Ağla Sevgilim

1.4K 105 85
                                    

Star Anlatıyor :
Sabahın ilk ışıkları ile uyandım. Neden bu kadar erken kalktım onu da bilmiyorum. Neyse bu konuyu unutalım. Janna yerde yatıyordu.  Ayağımla onu dürttüm. Garip garip sesler çıkardı.
"Janna! Uyan."
"Star *mmmm* u*esner*yu."
"Uykum yooook."
"Saat *esner esner ve yazar da bunu yazarken esner* kaç *mmm*"
"Boşver kaç olduğunu hadi kalk!"
"..."
"Janna!"
"..."
"Kalk artık lütfen."
"Beş dakika daha anne."
"Çok konuşan ve parıltılı ilizyon   çalar saat!"dedim ve parıltılı ilizyon çalar saatler odayı doldurdu.
"Kalk kalk kalk kalk kalk kalk kalk kalk kalk kalk...."
"Star!!!!!!"
"Uyan."
"Tamam tamam. Sustur şunları."
"Tamam."dedim. Elimle saatlere dokundum ve hepsi yok oldu.
Janna'ya baktım ve o da ne!
"Janna! !!! Kalkacağım dedin ama geri uyumuşsun."
"Ben kahvaltıyı hazırlayacağım. Ya da yapmadan eve gideyim. Belki Jackie gitmiştir. Ya gitmediyse, ne yapacağım?  Acaba Marco uyandı mı? Ne giyiyor,rüya görüyor mu, görüyorsa ne görüyor,görmüyorsa neden görmüyor, o Dudakları kapalı mi açık mı, ikisi aynı odada mı kalıyor, eğer öyleyse beraber mi yatıyorlar, bir yaramazlık yaptılar mı, ne diyorum ben daha küçüğüz, belki biri benim odamda yatıyordur, acaba günlüğümü okudular mı, okumak demişken Marco acaba notumu oku-"dedim
"Star gideceksen git hadi !"dedi Janna ve kafama yastık fırlattı.
"Tamam gidiyorum."dedim. Janna yastıkları aldı ve tekrar uyudu. O uyurken ben de üstümü değistirdim. Eşyalarımı topladım ve çantama tıktım.
Aşağı indim. Tam kapıdan çıkacakken bir el beni çekti.
"AAA aaaaaa aaaaa! "
"Star sessiz."dedi Janna.
"Tamam. Her şey için teşekkür ederim Janna."
"Önemli değil. Bekle. Hemen döneceğim."dedi ve gitti.
5 dakika sonra geri geldi.
"Al bunu."dedi Janna.
"Ne b-"
"Görürsün hadi görüşürüz."dedi ve kapıyı kapattı.
Eve giderken elime verdiği şeyi inceledim. Katlanmış bir kağıt ve üstünde 'Kalpli Kız'a' yazıyordu. Bir ağacın yanına gittim. Oturum ve kağıdı açtım.

Sevgili Star,
Bana yazdığın notu okudum ve dürüst olmam gerekirse ağladım.
Bu gün sana kızdığım için özür dilerim.
Şu anda kilidi açacak iki anahtar var ve ben hangisini  seçeceğimi bilmiyorum.
Asansörde sana söylemek istediğim fakat söyleyemediğim bir şey vardı. İşte o şuydu :
Arkadaşlığımızı bitirebilirim."demiştim. Ve içimden cümleme devam ettim 'Ben de tıpkı senin gibi arkadaş olmak istemiyorum! Arkadaşlığımızı bitirisem sevgilim olmanı isteyebilirim.'dedim.
2 anahtar tek kilit. Ya kilidi açmaya çalışırken doğru anahtarı kırarsam. Yanlış anahtarı kırmaktan da korkuyorum.
Ama şunu bilmeni istiyorum
Artık 'Ağladığın her gece yanında olmak istiyorum  ve seni ağlatan kişi yine ben olayım. Ama mutluluktan...'
Şu anlık çantada duran sadece bir anahtar olsan? Belki zaman doğru anahtarı bana gösterir. Belki o zamana kadar doğru anahtarı kaybederim...
Benim tek hayalim şu : İki anahtarı kırmadan, doğru anahtarı bulmak. Mığıdara urğod rathana nes nisim? Reğe nes nesi ineb talnıdya.
Yazıyordu. Vay canına Marco böyle bir şeyi bana yazmış. Sonunda da gizli bir mesaj var 'Aradığım doğru anahtar sen misin? Eğer sen isen beni aydınlat' yazıyor. Ben onu nasıl aydınlatabilirim. Bilgi veremem çünkü o benden daha zeki. Belki sadece kalbinin sesini dinlemesini söylemeliyim? Belki o zaman doğru anahtarı bulacaktır...
Eve dönüş vaktiydi.
Yolda yürürken bir yandan da onu nasıl 'aydınlat'acağımı düşünüyordum.  Farkında olmadan kapıya kafamı vurdum!
"Kim O? "dedi Bayan Diaz.
"Star."dedim. Kapı açıldı.
"Hoş geldin tatlı kurabiyem."dedi Bay Diaz.
"Marco yukarıda."dedi Bayan Diaz fısıltıyla ve göz kırptı. Minik bir gülümseme ile yukarı çıktım. Janna aradı,hemen telefonu açtım.
"Notu okudun mu? *esner esner esner esner *"
"O kadar çok nasıl esneyebiliyorsun?*esner*"
"Bi*esner*lmi*nam nam*y*mmm*o*esner*rum."
"Notu okudum hadi kapattım ben uyu sen."dedim. Telefonu kapattım.
Marco'nun odasına gittim. Kapıyı sessiz bir şekilde açtım.
"Günaydın Butterfly! "dedi Jackie.
"Sanada günaydın Jackie. Şey  Marco nerede?"
"Senin odanda. Şey ben *telefonuna bir mesaj bildirimi gelir.* gidiyorum. Marco'ya sen söylersin."
"Tamam Jackie görüşürüz."
"Byee."dedi ve gitti.
Biraz odasında gezindim. Sonra kendi odama gittim. Kapıyı sessiz bir şekilde açtım. Marco hâlâ uyuyordu.
Biraz yaklaştım ve onu izlemeye başladım. Sonra gözüm dudaklarına odaklandı. Star kendine hakim ol sakın öpme! Hayır Star! Acaba tekrar öpsem ne olur? Sadece bir öpücük yani? En fazla ne olur ki?
Flashback
"Star benim bir sevgilim var,bunu biliyorsun. Bu yaptığın yanlış bir davranış..."dedi Marco.
Flashback sonu
Star yapma! Kendine hakim ol!
"Yap şunu... Hadi..."dedi Marco.
"YAPAMAM HAYATTA OLMAZ!"dedim.
"Hadi... yap... artık... söz... kızmayacağım..."dedi Marco.
Minik bir çığlık attım. Hemen ardından da Marco'ya sağlam bir tokat attım.
Şak
"Aaaaaaaaa! Bu neydi! Off yanağım çok acıyor. Çok acıyor ya Star ne yaptın sen!"dedi Marco.
"... Yanağında sinek vardı... ben de onu öldürdüm."dedim.
"Star vurduğun yanağımda 'ben' var."
"Üzgünüm gerçekten çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok özür dilerim."dedim.
Tam kalkarken beni elimden kendine çekti. Burnum burnuna değiyordu, sıcak nefesi ise dudağıma...
Gözleri gözlerimden yavaşça aşağı doğru indi...
"Şak!"
"STAR! VURMA BANA!"
"Sonra seni öpseydim bana yine kızardın, Marco."
"Sadece dudağının rengi mi değişmiş ona bakıyordum."dedi Marco yanağını ovarken.
"Jackie gitti."
"... tamam hadi kahvaltıya."
Janna ısrarla aramaya başladı...
"Sen git ben gelirim."
"Tamam. Aşağıda bekliyorum..."dedi ve odadan çıktı.
Janna'yı aradım.
J " Star! İşiniz yoksa çabuk parka gelin. Hatta yarım saat içinde burada olun! Seni mutlu edecek bir şey olacak! Hadi kapattım. Görüşürüz."
Telefon kapanır.
Hemen aşağı indim. Kahvaltıyı yaptık.
"Marcooooo! Hadi şimdi parka gidelim mi? "
"Neden?"
"Canım sıkıldı. Hadi Marcoo."
"Tamam üstümü değistireyim bekle beni... ?"dedi ve odasına gitti.
Janna mesaj attı.
Gelen: Janna
Her şey erken oluyor beş dakika içinde burada olun.
Gönderilen : Janna
Tamam ama neden?
Gelen : Janna
Sadece gelin.
Gönderilen : Janna
Ya neden?
Gelen : Janna
Jackie ile ilgili.
Gönderilen : Janna
Marco üstünü değiştiriyor gerekirse onu çıplak getiririm oraya.
Gelen : Janna
Jsjsjsjjs bunu sesli oku.
Gönderilen : Janna
Offff Janna! Abartma kaç dakikamız kaldı?
Gelen : Janna
Azalıyor...
Telefonumu kapadım.
"Marcooooo! Hadi gel artık!!!!!"dedim bağırarak.
"Tamam Star. Biraz daha bekle."dedi Marco.
"Ayyy yardım et bana Marco İmdat! "
Marco koşarak geldi yanıma.
"Ne oldu!!!!!!"dedi Marco.
"Hadi gidelim, hazırsın."
"Offf."
"Biz parka gidiyoruz."dedi Marco.
Evden çıktık.
Bizi parka ışınladım.
"Star çabuk saklan. Marco saklanmasın."dedi Janna. Beni bir köşeye çekti.
Saklandık ve olanları izlemek için hazırlandık.
"Star? Neredesin?"dedi Marco. Bizden uzaklaşınca peşinden gittik.
"Jackie 'sevgilisi' Louis ile buluşacak."
Tam bağırmak üzereyken Janna ağzımı kapadı.
Marco'nun tam yedi adım önündelerdi. Biz ise Jackie ve sevgilisi Louis'in üç adım arkasındaydık. Konuşmaları duyabiliyorduk.
Jackie "Louis, tatlım ben dün sorduğun soruyu çok düşündüm. Yani çok zenginsin, kaykay kullanabiliyorsun, yakışıklısın..."
Louis "Owww teşekkür ederim bebeğim."
Jackie "Seninle Sevgili Olmak İstiyorum Kesinlikle!"
Marco "J-J-Jackie? B-bu da ne demek? Peki ben ne yapacağım? Anahtar olarak seni seçtim ben! Jackie o mu ben mi?"
Bir dakika ne dedi o az önce! Aydınlatma işine gerek kalmamış kesin!
J " Star, sen ağlıyor musun?"dedi fısıltıyla.
"Ama o günkü o öpücük b-böyle bir garip hissettirdi. S-sanki o benim mor tek boynuzlu beyaz atlı yastıktan kask takan prensim  gibi düşündürdü... Buldum!!!"dedim.
J "Neyi?"
"Onu nasıl 'aydınlat'acağımı."
J "Nasıl yapacaksın?"
"Sadece beni izle..."dedim ve saklandığım yerden çıktım.
"Marco! Marco! Marco! Marco! "
"Ne var Star!"
"Jackie, Marco'yu öp. Şimdi!"
"Ne?!?!!"dediler.
"Dediğimi yapın hemen!"
Marco yaklaştı, Jackie de yaklaştı...
İkisi de utanarak birbirlerini öptüler...
"S-Star? Bu ne içindi?" dedi Marco.
Marco'nun yanına gittim. Yakasından tuttum ve onu öptüm!
"STAR!!!! BUNLARI NEDEN YAPIYORSUN?"
Janna " Yürrrü be Star! "dedi.
"Marco, hangi öpücük senin karnında arılar uçurdu?"dedim.
"BUNU NEDEN YAPTIN!"
"Seni aydınlatmamı istedin ve bende böy-"
"Jackie."
Tüm vücudum titredi, gözlerim doldu,diyecek bir şey düşünemedim.
"Ama o seni aldattı! Marco nasıl olurda o-"
"Star bu benim kararım! Anla bunu ya! Ne biçim arkadaşsın sen!"dedi Marco.
"Ama o notta öyle yazmıyor,Marco."
"Sadece arkadaş olacağız ve öyle kalacağız."dedi Marco.
"Peki o notu kim yazdı Ha? Sana gerekirse platonik olurum. Ama senin için yine her zaman olduğu gibi en en en ama en iyi arkadaş olurum. En azindan hislerime karşı saygılı ol... Marco b-beni anlayamazsın..."
"Jackie... dedim ve cümlemi bitiremedim. Sende ikimizi öp. Ona göre karar ver."dedi Marco.  Bu çocuk ne yapmaya çalışıyor???
Jackie ikisini de öptü.
"Marco, Louis senden daha havalı. Ve daha yakışıklı. Üzgünüm Dia-"dedi Jackie.
"Soyadımı ağzına alma sakın!"dedi Marco.
"Sen kimi seçiyorsun?"dedim usulca.
"..."
Ellerini tuttum ve dedim ki
"Usulca bak gözlerime, orada hangi duyguyu görmüyorsun?
İyice bak gözlerimin içine, orada hangi 'hayallerimizi' görüyorsun?
Usulca fısılda kulağıma, Umutsuzluk yok orada. Olmayacak, de.
Usulca fısılda kulağıma, ' Olamayan Bizi' de.
Ellerime bak, orada çabalamanın verdiği izleri görüyor musun?
Ellerime bak, orada sana atacağım tokattan önceki son yumuşaklığı görüyor musun?
Sessiz bir şekilde " Evet görüyorum."de.
Sonra hemen bana bak ve unutma: Ben yıkılmayacağım. Sen yıkılacaksın." dedim ve ona tokat attım.
(Bu sözü ben uydurdum. Bir gece yarısı. Lütfen çalmayın. Ama kullanırsanız beni etiketleyin.)
Marco yüzüme bakıyordu. Eli ile yanağını ovuyordu.
"Ağla Sevgilim. Artık hayatında hiçbir kız olmadı ve olmayacak. Kendine yeni bir 'anahtar' bul."dedim. Arkama bakmadan gittim. Sonra arkama baktım.
Marco "Star! Hayatıma burundan aniden çıkan bir sümük gibi girdin."dedi sonra yanıma koştu.
Marco "Denize yansıyan ayın ışıltısında son bir defa daha gül.
Tut elimi, gömelim ellerimiz  hiç ayrılmasın.
Sen gökyüzünde ki bir Güneş, ben havada ki tek bulut olayım.
O, dünyanın kıskandığı gözlerinle son bir defa bakayım.
Duymaya doyamadığım sesinle son bir kez de :  Hayatımın Mucizesisin.
Işıl ışıl saçlarını vur yüzüme, yeter ki gitme...*"dedi elimi tutarken. Bir şey diyemedim.
"Seni her şeyden çok seviyorum. Senin mor tek boynuzlu beyaz atlı yastıktan kask takan prensin olmak istiyorum. Star bana son bir şans verir misin?" dedi Marco.
"Hesabı ben ödemem."
"Tamam ben her zaman öderim."
"O zaman 'tekrar ağla sevgilim' çünkü bu son şansın. İyi kullan çünkü peşimde çok erkek var."
Başını olumlu anlamda salladı.
Beraber film izlemek için sinemaya gittik.

* bu işareti koyduğum sözü de ben uydurdum. Eğer varsa da görmedim. İnanmayan olursa bir sonraki bölümde fotoğraf ile paylaşayım. Umarım bu bölümü beğenirsiniz arkadaşlar. Annem telefona baktığım için kızıyor. Oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Oy sınırı yok. Sözlerimi kullanmak isteyenler o bolumde beni etiketleyin lütfen. Kendinize iyi bakın arkadaşlar 😍😍😍😙😙😙
Verdiğiniz oylar için teşekkür ederim. Bir daha ki bölümde görüşmek üzere 😇😘


Her Şey Senin İçin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin