Bolum 11

559 34 9
                                    

Arkadaşlar müzikle okusanız daha iyi olur.
Ömer: defne ben..ben..a-ayrılmak istiyorum!
Defne:a-ayrılmak? Ama..ne-neden?
Ömer: seni sevmiyorum artık.

Seni her seyden çok seviyorum sevgilim...
Defne: hayır! Hayır hayır hayır sen şaka yapıyorsun bana değil mi? Evet evet şaka!
Ömer: defne.. şaka falan değil.
Defne: sen daha dün kulagıma fısıldadın. S-sen dedin ki bana, seni çok seviyorum dedin sen bana! Ömer...
Ömer: üzgünüm.

Affet beni sevgilim...

Defne bir taraftan gözyaşlarını silmeye çalışıyor obur taraftan da ona şaka yaptığımı soyleyıp sarılmamı bekliyor gibi bana bakıyordu. Defnemm... iki türlü de affetmeyecektin ki beni.. böylesi daha iyiydi belki...
Defne: ben sana güvendim...
Sesi fısıltı halınde çıkmıştı.
Defne: ben sana güvendim! İtalya'dan kariyerimden vazgeçtim senin için! Sen.. bunu nasıl yaparsın bana! Daha dün gözlerimin içine bakıp askını itiraf eden adam.. neden ayrılıyor benden şimdi?! Ömer bana bunu yapma! Sen bana beni bırakmayacağını söylemedin mi defalarca! Ömer biz buraya evlenmek için geldim! Seninle! Bize yapma bunu ne olur.

Önceden bağırıyordu fakat konuştukça sesinin yerini hıçkırıklar alıyordu. Kalbimin nasıl acıdığını bir bilsen defne.. defnemm... özür dilerim..
kapıyı çarpıp çıktım. Kapıya yaşlandım ve yere oturdum. Defnenin hıçkırıklarını duyabiliyordum. O da kapının obur tarafında olmalıydı. Daha fazla tutamadım gözyaşlarımı... ikimiz de acı çekiyorduk ama barısmıyorduk... ona gerçekleri anlatamıyordum. Seni seviyorum hayatımın kadını diye bağıramıyordum. Her seye rağmen onu çok seviyorum.

1 ay sonra.....

Defneden....

Sabaha karşı biraz uyumayı başarmıştım. 1 şudur Nadire'n uyuyabiliyordum. Hayatta kalabilecek kadar... rüyamda onu gördüm yine. İkimizdik... ormandaydık. Piknikteydık.. ben uçurtmayı hazırlıyordum.. uçuracaktık beraber, her zaman yaptığımız gibi. Ömer saçlarıma Çiçek'ten bir taç yapmıştı. Birden yanımıza biri yaklaştı. Bir çocuk. Bizim çocuğumuz... kızıl saçları, neşeli gülümsemesiyle bakıyordu bize. Anne diyordu, bak ne buldum! Bakıyordum. Çok güzel bir orkideydi bu.. Ömer'in hep aldığından... çok güzel bebeğim! Diyorum. Sonra aynı hevesle babasına dönüyor. Ömer onu alıp havada döndürüyor, beraber gülüşüyorlar. Sonra Ömer beni de kaldırıyor. İkimizi de döndürüyor. Kahkalar atıyoruz. Sonra sarılıyor bize, saçlarımızdan öpüyor bizi. Sizi hiç bırakmayacağım diyor, beni bırakmadan önce dedikleri gibi....

Gözlerimi açtığımda gün iyice ağarmıştı. Yanaklarım gözyaşlarıyla ıslanıyordu. Bırakma beni Ömer... geri dön..
bu sırada Emel teyze elinde kahvaltıyla içeri girdi. Son bir ayda iyice zayıflamıştım. Ağladığımı görünce tepsiyı bırakıp yanıma oturdu. Kafamı ona dayayıp ağlamaya başladım.

Defne: onu çok özledim Emel teyze... ona sarılmayı özledim.. onunla gülmeyi özledim Emel teyze!

Saçlarımı öpüp avutmaya çalıştı beni..
Emel: hepsi geçecek kuzum, merak etme... geçecek...

Defne: geri donmeyecek değil mi? Gerçekten sevmiyor artık beni...
Emel: ne desem bilemedim ki..
Defne: neyse ya, Emel teyze... en azından beni sevmeyecek biriyle evlenmedim. Yani...
Emel: neyse kuzum.. al hadi ye şu kahvaltıyı.. bak incecik olmuşsun...
Defne: tamam Emel teyze, sen çık hadi...

Emel teyze çıktı ve tepsiyi masama koydu. Kendimi hiç olmadığım kadar halsiz hissediyordum. Nasıl yaptın bana bunu Ömer... çekmecemden Ömer'le fotoğraflarımı çıkardım. Gözyaşlarım fotoğrafların üstüne düşüyordu. Baktıkça daha çok üzülmeme rağmen, engelleyemiyordum kendimi. Ömer'in resmine sarıldım ve öptüm. Ne güzel gülümsüyordu burda.. çektiğimiz günü hatırlıyorum.. beni lunaparka götürmüştü, beraber hızlı trene binmiştik, ben çığlık atınca bana sarılmıştı.. başka bir fotoğraf, Ömer'i kitap okurken çekmiştim bu sefer. Yüzlerce fotoğraf vardı.. hepsinde mutluyduk! Birlikteydik! Beni seviyordu! Ama... artık onun için sadece yabancıyım...

Bu sırada Ömer....

Çaresiz bir şekilde oturmuş, defneyi düşünüyordum...  sude yanımda beni öldürecekmiş gibi bakıyordu..
Sorup soruşturup öğrenmişti olayın aslını. Yaklaşık 2 saattir de parlayan gözlerle inceliyordu beni. Bu kadar süre konuşmadan duramazdı bir insan. Korkmaya başlıyordum artık. Birden ayağa kalktı ve sandalyemi devirdi.

Sude: Ömer sen salak mısın?!
Ömer: sude! Üstüme gelme!
Sude: yahu evlenmek ne demek! Evlenmekten bahsediyorsun! Hem de saçma sapan biley yüzünden! Defneyi anlatsan affedecektir seni! Senden çok öncedir tanıyorum onu!
Ömer: süse anlamıyorsun! Asla affetmez beni! Ben... ihanet ettim ona...
Sude: Ömer sacmalıyorsun, bak.. ben senin kuzeninin. Senin için iyi olanı söylüyorum. Hem affetmezse de 2 turlu ayrılmış olursunuz!
Ömer: beni ona ihanet eden biri gibi mi görsün sude!? Benden nefret etmesini istemiyorum!
Sude: belki nefret ederse daha çabuk unutur. Kız seni sayıklıyor Ömer! Öldü aşkından! Gece uyuyamıyor! Rüyalarında bile seni görüyor Ömer! Hıçkırarak uyanıyor! Bütün gün senin resimlerine bakıp ağlıyor! Ona bunu yapma!
Ömer: o- o kadar mı kötü?
Sude: daha fena! Ama sen saçma sapan işler yaptığın için kavuşamıyorsunuz!
Ömer: sude... böylesi daha iyi.. defneye bir şey söyleme olur mu?
Sude: ah Ömer ah! Bak, pişman olacaksın.. hem de çok pişman olacaksın... yol yakınken vazgeç geç su işten!
Ömer: söyleyecek misin ?
Sude: hayır... fakat çok yanlış yapıyorsun.

Sude kapıdan çıkıp gitti. Ben de eski perişan halime geri döndüm.

Defne....
Öğleye doğru iyice susamıştım, asagı inmek istemiyordum, hepsi bana.... acıyarak bakıyorlardı. Kimsenin bana böyle davranmasına izin vermezdim. Ama su an yapabileceğim tek şey suyumu gidip mutfaktan almaktı.  Dışarı çıkınca konuşmaları duymaya başladım.

Gizem: eee sude? Haber var mı?

Bir süre ses çıkmadı.
Gızem: sude?
Sude: o-Ömer....evleniyor!

Birden basımın donmeye başladığını hissettim. Evleniyor?  Dengemi sağlamak için merdivenin kenarına tutundum ama bu dengemi kaybetmemi engellemedi. Merdivenlerden yuvarlandıktan sonra hatırladığım tek şey herkesin basımda toplandığı ve adımı bagırdıklarydı. Gerisi sadece karanlık...

                        SON...

zoraki evlilik deföm ❤❤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin