyacan tüm vücudunu kaplamıştı, ama şimdi büyük bir merak da duydu.

Koridorun bittiği noktada sağa dönen tek bir yol vardı. Öyle aydınlık bir kısma doğru dönmüştü ki gözleri kamaştı ve onları kısmak zorunda kaldı. Merakla sağına soluna bakarak buraya çok uygun olmayan güzel kokunun nedenini aradı. Basit hafif bir koku değildi bu. Burnunuzu sızlatacak kadar fark edilir bir koku ve hiç bir yerde duymadığınız gibi birşey. Tanımlamak için sorular soracağınız cinsten veya gözlerinizi yumarak bir müzik dinler gibi kendisini hissedeceğiniz bir besteden.

MuğniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin