Bölüm 13- Yüzleşme

4.1K 262 127
                                    

Herkese merhabalar ve hayırlı ramazanlar 🌙 Yeni bölüm ile yeniden buluştuk. Hikaye ile ilgili duyuruları instagram adresinden yapıyorum. Takdir edersiniz ki herkese tek tek dönüş yapamıyorum. Duyurular, görsel içerik ve kesitler için @mistik.hayaller adlı İnstagram hesabını takip etmeyi unutmayın. Keyifli okumalar 🤍

"Senin için yansam bile benim mumum olmayacaksın." M. Pashaei

Evin, Hezal'in ağlayarak odaya çıktığını görsede bir süre yanına gidip gitmemesi gerektiğinden emin olamadı. Ablası ile tartışma yaşamış olduğunu düşündü ancak ardından abisinin de konağa hızlı bir giriş yapıp yukarıya çıktığını gördüğü için olduğu yerde kalmıştı. Neler olduğuna anlam veremiyordu. Peşlerinden gitmek istedi ancak öncelikle biraz zaman tanıdı. Aralarında halletmeleri gereken bir şey olabileceğini düşündü.

Hewar ise Hezal'in kendilerini gördükten sonra konağa geri gittiğini anlamıştı. Narin'i orada bırakıp genç kızın peşinden gitti. Hezal merdivenden gelen güçlü adım seslerini duyunca kendisini banyoya attı. Hewar'in onu bu şekilde görmesini istemiyordu. Suyu açıp elini yüzünü yıkamaya başladı. Berbat bir haldeydi, kırgındı, öfkeliydi ve çok incinmişti.

"Hezal! Banyoda mısın?"

Hezal onun gür sesini duymuş ve fazla oyalanmadan odadan çıkmıştı. Onunla yüzleşmek istiyordu çünkü kendisine bu yapılanı kabul edemiyordu. Ondan çekinse de, cesaretini körükleyen öfkesi daha baskındı.

"Buradayım!"

Hewar ceketini çıkarmış ellerini beline koymuştu. İfadesi çok sert değildi ama endişeli de durmuyordu. Suratında rahatsız olduğu oldukça belli bir ifade vardı.

"Bak, biraz önce gördüğün şeyleri birine söylemeyi aklından bile geçirme. Ortalığı tekrar karıştırmanın kimseye bir faydası olmaz."

Hezal ona inanamıyormuş gibi baktı. "Sen ne diyorsun ya? Ortalığı karıştıran ben miyim yoksa siz misiniz?" Yaşanan şeylerden sonra yaptığı açıklamaya inanamıyordu.

Hewar ona açıklama yapma amacı ile peşinden gelse de Hezal'in hırçın tavırları karşısında fikri değişiyordu. Oysa amacı onunla sakince konuşmaktı.

"İnsanların sizi uluorta görebileceği bir yerde, bu konağın dibinde, benimle evliyken bunları yapan sizsiniz ama ben ortalığı karıştırmayayım öyle mi?" Hezal nefes nefese konuşuyordu çünkü öfkesinden soluk bile alamıyordu.

"Seninle evliyken mi? Bu sözde bir evlilik, ben senin severek evlendiğin bir adam değilim. Sen de benim severek evlendiğim kadın değilsin. Bana hesap sormaya hakkın yok. Sana karşı sakin davranmaya çalışıyorum ama sınırlarını zorluyorsun." Tansiyon git gide artıyordu. Hewar'in genç kızı alttan almak gibi bir niyeti yoktu. Hezal'de sakin kalacak gibi görünmüyordu.

"Zoraki evlendik diye bana her istediğini yapabileceğini mi sanıyorsunuz? Ablam da sende bana bunu yapamazsınız! Beni böyle küçük düşürmeye hakkınız yok." Hezal'in sesi git gide yükseliyordu.

"Bağırma! Konağı başımıza toplayacaksın şimdi. Kimsenin seni küçük düşürdüğü yok." Hewar bunları söylerken genç kıza doğru yaklaşmaya başladı. Hezal bunu fark etse de geriye gitmedi.

"Nasıl yok? Biz mecburiyetten evlendik. Ailemin başını öne eğdirmemek için bu evliliği kabul ettim ama bu bana her türlü haksızlığı yapabileceğin anlamına gelmiyor Hewar ağa!"

Hewar hemen araya girmişti. "Bende töreler seni öldürmesin, kan davası çıkmasın diye seninle evlendim. Kendi ailemi ve senin canını düşündüm."

Azap(Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin