41

6.5K 386 117
                                    

Uzun zamandır yazmadığım için kötü karakterlerin isimlerini unutan ben.😆 Hatırlamak için eski bölümlere baktığım bile oldu.

Neyse, sizlere keyifli okumalar
💗

Dün gecenin verdiği yorgunluğu hala üzerimde hissederken ağır adımlar eşliğinde isteksizce okula yürüyordum. Sanırım şu an kafamdaki tek olumlu düşünce birazdan Jimin'i görecek olmamdı.

Dün gece benim için fazlasıyla yorucu olmuştu. Jimin gittikten sonra annemle uzunca bir tartışmanın içine girmiştik. Konuyu evlenmesine getirip bundan ne kadar rahatsızlık duyduğumdan bahsetmeme rağmen o beni yine dinlememişti.

'Bu şekilde terbiyesizce davranmaya devam edersen harçlığından keserim Miley...'

Söyledikleri aklıma geldiğinde istemsizce güldüm. Beni bununla tehtit etmişti. Ayrıca Joon Seo ve babasının güvenilir olduklarından da adı gibi emindi.

Okula girdiğimde Kendime toparlanmam gerektiğini hatırlattım. Jimin gibi cesur ve kararlı olmalıydım. Pes etmeyecektim. Bir yerlerde hala umut vardı ve ben onu sonuna kadar arayacaktım.

Ellerimi montumun cebinden çıkardığımda bakışlarım karşıdan bana doğru gelen tanıdık bendenleri buldu. gülümsedim ve aynı şekilde ben de onlara doğru ilerlemeye koyuldum. Böylece ortada buluşmuştuk.

"Günaydın."

Jungkook ve Jihyun ikilisi aynı anda karşılık verdiler. Fakat bir sorun var gibiydi.

"Hadi beni geçtim. Size ne oluyor ne bu hüzün?"

Soruma karşılık bir kaç saniye boyunca bakıştılar. Aynı anda iç çektiklerinde istemsizce kaşlarım çatılmıştı. Merak ediyordum çünkü normalde ikiside oldukça neşeli insanlardı. Kolay kolay hüzünlenmezlerdi. Buda beni endişelendirmişti.

"iki gün sonra sınavlar başlıyor."

Jungkook'un cevabı ile birlikte Tuttuğum nefesimi derince verdim ve yüzümü buruşturdum. Ben de gerçekten kötü bir olay olduğunu düşünmüştüm. Gerçi buda pekte hafife alınacak bir sorun değildi.

"Tamamen aklımdan çıkmış."

Jihyun olumsuzca başını salladı. Şu sıralar kendime bile doğru düzgün bakamazken sınavları nasıl hatırlayabilirdim ki? Okulla doğru düzgün ilgilenememiştim ve eğer böyle gitmeye devam edersem sınıfta kalacaktım. 11. Sınıfı tekrar okuma düşüncesi aklıma gelince vücudum titredi. Düşünmesi bile korkunçtu.

"Neyse şimdilik sınavları bir kenara bırakalım. Anlat bakalım dün gece Jiminle bir anda nereye gittiniz?"

Jihyun'un sorusu aklıma kötü anıları yeniden getirdi. Gözlerimi yumdum. Cidden hatırlamak ve konuşmak istemiyordum. Ama doğanın bir kanunu vardı. Eğer yakın bir arkadaşınız varsa ona her şeyi anlatmak zorundasınız. Kaçışı yok.

Ben cevap vermeden Jungkook sırıtarak araya girdi. "Jihyun-sshi insanların özel hayatlarına neden karışıyorsun. Belki anlatamayacağı şeyler..."

O daha lafını bitiremeden elimle sertçe omzuna vurdum. Bununla birlikte Jungkook acıyla inledi. "Sen ve Taehyung neden her şeyi fesat yorumluyorsunuz? Çok gıcıksın."

Jihyun verdiğim tepkinin ardından beni desteklercesine alkış tutarken nedensizce üzerimden büyük bir yükün kalktığını hissettim. Birilerine vurmak iyi gelmişti. Acaba arada Jungkook'a vursam mı ? diye düşünmeden edemedim.

  𝑺𝒂𝒓ı𝒔̧ı𝒏| 𝑱𝒊𝒎𝒊𝒏✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin