49

972 71 21
                                        

Calum: Sen ne yaptığını sanıyorsun?

Riley: Bilmem, ne yapmışım ki?

Calum: Anlamamışlıktan gelmez misin?

Calum: Mason'ın yanına otururken ne yaptığını sandığını soruyorum.

Riley: Haaaa o mu

Riley: Bak o kadar önemsiz ki aklımdan çıkmış

Riley: O şeydendi ya

Riley: Şey şey

Riley: Of nedenini bile hatırlamıyorum görüyor musun?

Riley: O kadar önemsiz yani!

Calum: Riley

Calum: Bana önemsiz olduğunu benimsetip vereceğim hasarı aza indirmeye mi çalışıyorsun?

Riley: Yooo ne alakası var ki?

Calum: Neden onun yanında oturuyordun Ri?

Riley: Ya

Riley: Dersimiz boştu

Riley: Ben de sıkılıp onların dersine gittim biliyorsun, arkadaşlarımın hepsi o sınıfta.

Riley: Mason'ın da yazısı çok kötü olduğundan onun notununu tutmamı istedi.

Riley: Ben de çok sıkılıyordum ya hani

Riley: Tuttum

Calum: İyi bok yedin

Riley: Calum, bu kadar önemli bir şey olmadığını biliyorsun.

Calum: Ne demek önemli değil?

Calum: Sevdiğim kadın başkasının yanına oturuyor ve bu önemli değil mi?

Calum: Bir de çocuk geçen sene sana yürüyordu, hatırlatırım.

Calum: Geçen sene senle aramızda bir şey yok diye ellememiştim

Calum: Ama şimdi hemen gidip ağzını burnunu kırabilirim bak

Riley: Benden yazı yazmamı istedi, bir suçu yok ki!

Calum: Ben anlamam

Calum: Mümkünse kimse senle muhattap bile olmasın

Calum: Hatta seni görmesinler bile

Riley: Oldu olacak beni bir dondurucuya hapset Calum

Calum: Gerekirse onu da yaparım.

Riley: Bu kıskançlık işini baya abarttın sanki, ha?

Calum: Abartmadım tamam mı?

Calum: Gidip herifin birine yakın durursan ben buna sinirlenirim

Calum: Benimsen benim gibi davranacaksın

Riley: Calum kimseyle muhattap olduğum yok ki!

Riley: Kimseyle göz temasına bile girmiyorum

Riley: Sınıftaki sıralar tekli üstelik teknik olarak kimsenin yanına oturmuş sayılmıyorum.

Riley: Sesimi çıkarmak istemiyorum ama çok üzerime gelmiyor musun sence de?

Riley: Duyan da başka erkeklerin yanında ayrılmıyorum sanar.

Calum: Ashton'ınkinden ayrılmıyorsun.

Riley: Ashton'ı da mı kıskanıyorsun?

Riley: Ama o kaç yıldır ikimizin de arkadaşı.

Calum: Tamam, biliyorum, abarttım.

Riley: Arama mesafe almamı istiyorsan, bunu senin için deneyebilirim?

Calum: Hayır bebeğim, gerek yok.

Calum: Konu sen olunca ne dediğimi bilmiyorum bazen.

Calum: Seni çok sıktım

Calum: Özür dilerim

Riley: Sorun değil, asıl beni kıskanmazsan endişe ederim zaten.

Riley: Ama bu kadar abartmasan ya da cidden onla bunla yakın olmadığım halde herkesle öyleymişim gibi davranmasan her şey daha güzel olur.

Riley: Çünkü sürtükmüşüm gibi hissettiriyor.

Calum: Tamam, deneyeceğim.

Calum: Üzgünüm gerçekten

Calum: Yıllardır tüm bunlara öyle dur demek istedim ki şimdi bir erkekle en küçük kurduğun diyalog bile bana çok fazla geliyor.

Calum: Sürekli gözümün önünde olmazsan kimle ne yapıyor diye kafayı yiyorum

Calum: Sana güvenmediğimden değil, ama aklının benden başka herhangi bir şeye takılmış olabilme ihtimali bile beni korkutuyor işte.

Calum: Sana öyle sürtükmüşsün gibi hissettirdiğim için çok özür dilerim

Calum: Sana hiçbir zaman kötü bir şey hissettirmemeliyim, hissettirmeyeceğim de.

Calum: Çünkü sen her şeyin en iyisini hak edecek kadar güzel bir ruha sahipsin ve ben sana baktığımda bunu öyle net fark ediyorum ki varlığın bedenimi titretiyor.

Calum: Bu sence de senin varlığını herkesten kıskanmam için geçerli bir sebep değil mi?

In the Blink of An Eye || HoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin