12

7.5K 468 134
                                    

Keyifli okumalar
🎵

"Ben bittim. Bu sefer gerçekten bittim."

Sıkıntılı bir nefes verip ağlayan arkadaşımı teselli edecek sözler düşündüm ama böyle bir durumda onu rahatlatacak ne söyleyebilirdim ki?

'Boşver, takma kafana.' Demek aşırı saçma olurdu. Hafife alınacak bir konu değildi. Üstelik Kore'de yaşıyorduk yani bu olay ortaya çıkarsa hiç iyi karşılanmazdı.

"Annem ve Babam çok katı insanlar. Eninde sonunda ortaya çıkacak ve beni öldürebilirler."

Jihyun'un hamile olduğunu öğrendikten sonra apar topar onun evine gelmiştik. Neyseki annesi ve babası evde değildi. Öyle olsaydı böyle bağırarak ağlayamazdı zaten. Onu ilk defa ağlarken görüyordum ve bu üzgün hissetmeme neden oluyordu.

"Bak. Böyle testlerin azda olsa hatalı olma payı var. Acaba hastahanede bir test yaptırıp tamamen mi emin olsak?"

Ortaya sunduğum fikir üzerine Jihyun omuzlarını silkti. "Testin yanıldığını hiç sanmıyorum Miley."

Elini karnına koyup ağlamaya devam etti. Zor durumda olduğunu biliyordum ama elimden bir şey yapmak gelmiyordu. Bir şey yapmayı bırak Bu durumda ona karşı nasıl davranacağımı bile kestiremiyordum.

"Yoongi ile konuşmalısın Jihyun. Bu ikinizide ilgilendiren bir konu."

sanki bu yeni aklına gelmiş gibi Başını ellerinin arasına aldı ve ağlaması şiddetlendi. Pekala, böyle devam ederse birazdan bende ağlayacaktım.

"Ben... korkuyorum."

Gidip yanına oturdum ve destek verircesine sırtını sıvazladım. iki seçenek vardı. Ya Yoongi ile konuşup karnı belli olmadan evleneceklerdi ya da Beraber karar verip bebeği aldıracaklardı. Düşüncesi bile ürperticiydi. Erken yaşta evlenmek kötüydü ama ikinci şıkka göre kesinlikle daha mantıklıydı.

"Bak böyle ağlayarak bir yere varamazsın. Şuan yapman gereken tek şey Yoongi ile konuşmak. Eminim o mantıklı davranacaktır."

Bebeği aldırmak bir çözümdü ama umarım böyle bir şeye karar vermezlerdi. Yoongi'nin bunu isteyeceğini sanmıyordum. Yani umarım buna izin vermezdi.

"Onunla konuşacağım. Ama şu anda değil."

Başımı sallayıp koltukta kenera kaydım ve rahat etmesi için ondan biraz uzaklaştım. Jihyun daha lise 3. Sınıftı bunu kaldırabileceğini sanmıyordum.

Odayı garip bir sessizlik esiri altına alırken sadece Jihyun'un burun çekmeleri duyuluyordu. Tam bu sırada cebimde çalan telefonumun gürültülü sesi odayı doldurdu.

Jihyun sesten dolayı bana dönerken koltuktan kalkıp telefonumu cebimden çıkardım ve arayan kişiyi kontrol ettim.

Jimin

Yüzüm şaşkın bir hal alırken elimi kalbime koyarak biraz bekleyip aramayı cevaplandırdım.

"Efendim."

"Neredesin?"

Beni merakla izleyen Jihyun'a kısa bir bakış atıp sorusunu cevapladım.

"Aa şey... Jihyun'un evindeyim. Neden sordun?"

Telefonun diğer ucundan gelen korna sesleriyle trafikte olduğunu anlamıştım.

"Tamam. Seni almaya geliyorum. 5 dakika sonra kapının önünde ol."

  𝑺𝒂𝒓ı𝒔̧ı𝒏| 𝑱𝒊𝒎𝒊𝒏✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin