39

6.7K 422 117
                                    

Keyifli okumalar


Arkamdaki beyaz mutfak tezgahına yaslanmış bir yandan da hemen yanımda duran Jihyun'un çeşitli çerezleri tabaklara dökmesini izliyordum. Gecenin daha başlamamış olmasına rağmen Jiminle barışmış olmam içimi kıpır kıpır etmişti. Bu gece mutsuz geçmeyecekti tam tersi onun dibinden ayrılmayıp sürekli öpmek için can atıyordum.

Bir kaç saatliğinede olda aklımdaki bütün kötü düşünceleri kovacak ve eğlenmeme bakacaktım. Haftalardır beni yiğip bitiren bu ayrılık sorunundan kurtulmuştum. Kesinlikle üzerimden büyük bir yük kalkmıştı.

"içeriye gitmek için saniyeleri saydığını biliyorum Miley ama bana yardım etmeyip öylece bakmaya devam edersen geceyi bu mutfakta geçireceğiz."

Jihyun'un hafif yükselen ses tonuyla birlikte irkildim çünkü kendi küçük hayal dünyamda yolculuğa çıkmıştım. Ben ona anlamazca bakarken o gözleriyle karşıdaki şişeyi işaret etti.

"mesela işe içeceği bardaklara doldurarak başlayabilirsin. Bence o kadar da zor değil."

Gözlerimi devirip şişeyi elime aldım ve oldukça fazla olan uzun bardaklara doldurmaya koyuldum. Kalabalıktık bundan şikayetçi değildim tabii ama bazen fazla yorucu olabiliyordu. Özelliklede böyle işleri bana ve Jihyun'a yıktıklarında.

işimi bitirdiğim sırada dolu olan bardakları tepsinin üzerine dizdim. Jihyun'da kendi işini hallettiğinde tabakları eline aldı ve benden önce davranarak mutfağın kapısına doğru ilerledi. Bende hemen arkasından onu takip ediyordum. Salona yaklaştığımız her adımda duyduğumuz kahkaha sesleri yükseliyordu. Elimdeki tepsiyi dahada sıktım. Attığım her adımda heyecanlandığımı hissediyordum.

Salona girdiğimizde bakışlar bizi buldu. O an Jungkook'un gözlerinin içinin parlafığını fark ettim. "işte beklediğim an."

Elimizdeki atıştırmalıklara aşkla bakan arkadaşımı umursamadım ve elimdeki tepsiyi diklatlice masanın üzerine koydum. Elime bir cips tabağı almayı ihmal etmeyerek gözlerimle Jimin'i aradım. Hemen arkamda oturduğunu fark ettiğimde gulümsedim ve vakit kaybetmeden yanına oturdum. Sanki bunu bekliyormuş gibi ben oturur oturmaz kolunu omzuma atıp beni kendine yasladı.

O an bakışların üzerimizde olduğunu fark ettim ve bu oldukça rahatsız hissetmeme sebep oldu. Sanırım ben de dahil kimse bu akşam barışacağımızı tahmin etmemişti.

"Daha dün birbirinizin suratına bakmıyordunuz. Ne ara..."

Taehyung konuşmasını bitiremeden yanında oturan Seok Jin sertçe kafasına vurdu. "Ortalığı karıştırma şimdi."

Seok Jin'e minnettarım bakışlarımdan birini yolladım. Taehyungu susturduğu iyi olmuştu. Bu konuya bir daha dönmek istemiyordum hem de herkesin içinde. Kafamdakileri uzaklaştırıp elimdeki tabaktan bir tane cips alıp ağzıma attım bu sırada Yoongi elindeki kumandayla filmi başlattı ve Jihyun'un yanındaki yerini aldı.

Başlayan filmle birlikte yüzümü buruşturmadan edemedim. Başımı arkaya doğru hafif çevirip Jimin'in kulağına doğru yaklaştım. Bir şey söyleyeceğimi anladığında işimi kolaylaştırmak için bana doğru eğildi.

"Bu filmi izlemiştim."

Söylediğim şeyle birlikte dudağının kenarı hafif kıvrıldı. Bana doğru eğildi ama benim gibi kulağıma fısıldamak yerine dudağıma doğru fısıldaki. "Birazdan kalkarız öyleyse."

Konuştuğu için dudaklarımız birbirine değiyordu ve ben vücudumun her bir noktasının titrediğini hissettim. Uzun zaman sonra ona bu şekilde yakın olmak kalp atış hızımı yükseltmişti. Geri çekilmek istemiyordum şu an onu doyasıya öpesim vardı ama bulunduğumuz ortam buna hiçte uygun değildi.

  𝑺𝒂𝒓ı𝒔̧ı𝒏| 𝑱𝒊𝒎𝒊𝒏✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin