zoraki aşk devam ediyor! farklı bir bakış açısıyla yeni karakterlerle tekrar yazmaya devam ediyorum umarım beğenirsiniz yorumlarınızı bekliyorum
... Seninle olmak için tüm savaşlara girmeye hazırım.' Dedi genç adam.
Genç kız çaresizdi. Girdikleri savaştan yara almadan kurtulabilecekler miydi? Vereceği kayıpları bilmeksizin adamın elini tutup bir adım attı. Geri dönüşü olmaksızın...
BÖLÜM 1
En sonunda dayanamayıp 'sen beni delirtmek mi istiyorsun Savaş?' diye sordum. Galiba beni delirtmek istiyordu. Çünkü benden istediği şey akıl almaz derecede mantık dışı ve kabul etmem olanaksız bir şeydi.
'Hayatım, bu kariyerim için müthiş bir başlangıç olacak bunu öyle kolay kolay geri çeviremem lütfen anlayış göster' diye yakındı. O aşık olduğum kahverengi gözlerini gözlerime sabitlemişti. Bu adama tepeden tırnağa aşıktım. Ona nasıl diyebilirdim ki, ne evet ne hayır?
' Savaş bir düşün lütfen, bir zamanlar seni seven kızla aynı dizide oynayacaksınız bir de partner olarak, bunu kabul etmemi nasıl beklersin?' dedim. Bu kesinlikle fazla kıskançlığa girmiyordu. Benim sevgilim bir zamanlar başımıza dert olan kızla rol bile olsa partner olacak ha? üçüncü dünya 'Savaşına' hoşgeldiniz.
'Bana güvenmiyor musun Derin?' dedi. Yüzündeki hayal kırıklığı beni de üzmüştü.
'Güven meselesi olmadığını biliyorsun Savaş, be-ben sadece seni o kızla yan yana görmeye katlanabileceğimi sanmıyorum.' Dedim. Kim böyle bir şeyi kabullenirdi ki?
'Ben ne dersem diyim, sen beni ikna etmek için elinden geleni yapacaksın değil mi?' diye sordum. Tamam Savaş için önemliydim ama benden sonra gelen tek şeyin işi olduğunu söylerdi. Önüne gelen fırsatı benim için yok saymasını nasıl isterdim ki ondan. Savaş cevap vermek yerine başını çevirdi. Her zaman oturduğumuz sahil kenarındaydık. Denizi izlemeye başladı. Onu ikilemde bırakmak istemediğim için mecburen kabul etmek zorunda kaldım.
'Umarım ilişkimiz zarar görmez Savaş, seni kaybetmek istemiyorum.' Dedim. Sesim sandığımdan daha da bitik halde çıkmıştı. Gerçekten korkuyordum. Savaş bana sımsıkı sarıldı. Onun kollarında bulduğum güveni kimsede bulamıyordum.
'Artık eve gidelim mi?' bu konu ikimizinde moralini bozduğu için pekte hoş bir gece değildi. Savaş cevap vermeden elimi tuttu ve arabaya bindik. Yol boyunca ikimizde sessizdik. Savaşlayken sessizliği sevmiyordum. Konuşmak istesem ikimizin de sessizliğe ihtiyacı olduğunu biliyordum. Camı indirip temiz havayı içime çektim ve dışarıyı izlemeye başladım. Çok geçmeden evimin önüne gelmiştik. İnmeden önce Savaşa dönüp yanağına minik bi öpücük bıraktım.
'Bana güveniyor musun?' diye sordu. 'Seni ne kadar seviyorsam o kadar da güveniyorum' diye yanıtladım. Ona olan sevgimin tabiri bile yoktu.
'Herşey güzel olacak' dedi. Cevap vermeden arabadan indim. Ben apartmandan girene kadar bekledi. Sonra da arabanın sesini duydum. Eve sessiz adımlarla girip odama geçtim. Saat epey geç olmuştu. Bade çoktan uyumuştu. Yıllardır yanımdan ayrılmayan bir bade bir de Savaş vardı. Ailemi 2 yıl önce trafik kazasında kaybettiğimden beri Badeyle aynı evde kalıyorduk. O zamanları Savaş ve Bade olmasa nasıl atlatırdım düşünmek bile istemiyordum. Hemen üzerimdekilerden kurtulup pijamalarımı giydim. Sırtım yatakla buluşunca derin bi oh çektim. Zor bi gündü evet. Kabullenmem gereken çok şey vardı. Ve düşünmem gerekende çok şey olmasına rağmen aklımdakileri bir kenara atıp gözlerimi kapattım. Uyumak düşünmekten iyidir.
Sabah Badenin mutfaktan gelen şarkı sesleriyle uyandım. Zorda olsa kendimi yataktan kaldırmayı başardım. Saat 8.30du ve Bade enerjisiyle birlikte uyanmıştı anlaşılan. Kısa bir duş aldıktan sonra üzerime koyu renk kotumu ve beyaz gömleğimi giydim. Saçlarıma ellerimle şekil verip hafif makyaj yaptım. 10 da dersimiz vardı. Badeyle ben mimarlık fakültesi son sınıftık. İlk başladığım yıl tanışmıştık Badeyle kardeşten öte olmuştu benim için. Daha sonra da Bade sayesinde savaşla tanışmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoraki Aşk
RomanceBaşkasına aşıkken onunla birlikteyken bir başkasıyla evlenmek doğru muydu? Doğru olanı mı yapıyordu Eylül Altındağ? Zoraki Aşık mıydı yoksa Aras'ı mı kabulleniyordu. Peki ya bundan sonra hayatını Eylül Koçak olarak mı geçirmeliydi?