Bölüm-5 Karar

14.3K 977 299
                                    

Herkese merhabalar. Yeni bölüm geldi. Umarım beğenirsiniz. Oy ve yorumlarınız benim için çok önemli. Moral ve destek... O yüzden onları unutmayalım lütfen. Sizleri seviyorum. Kendinize iyi bakın.

Keyifli okumalar...

Bölüm ithafı; @Bhr6615

Görmek istemiyorsa karşında ki seni, görmüyor. Aşkından ölsende öldüğünü anlamıyor kimse...

Hewar ile olan konuşmamızı unutmaya çalışıp üzerime rahat bir elbise geçirdim. Bu evde ki ilk günümdü. Nasıl davranacağımı bilmiyordum. Odadan çıkmaya da cesaretim yoktu. Her şey üst üste gelmişti. Hewar'dan destek bekleyemezdim. Bana inanmıyordu bile. Ablam onun aklına çoktan girmişti.

Hewar banyodan çıkınca gözleri bana döndü. Hala sert bakıyordu çünkü benim bütün olanları planladığımı koymuştu bir kere kafasına. Onu ikna etmek için uğraşmayacaktım. Ben kendimi biliyordum.

"Neden inmedin aşağıya?" dolaptan kıyafet çıkarırken konuştu. Gözlerim onun bana dönük olan sırtındaydı.

Seni beklemek istedim çünkü cesaretim yok diyemedim.

"İneceğim." onu beklemenin bir anlamı yoktu.

Uzun saçlarımı hafif bir at kuyruğu yaptım. Ayaklarıma terliklerimi geçirdim. Kapıyı açınca kapının yanında ki sepeti görünce içime sıkıntı düştü. Belli ki çarşafı bekliyorlardı ama ben şimdi buraya ne koyabilirdim ki. Ayrıca bunu bekliyor olmaları bile iğrençti.  Hala bu tarz şeylerin devam ediyor oluşu, kadınlar üzerinde  ki hu baskı beni çileden çıkartıyordu. Onlara belge sunar gibi kanlı bir bez vermek zorundaydık! Sakinleşmeye çalıştım çünkü zaten zorla geldiğim bir evde kalıyordum. Sıkıntılı bir şekilde nefes verip Hewar'a döndüm.

O da benim sepete baktığımı görmüş olacak ki gözü sepetteydi. Sonra yavaşça benim gözlerimi buldu mavileri.

"Ben halamla konuşurum." kafa sallayıp avluya çıktım. Konak üç katlıydı ve her katında avlu vardı. Evi bilmiyordum aslında. Sadece düğün için geldiğim zaman bunu fark etmiştim. Biz en üst kattaydık. Merdivenlerden çıkan Navin'i görünce gülümsedim. Navin'de Hewar gibi kumraldı. Gözleri yeşil ve uzun boylu bir kızdı. Benden iki yaş büyük olduğunu biliyordum.

"Rojbaş Xezal."

"Rojbaş Navin." diyerek bir iki adımda onun yanına geldim. Ardımdan Hewar çıkmıştı. Bize bakmadan alt kata indiğini gördüm. Sanki orada yokmuşum gibi davranıyordu.

"Evi gezdirmemi ister misin sana? Sonra da kahvaltıya geçeriz." Navin'in neşeli sesi ile tekrar ona döndüm.

"Olur. Ben hiçbir yeri bilmiyorum zaten." dediğimde anlayışla gülümsedi.

"Gel ben sana her yeri öğretirim." bir iki adım ilerleyip bizim odanın karşısında ki kapının önüne geldik. Ahşap kapının yanında perdeyle örtülmüş camı vardı.

"Burası Botan ağabeyimin odası." Kapıyı açıp içeri girdi. Bende ardından girmiştim. Oda bizim ki kadar büyüktü. Sonra oradan çıkıp bu odanın hemen yanında ki başka bir odaya girdik.

"Burası misafir odası. Gelen misafirleri bu odada ağırlıyoruz. Biliyorum çok oda var ama merak etme bu evde kalabalık olduğumuz için işler çabuk biter." anlayışla gülümsedim ona. Hewar'dan uzak kalmak için bir çıkış yolu olurdu aslında benim için.

"Bu katta başka oda yok. Gel aşağıya bakalım." merdivenleri inip orta kata gelmiştik.

Burada bizim katta olduğundan daha çok oda vardı. Alanı daha genişti çünkü. Merdivenden inip sağa döndüğümüzde gördüğümüz ilk odayla başladık.

Azap(Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin