Merhaba arkadaşlar. bu ilk hikayemdi ve finalini böyle hayal etmemiştim ama yorum ve vote düşüklüğünden hikayemin beğenilmediğini düşünerek erken final yapmak istedim . başka bir hikayede görüşmek üzere.
İyi okumalar! :)
Aras
Eylül beni terk edip gitti. Karım beni bırakmıştı. Aptallık yapıp Buseyi hayatımdan çıkarmadığım için Eylül beni terk etmişti. Bir daha döner miydi bilmiyorum. Bebeğim olacak benim. Şimdi onun en çok yanına olmam gereken zamanken ben onu kaybetmiştim. Ben karıma deli gibi aşığım ben onsuz yapamam ama kendimi nasıl affettirecektim. Sinirden deliye dönmüştüm ki telefonumun sesiyle kendime geldim. Kimdi bu arayan.
‘Efendim ne var’ diye telefonu açtım. Karşımdaki yabancı bir sesti.
‘Merhaba iyi akşamlar ben Umut hastanesinden arıyorum. Buraya kimliği belli olmayan genç bir bayan getirdik. Trafik kazası geçirmiş. Telefonun ekranında Eylül ve Aras yazıyor. Biz de isminizi bulup sizi aradık.’ Dedi. O an duyduklarımdan dolayı yıkılmıştım. bu doğru olamazdı. Karım trafik kazası geçirmişti benim yüzümden.
‘Eylül iyi mi? O yaşıyor değil mi?’ diye sordum. Korkudan ölmek üzereydim. Eylül’e bir şey olursa ben yaşayamazdım.
‘Buraya gelseniz iyi olur beyefendi’ dedi ve kapattı telefonu kadın. Hemen evden çıkıp hastaneye gittim. Eylül benim arabamı aldığı için taksiye bindim. Ya Eylül’e bir şey olmuşsa ben napacaktım. Benim yüzümden kaza geçirmişti. Çok geçmeden hastaneye geldik. Taksi parasını ödeyip hemen hastaneye girip danışmaya gittim ve Eylül’ü sordum. 3. kat yoğun bakım ünitesinde olduğunu söylediler. Koşarak yanına çıktım. Ve Eylül karşımda kapalı bir odada yatıyordu. Camın arkasından karıma bakıyordum. Çaresiz olan karıma. Yanından doktor çıkıp bana yöneldi.
‘siz yakını mısınız?’ dedi
‘Evet ben kocasıyım, karımın durumu nasıl’ diye sordum.
‘Beyefendi bunu söylemek çok zor ama karınız çok kötü bir kaza geçirmiş ve cidden durumu ağır. O arabadan sağ çıkması bile mucize. Biz gerekeni yaptık şu an sadece uyanmasını bekliyoruz. Tepki gösterip uyanırsa eğer iyiye işaret’ dedi. Olduğum yere yığılmıştım. Eylül uyanmalıydı. Beni bırakamazdı. Bizim daha bebeğimiz olacaktı. Sahi ya bebek. O nasıldı acaba.
‘doktor bey bakar mısınız’ diye arkasından bağırdım. Durdu ve yanına gittim.
‘Eylül hamileydi doktor bey bebeğe noldu?’ diye sordum.
‘bebek galiba daha 3 haftalıkmış o yüzden maalesef beyefendi kazanın etkisiyle bebeği kaybettik.’ Dedi.
Daha dün öğrendiğim bebeğimi bugün kaybetmiştim. Birde benim yüzümden. Eylül bunu duyunca çok üzülecekti ama kendimi teselli etmeye çalıştım. Eylül iyileşsin beni affetsin yine yapardık bebek. Tekrar Eylülün yanına gittim ve onu uzaktan izlemeye başladım. O orada çaresiz yatarken ben burada öylece bekliyordum.
Tam 10 gün boyunca da çaresizce Eylül’ün uyanmasını bekledim. Esralar gidip geliyorlardı. Ailelerimiz de ama Eylül hala uyanmamıştı. Onu şimdiden çok özlemiştim. Kalksa ona sarılsam onu doya doya öpsem başka bir şey istemezdim. Onu bir daha asla üzmeyecektim. Artık karımın yanına girmeliydim 10 gündür almamışlardı ama hemşireyle tekrar konuşmayı denedim.
‘Sadece 5 dakika görmeme izin verin lütfen’ diye yalvarmaya başladım.
‘Olmaz beyefendi izin veremem’ diyordu her zamanki gibi.
‘Bakın daha iyi bir hastaneye transfer ettiririm sizi maaşınızın 2 katından fazlasını alıcaksınız söz veriyorum’ dediğimde kadın durdu ve düşündü. Sonra zor oldu ama kabul etti. Galoşları takıp yoğun bakımdan içeri girdim. Bir sürü şey takılmıştı karıma. Yüzünde çizikler vardı. Sol göğsünde de derin bir yara olduğu anlaşılan sargı vardı.
Yanına oturdum ve elini tuttum.
‘Karıcım bak ben geldim yalvarırım aç gözlerini’ diye konuşmaya başladım. O sırada gözlerimden yaşlar boşalmıştı. Ben hayatımda ilk defa ağlamıştım. Eylül için ağlamıştım. O olmazsa ben yapamazdım ki.
Birden makinelerdeki sesler yükselmeye başladı.
Eylül
Kendime geldiğimde sanırım bir hastanedeydim. Ama gözlerimi açamıyordum ama galiba bilincim yerine gelmişti. çünkü yanımda bana beni sevdiğini söyleyen Aras’ın sesini duyuyordum. En son hatırladığım kaza yaptığımdı. Bebeğime ne olmuştu. Onu kaybetmek istemiyordum. hazır olmadığımı söylesem bile onu kaybetme korkusu sarmıştı içimi. Ben neden kaza geçirmiştim. Sahi ya Aras’ın beni aldattığını öğrenmiştim. Sesimi duyurabilsem gözlerimi açabilsem onu yumruklamak bağırmak onu öldürmek istiyordum ama hareket bile edemiyordum. Eğer bebeğime bir şey olduysa Aras’ı asla affetmeyecektik. Zaten normal de de affedemezdim. Beni aldatmıştı. Ama şu sesi bile bana huzur veriyordu. Ben ona resmen aşıktım. O benim herşeyimdi. Ondan ayrılamazdım ki. Nasıl onu affedecektim. Beni aldatmasını nasıl hazmedecektim. Bunların hepsini ona söylemek istiyordum ama ben daha hareket bile edemezken Aras’ın sesini bastıran sesler duymaya başladım. Sanırım makinelerden geliyordu bu sesler. Neden böyle hızlı atıyordu benim kalbim. İçeri iki kişinin girdiğini duydum. Aras’a bağırıp onu yanımdan çıkardılar. Aras elimi tutan elini bırakınca boşluğa düştüğümü fark ettim. Hızlı atan kalbim şimdi öyle yavaş atmaya başlamıştı ki. En sonunda kendimi bile hissedemez oldum. Kendimi ölümün kucağına bırakmıştım. Tek söyleyebildiğim
‘Elveda kocacığım, seni çok seviyorum’ olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoraki Aşk
RomanceBaşkasına aşıkken onunla birlikteyken bir başkasıyla evlenmek doğru muydu? Doğru olanı mı yapıyordu Eylül Altındağ? Zoraki Aşık mıydı yoksa Aras'ı mı kabulleniyordu. Peki ya bundan sonra hayatını Eylül Koçak olarak mı geçirmeliydi?