Geceye bırakılan bir not

55 8 1
                                    

Bir yaşayan ölünün dirilme anının bir parçası, bir yazarın sebebi, bir adamın sevdası, bir geminin dümeni, bir denizin gemisi… Biri ismine adana bilecek ne var ise o oldu, bu gün tüm herşeyime anlam katan tek bir an oldu, 10 dakikaya koca bir ömür sığdırmanın ne mansızca olduğu ve 10 dakikaların ne kadar kısa olduğunu anlamama yardımcı oldu. Büs bütün bir ömrün can bulduğu, bir milletin devrim yapışının neşeşi, bir çağın kapanışı, güneşin aya olan sevdasının başlangıcı oldu, işte tam bu gün ‘o’ bana bakıp tüm bedeni ile neden ‘o’ olduğunu hatırlattı..

    Size ne konuştuğumuzu anlatamam lakin ne yaşadığımı bir nebzede olsa tarif edebilirim belki, denerim yada daha doğrusu denrken ölürüm.. Bir kalpe kanın ne kadar gerekli olduğunu bilsek de bunu o kalp duruna kadar anlamamak konusunda ısrarcıyızdır, görmek için ışığın gerekli olduğunu bildiğimiz kadar, her güne uyanışımızda kaçarız o ışıktan, var gücümüzle olmak istediğimiz yere giderken ayak diretsekte sonunda olacağımız yer şüphesiz bam başka bir mizah içerir ve biz bütün kahinatın biri için yaratıldığını düşünürken şunun farkına varırız er yada geç, bütün bir kahinat bir bedende iki ruh içindir, koşmaktan yorulduğumuzu düşündüğümüz zamanlarda bile koşmaya devam etmek gibidir bu olay örgüsü, öylesine adınmış bir hikayeye dönüşür ki karşınızda durmak isteyen herşey sele kapılan bir kibrit çöpü olu verir, bir gün yaktığınız küçük bir ateş tüm dünya üzerindeki yaşamı tehtit etsede bunu genede bir suç olarak saymak yerine odun atarız o ateşe, ateşe su olacak tek kişi ise ateşi söndürmek yerine izin verir dünyanızı tüketmesine. Kelimelerin gücünü önemsesemde bu gün tekrar anladım ki tüm kelimeler tek bir his için, o his evrimin ta kendisi, o his ki evrenin var olma nedeni, tanrının insanı sevmesi, insanınsa bir insan sevmesi! Bu bir son olabilirdi, aslında yakışan bir yarım bırakmışlıkta yaşatabilirdi ama hayır bu başlangıcın gerçek ismiydi! Giderken gözlerini hafifce devirerek ‘Görüşürüz’ dedi, umarım diyemedim, umarım bir gün görüşürüz, bir gün geldiğinde sen bir başkası olmamış iken yada birine adanmamışken ! Söyledim ya size söyliyemeceğim şeyler var, onu ne kadar sevdiğimi söyliyemem mesela, tek bir kelimeye sığdıramam! Size onu unutamadığımıda söyliyemem, onu özlediğimi fark ettiğimi de, onunla gelen herşeyi ! Peki tüm bunlar olurken ben ne yaptım diye soruyorsanız müsaade edin devam edeyim başta sevmeye sonra ise kelimelere..  Karşında sevdası duruyor iken bir insanın çok fazla yapacak şeyi olsada yapamıyor, başta yüzünü ezberlemeye çalışıyor, gözlerine bakıp saçmada olsa iki cümle sarf ediyor, var gücüyle sarılmamak için dişlerini sıkıyor ve artık gitme zamanı geliyor. Giderken dur dememek için dilini ısıyor insan! Yapacak onca şeyi var iken sessiz kalıyor, mesela ‘Kadın’ dur diyememiyor,’gitme sen gidersen ölürüm!’,’ Tüm gücünle olduğun yerde dur, dur ki hayatım renk bulsun, gidersen tüm hayatım bitecek’ diyemiyor mesela, meselaları çoğalıyor giden Kadının özleme ile eşdeğerli! Bu akşam ne yaptığımdan ziyade ne yapamadığımı düşünerek geçireceğim sanırım, yada susacağım bir hikayeye anlam vermek adına çünkü anlamlı herşey sessiz ve sebebsizce olan şeylerdir derim hep, ben sessizce konuşup manasızca seveceğim ‘o’nu  ve her zaman yaptığım gibi yapacağım, sadece yazacağım.

  Biliyorum dostlar okuyor bu satırları ve bu satırların var olma sebebi,  asıl sebebi bu tüm her şeyin yaptıklarımın ve yapacaklarımın, söylediklerimin ve söylemekten çekindiklerimin.. Görüşürüz ‘Kadın’, umarım bir gün hala hayatta iken ve hiçbir şey  için geç olmamışken çünkü bu gün sana düşman gibi değil pişman gibi bakabildim, çünkü bu gün seni yeterince sevemedim, çünkü Kadın bu gün çünkülerimi bitiremedim..

Kaktüs Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin