16. bölüm

12.6K 422 12
                                    

Sinirden sabaha kadar gözüme doğru düzgün uyku girmedi. Sabah artık kalkmak zorunda olduğumda sersem gibiydim. Hazırlanıp aşağı indiğimde Aras yoktu. Daha da sinirlenmiştim kim bilir neredeydi. Canım kahvaltı  yapmak istemiyordu. Dışarı çıktım ve okula gittim. Bugün mimari proje sınavım vardı. Berbat ötesiydi. Evlendikten sonra resmen okulu aksatmıştım. Acil açığı kapatmam gerekiyordu. Tarıktan ders notlarını aldım eve gidip biraz göz atmalıydım. Ders bitince hemen eve gittim ve ders notlarını geçirmeye başladım. Aras hala yoktu evde. Akşam olmak üzereydi ve kapı çaldı. Gelen Demir'di. Şaşırmıştım Demir hiç bize gelmezdi Aras evde de yoktu. Demek ki Aras bey başka yerdeydi.

‘Yenge hazırlan kapıda bekliyorum, bir yere davetlisin’ dedi. Şaşırmıştım.

‘Nereye?’ diye sordum. ‘Aras’ta gelicek miydi acaba.

‘Hadi yenge sen hazırlan ben arabada bekliyorum seni’ dedi. Soruma da cevap vermemişti. Aras’ın arkadaşı da anca Aras gibi olurdu zaten. Nereye gideceğimizi bilmediğim için ne giyeceğime karar veremedim. Ön tarafı düz siyah boyu dizimin biraz üzerinde olan bir elbise giydim. Saçlarımı açtım biraz da makyaj yapıp Demir'in yanına gittim. Arabaya bindim ve gitmeye başladık. Tekrar nereye diye sormak istedim ama gerek duymadım zaten gidince görecektim. Araba da biraz Esra’dan bahsettik sanırım Demir'de ondan hoşlanmıştı bu duruma Esra çok sevinecekti. Çok geçmeden arabayı bir yere park etti. İndik ve büyük bir bahçenin içine girdik. İleri de ufak bir gölün ortasında ışıklarla süslenmiş kamelya vardı. Ve o kamelyaya giden yol güllerle süslenmişti.

‘Buradan sonrasını sen devam et yenge’ dedi Demir ve gitti. Şaşırmıştım. Kamelyaya geldiğimde karşımda Aras’ı gördüm elinde gitar vardı. Beni görünce gülümsedi ve gitarı çalmaya başladı. Şarkıyı duyunca şaşırmıştım bu benim en sevdiğim şarkıydı.

Ne kağıt kalemsiz olmayı bilir ne de ben sensiz kalmayı

Neden bir dert biter diğeri gelir ateştir bu iyi bilir yakmayı

Kuşları anladım da senin kanatların yok nasıl uçtun da gittin

Kırık cam misali hatalarım acıtır seni böyle mi kaybettim

Bul beni kaybolmuşum izim silinmiş dilim suskun susmuşum

Bak bana mahvolmuşum senden kendimi almayı unutmuşum

Bul beni kaybolmuşum gecem günüme karışmış bir hoşum

Sanma ki sarhoşum ne var ne yoksa yıkıldı içimde bomboşum

Sensiz ben bomboşum

Ne gün güneşe doymayı bilir ne de ben sana bakmayı

Uyutsun gece beni sevmesem de sensiz hayaller kurmayı

Dikenleri anladım da senin çiçeklerin vardı nasıl soldun da gittin

Fırtınam oldun yıkıldım ben söyle seni böyle mi kaybettim

Bul beni kaybolmuşum izim silinmiş dilim suskun susmuşum

Bak bana mahvolmuşum senden kendimi almayı unutmuşum

Bul beni kaybolmuşum gecem günüme karışmış bir hoşum

Sanma ki sarhoşum ne var ne yoksa yıkıldı içimde bomboşum

Sensiz ben bomboşum

Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Şarkı bitince Aras gitarı bırakıp yanıma geldi.

‘senden öncekilerin hiçbir anlamı yok. Benim güneşim de baharımda eylülümde sensin. Senden başkası haram bana hatunum’ dedi ve yüzümü ellerinin arasına aldı. O kadar yakındık ki nefesini hissedebiliyordum. Eğildi ve dudaklarıma sıcacık bir öpücük kondurdu. O an o tatlı öpücüğün etkisiyle sersemlemiştim ve kızarmıştım.

‘Seni seviyorum kırmızı yanaklı hatunum benim’ dedi ve gülümsedi.

Ben cevap vermeden elimden tutup beni masaya çekti. Cevap vermek zorunda kalmadığım için sevinmiştim. Bu hayatımda yaşadığım en romantik anlardan biriydi. Sanırım bende ondan hoşlanıyordum.

Yemeğimizi yedik Aras’ın benden binlerce kez özür dilemeleri eşliğinde evimize döndük. Bu gece çok güzeldi. Odama çıkıp üzerimi değiştirdim. Tam yatağıma yatıcakken Aras’ın kapıda dikildiğini gördüm. Sessizce yanıma yaklaştı ve dudaklarımdan öpmeye başladı. Ona karşı koymak istemiyordum. elleri tüm bedenimi sararken kendimi onun kollarına bıraktım.

Zoraki AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin