Calum: Sen ne yaptığını sanıyorsun?
Riley: Bilmem, ne yapmışım ki?
Calum: Anlamamışlıktan gelmez misin?
Calum: Mason'ın yanına otururken ne yaptığını sandığını soruyorum.
Riley: Haaaa o mu
Riley: Bak o kadar önemsiz ki aklımdan çıkmış
Riley: O şeydendi ya
Riley: Şey şey
Riley: Of nedenini bile hatırlamıyorum görüyor musun?
Riley: O kadar önemsiz yani!
Calum: Riley
Calum: Bana önemsiz olduğunu benimsetip vereceğim hasarı aza indirmeye mi çalışıyorsun?
Riley: Yooo ne alakası var ki?
Calum: Neden onun yanında oturuyordun Ri?
Riley: Ya
Riley: Dersimiz boştu
Riley: Ben de sıkılıp onların dersine gittim biliyorsun, arkadaşlarımın hepsi o sınıfta.
Riley: Mason'ın da yazısı çok kötü olduğundan onun notununu tutmamı istedi.
Riley: Ben de çok sıkılıyordum ya hani
Riley: Tuttum
Calum: İyi bok yedin
Riley: Calum, bu kadar önemli bir şey olmadığını biliyorsun.
Calum: Ne demek önemli değil?
Calum: Sevdiğim kadın başkasının yanına oturuyor ve bu önemli değil mi?
Calum: Bir de çocuk geçen sene sana yürüyordu, hatırlatırım.
Calum: Geçen sene senle aramızda bir şey yok diye ellememiştim
Calum: Ama şimdi hemen gidip ağzını burnunu kırabilirim bak
Riley: Benden yazı yazmamı istedi, bir suçu yok ki!
Calum: Ben anlamam
Calum: Mümkünse kimse senle muhattap bile olmasın
Calum: Hatta seni görmesinler bile
Riley: Oldu olacak beni bir dondurucuya hapset Calum
Calum: Gerekirse onu da yaparım.
Riley: Bu kıskançlık işini baya abarttın sanki, ha?
Calum: Abartmadım tamam mı?
Calum: Gidip herifin birine yakın durursan ben buna sinirlenirim
Calum: Benimsen benim gibi davranacaksın
Riley: Calum kimseyle muhattap olduğum yok ki!
Riley: Kimseyle göz temasına bile girmiyorum
Riley: Sınıftaki sıralar tekli üstelik teknik olarak kimsenin yanına oturmuş sayılmıyorum.
Riley: Sesimi çıkarmak istemiyorum ama çok üzerime gelmiyor musun sence de?
Riley: Duyan da başka erkeklerin yanında ayrılmıyorum sanar.
Calum: Ashton'ınkinden ayrılmıyorsun.
Riley: Ashton'ı da mı kıskanıyorsun?
Riley: Ama o kaç yıldır ikimizin de arkadaşı.
Calum: Tamam, biliyorum, abarttım.
Riley: Arama mesafe almamı istiyorsan, bunu senin için deneyebilirim?
Calum: Hayır bebeğim, gerek yok.
Calum: Konu sen olunca ne dediğimi bilmiyorum bazen.
Calum: Seni çok sıktım
Calum: Özür dilerim
Riley: Sorun değil, asıl beni kıskanmazsan endişe ederim zaten.
Riley: Ama bu kadar abartmasan ya da cidden onla bunla yakın olmadığım halde herkesle öyleymişim gibi davranmasan her şey daha güzel olur.
Riley: Çünkü sürtükmüşüm gibi hissettiriyor.
Calum: Tamam, deneyeceğim.
Calum: Üzgünüm gerçekten
Calum: Yıllardır tüm bunlara öyle dur demek istedim ki şimdi bir erkekle en küçük kurduğun diyalog bile bana çok fazla geliyor.
Calum: Sürekli gözümün önünde olmazsan kimle ne yapıyor diye kafayı yiyorum
Calum: Sana güvenmediğimden değil, ama aklının benden başka herhangi bir şeye takılmış olabilme ihtimali bile beni korkutuyor işte.
Calum: Sana öyle sürtükmüşsün gibi hissettirdiğim için çok özür dilerim
Calum: Sana hiçbir zaman kötü bir şey hissettirmemeliyim, hissettirmeyeceğim de.
Calum: Çünkü sen her şeyin en iyisini hak edecek kadar güzel bir ruha sahipsin ve ben sana baktığımda bunu öyle net fark ediyorum ki varlığın bedenimi titretiyor.
Calum: Bu sence de senin varlığını herkesten kıskanmam için geçerli bir sebep değil mi?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
In the Blink of An Eye || Hood
Fanfiction"Hakkında alay ettiğim tüm o şeyler, aslında sana aşık olma nedenlerim." *text