Bölüm-1 Kader

21.9K 1K 370
                                    

Arkadaşlar merhaba. İlk bölüm ile karşınızdayım. Tanıtımda ki yorumlarınız, beğenilerinizden anladığım kadarıyla fazlasıyla destek oldunuz. İnşallah beğenerek okursunuz. Oy ve yorumları unutmayalım. Kendinize iyi bakın. Sizleri seviyorum.

Not; Bölüm başlamadan önce yazdığım yazılar eğer bana ait değilse tırnak içinde yazıyorum. Bana aitse tırnak kullanmadan normal yazıyorum..

Medya; Hezal

Keyifli okumalar..

Güneşi geceye batırır gibi bakıyordu..

Ben Hezal. Bir adama aşık oldum. Olmaması gereken bir adama. Kendimi büyük bir yangının içine atmıştım aşık olarak. Sevdiğim adamı ablam Narin'in de seveceğini, aynı adam için kalplerimizin çarpacağını bilemezdim. Henüz 16 yaşındayken görmüştüm onu. Narin'den önce tanımıştım. İlk gördüğüm an aşık olmuştum. Kimseye anlatamamıştım da derdimi. Koskoca Dijan aşiretinin en büyük oğluydu o. Okuldan çıktığımda hızlı adımlarla eve gelirken çıkmıştı karşıma. Dijan aşiretini Urfa'da bilmeyen yoktu, bende Hewar ağayı duymuştum elbette ama daha önce hiç görmemiştim. Zaten o gün gördüğüm zaman onun Hewar Dijan olduğunu da bilmiyordum. Şimşek gibi, yıldırım gibi düşmüştü kalbime. Gözlerine bir kaç saniye bakmam yetmişti. Bu benim elimde olan bir şey değildi. Kimse aşık olacağını seçemiyordun. Bir anda oluyordu her şey.

Ona bakacağım diye önümde olan taşı görmemiş ve takılıp düşmüştüm. Giydiğim beyaz çorabın dizleri yırtılmış ve kanamaya başlamıştı. Ona aşık olduğum ilk an aynı zamanda yaralandığım ilk an da olmuştu. Bana doğru geldiğini görebiliyordum. Gözlerim onun önünde düşmenin verdiği utançtan dolmuştu. Bana doğru hızlı adımlarla gelmiş ve yardım etmişti. Öyle uzun ve de güçlüydü ki insan onun yanında kendini fazla küçük, fazla güçsüz hissediyordu. Kimdi bu yakışıklı adam diye düşünmeden edememiştim. Bir ağa olduğunu bilmesem de o zamanlar, bir ağa kadar heybetli durduğu kesindi.

Beni kaldırdığı zaman çatık kaşlarıyla dizlerime baktı. Kendimden iyice utanmıştım. Üstelik ona bakarken düştüğümü de görmüştü. Koyu mavi gözleriyle yüzümü inceledi. Tıpkı bende onun gibi bakıyordum ona. Teni esmere yakın, saçları koyu sarıydı. Kaşları ve sakalları ise siyaha daha yakındı. Yüz hatları o kadar keskin ve belirgindi ki özellikle çizilse ancak bu kadar güzel olurdu. Elmacık kemikleri çıkık ve keskin duruyordu.

"İyi misin küçük kız?" Bana küçük kız demişti. Ne bekliyordum ki? Bu okul kıyafetleri, bu yırtık çoraplarla gözüne bir çocuk gibi gelmem normaldi. Ses tonu insanı titretiyordu.

"İ-iyiyim.. Teşekkür ederim bana yardım ettiniz." nihayet yüz hatları biraz olsun yumuşamıştı. Şimdi anlam vermediğim bir şekilde o da beni inceliyordu. Gözlerini yüzümden çekmedikçe bütün kan yüzüme toplanıyordu. Ve hala kolumdan tutuyor olmasa tekrar yere düşmem an meselesiydi. Nihayet bıraktı kolumu. Derin bir nefes alıp öylece bekledim.

"Önemli değil. Seni eve bırakayım istersen?" bu bir nevi iyi olabilirdi çünkü ondan ayrılmak istemiyordum ama annem ve babam gördüğü zaman yanlış anlayacaktı ve bu hiç iyi olmazdı.

"Yok... Ben kendim giderim,
sağol." içimden beni eve bırak, lütfen itiraz et diye sayıklarken sanki iç sesimi duymuştu. Keşke daha fazlasını isteseydim dediğim anlardan birisiydi, çünkü gerçekleşmişti.

"Olmaz, seni bu halde bırakıp gidemem. Gel bakalım..." diyerek beni kucağına almıştı. Öyle ani olmuştu ki küçük bir çığlık atmadan duramamıştım. Refleks olarak elimi boynuna sardım. Hayatımda ilk defa bir erkekle bu kadar yakındım ve bu beni ölüme sürükleyebilirdi.

Azap(Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin