Bu bölümde Barbaros amirin herkesten gizlediği sırlarının açığa çıktığına şahit oluyorsunuz.
Teşhis Mart,2016
Hergün yeni bir insanın gelip gittiği bir uğrak yer, artık bir yenisini daha almak istemeyen beyaz rengin çok önceleri mağlup olduğu her yanı ezik bükük yataklar, yaptıkları işten bıkkın görünen buruş buruş mavi giyenler ve bir de gördüğü herkesi azarlayan beyaz gömlekli erkekler ve de dişiler.
Yaşadığı hergüne mutsuzlukla uyanan hastane bu sabah yeni misafirlerini almak için yine benzer saatlerde açılmıştı. Genç patronun güvenliğinden sorumlu olan şefi, öksürük krizleri için bir doktora görünmenin mecburiyetine iyice ikna olmuş ve sabahın erken saatlerinde doktoruyla görüşebilmek için ilk sırada bekliyenlerden biri olmuştud. Sert mizacı ona değişmeyen bir sima kazandırmıştı. Neredeyse hiç değişmeyen yüz hatları vardı.
Muhtemelen heyecanla beklediği doktorunun ona üçüncü evre akciğer kanseri teşhisi haberini söylemesi üç dakika bile almamıştı. Haberi almasıyla dışarı çıkması bir olmuş, yaktığı sigaranın stresini alması için daha da derin derin çekiyordu gri renkli dumanı teşhis konmuş ciğerlerine. Hemen yatış işlemleri tamamlanmış, hastaların adını söylemek için cesaret edemediği 'süreç' denen o yıkıcı döneme hemencecik adım atıvermişti. Elinde koyu bir kahve ve yukarıda ona umut vermeye çalışan yaşlı bir akrabasından başka birşeyi yoktu. Kendine o yatakta yatmayı yediremediğinden olsa gerek ki hastanenin ölüm serpilmiş kupkuru bahçesinden ayrılmayı becerememiş odasına bir türlü çıkamamıştı.
İleri geri volta atarken asker tavrını bırakmadığından mıdır bilinmez, amir bu adamdaki sıradışılığı hemencecik anladı ve onu izlemeye başladı. Kısa bir süre sonra da yanına yaklaşarak kısık sesle soruverdi.
'Bana bak! Kimsin sen sölesene bana b'akiyim '
Küçük bir şaşkınlığı çabuk atlatan adam bunca yıl gördükleriyle yükü ağırlaşmış gözlerini hafif hafif yerden kaldırarak ona dikti.
'Sana dedim lan! Kimsin ki sen? Sen hasta yakını falan değilsin de teşkilattan mısın? Kim yolladı seni buraya söyle bakayım.'
'Kendimle ilgili derdim var, git başımdan uğraşma benimle.'
Amir adamın koluna girip eliyle 'şöyle yürüyelim' şeklinde işaret yaptı.
'Tamam oğlum, ne sert yapıyorsun ki. Amiriz biz de. Öyle boş adam değiliz. Görevdeyiz. Sen de boş bir memur değilsin. Anlarım ben. '
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Muğni
Mystery / Thriller'Umutla bekleyen kalplere' diye başlayan bir roman Muğni. Roman umudunu yitirmiş dört karakteri birleştiren Muğni isminde bir karakteri anlatıyor. Herşeye sahip olduğunu sanan zengin bir gazeteci Mesut, bir sokağın silik ve tatlı üyesi Ke-di, tek t...