BÖLÜM 7: EL DİLE GELDİ

44 3 2
                                    

Bölüm şarkısı: Mehmet Güreli-Kimse Bilmez

Merhaba Gökyüzü Durağı ailesi!!! Şu an hava bulutlu. Gök gürlüyor. Basık bir hava var. Sıcak ama biraz sonra yağmur yağacakmış gibi duruyor. Ben de dedim ki yeni bölüm yayımlayayım, sonra belki diğer bölüme geçerim. 

Bölüm şarkısını ararken birazcık zorlandım aslında. Çünkü bölüme uygun bir şarkı bulamadım. Ama olsun, diğer bölüm de kısa bir süre sonra gelecek. Şarkıyı açmayı unutmayın. İyi okumalar!

Zaman geçtikçe bazı şeyler unutulur. Bazı insanlar unutulur. Zaman geçtikçe değişir bazı şeyler. Düşünceler, hareketler, hakikatler... Planlar değişince sonsuz yalnızlığa mahkum olur insan. Oysa biri gelse ve o değişen fikirleri geri yoluna soksa...

Sevgi Yılmaz hakkında hiçbir fikrim yok. Ya 18 ay önce ya da kazadan önce tanışmışızdır. Ama sorun şu ki: hatırlamıyorum. Kapının önüne geldik. Görevli kapıyı açtı. İçeri girdim ve ardımdan kapıyı kapattı. Kadınla göz göze geldik. Yüzü tanıdık geliyor ama bir türlü çıkaramıyorum. Kadının gözlerinin içi güldü önce, ardından yüzü. Elini uzattı sıkmam için. Hafif tebessüm ile elini sıktım. Oturmam için işaret etti, oturdum. Uzanıp elimi tuttu.

"Seni çok özlemişim..."

Gülümsedim. Çıkaramadım?

"En son hapisteydin, ne ara geldin buraya?"

"6 ay önce."

"Peki nasıl oldu?"

"Kaydımda adım yoktu ve duruşma sırasında dışımdan duyamayacağı şekilde bir şeyler söyledim. Bu yüzden belki de ceza vermek amacıyla beni şizofren olarak buraya gönderdi. Ben de anlayamadım, saçma ve karmaşık bir konu. Hoş, umrumdışı ya, neyse."

"Onu demiyorum, hapse girmen?"

"Rüzgar diye bir arkadaşımla dışarıda oturuyorduk. O sırada polisler beni bir anda kolumdan alıp götürdü."

"Tatlım ben Rüzgar'ı tanıyorum zaten."

"Nasıl, kimsiniz ki siz? Rüzgar'ın neyi oluyorsunuz?"

Bir an heyecanlanmaya mı başladım ne...

"Tanıyamadın mı beni?"

Beklentiyle bakıyordu ama bir türlü dilimin ucundakini söyleyemiyordum. Tanır gibiydim ama kim olduğuna dair en ufak bir fikrim dahi yoktu.

"Kusura bakmayın, bulmaya çalıışyorum ama olmuyor."

"Ben Rüzgar'ın yengesiyim."

Evet, tam taşların yerine oturmaya başladığını düşündüğüm sırada gözüm karardı. Malesef, heyecanlanınca oluyor böyle şeyler...

***

Gözlerim hafifçe aralandı. Etrafı bir çizgiymiş gibi görüyorum sadece. Her yer bulanık. Görüş alanım kısıtlı fakat her yer beyaz. Bunu fark edebiliyorum. Yumuşak bir el var elimin üstünde. Bu daha çok bir anne eli gibi. Tertemiz, yumuşacık. Hafifçe kavradım o eli. Sanki; annemin kanatları altına girmek, güvende hissetmek istiyormuş gibi. Galiba annemi özlüyorum.

Bir dakika! Öldüm mü ben? Her yer beyaz. Cennette miyim? Hakikaten, acaba hatırlamadığım günahlarım silindi de geriye günah kalmadığından cennete mi transfer oldum? Ah, saçmalıyorum. Belki bir morgtayımdır, belli olmaz. Korkudan gözlerimi yavaşça kapattım. Bir kadın konuşmaya başladı usulca.

"Ah be Gökyüzü. Niye bu kadar yıprattın kendini? Niye karşı çıkmadın, itiraz etmedin? Ama söz. Kurtaracağım seni. O Alara'dan da, korkularından da, buradan da... Hepsinden, her yerden. Kurtulacaksın bu uçsuz bucaksız koca boşluktan."

Gökyüzü Durağı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin