BÜYÜK TANIŞMA 2

1.7K 82 141
                                    

Bu bölüm dünya tatlısı @NarminMalik'e ithaf edilmiştir. O olmasa bu hikaye 4 bölümde biterdi.

Bölüm şarkımız Depeche Mode - Ghosts.

I'm the ghost in your house, calling your name. My memory lingers, you'll never be the same  

Zincarla'ca çevirisi: Ben evindeki hayaletim, seni çağırıyorum. Unutmadım, bir daha asla eskisi gibi olmayacaksın.

***

Severus bahçede kucağında Granger'ların kedisi ile oturup alacakaranlığın çökmesini izlerken içinden Hermione'ye şans diliyordu. Annesinin ilk sözleri "Seni özledim" olmuştu ama önlerinde geriye dönmek için oldukça uzun bir yol vardı, on iki koca yıl.  

"Mia, neden?" dedi annesi ağlayarak. Hermione mutfak masasında oturmuş, ağlamasınıı engellemeye çalışarak anne ve babasına koşulları açıklamaya çalışıyordu.

"Başka şansım yoktu anne!" dedi hıçkırarak "Muggle doğumluların aileleri her geçen gün daha sert saldırılara maruz kalıyordu, Hogwarts'a dönmediğim anlaşıldığı anda açık hedef olacaktınız. Sizi saklamak yetmeyecekti, ölmemeniz için kimliklerinizi tamamen değiştirmek zorundaydım. Sizden vazgeçmek çok zordu, ama önceliğim hayatta kalmanızdı." 

"Her şeyi bizden gizledin. Tehditleri, ölüm yiyenleri, Harry Potter'ın gerçekte kim olduğunu, savaştaki yerinin ne kadar önemli olduğunu... Seni nasıl affedebiliriz Mia? Sana nasıl tekrar güvenebiliriz?" dedi babası.

"Benim için en önemli şey hayatta kalmanız, güvende ve mutlu olmanızdı."

"Bu yaptığın şeyin korkunç olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Fikrimizi sormadın bile! Riskleri kabul ederdik, seni kaybetmektense kaçak yaşamayı hatta ölmeyi tercih ederdik."

"İşte bu yüzden anlatamazdım baba! Eğer anlatmış olsaydım gitmeme izin vermezdiniz, beni engellemeye çalışırdınız ya da beni takip etmeye. Ben de sizi savunmasız bırakıp kaçmak zorunda kalırdım. Yine olsa, yine aynı şeyi yapardım. Belki beni hiç affetmeyeceksiniz ama ailesi katledilmiş biri olmaktansa onlar tarafından reddedilmiş biri olmayı tercih ederim."

Susannah Granger elini eşinin koluna koydu. "Üstüne daha fazla gitme Robert. Görmüyor musun, kızımızın bizim için yaptığı fedakarlığı? Sadece 17 yaşındaydı! Bize en çok ihtiyaç duyduğu günlerde güvende olmamız için yalnız kalmayı göze aldı. Yıllarca içimizde bir boşlukla yaşadık, ama mutluyduk yine de. Harika bir evlat yetiştirmişiz Rob."

Robert Granger göz yaşlarını saklamaktan vazgeçerek "Biliyorum Susan, biliyorum" dedi "Ama yine de çok canım yanıyor." Sonra Hermione'ye dönerek devam etti "Neden bu kadar bekledin?"

Hermione tekrar ağlamaya başladı, babasına sarılarak "Beklemedim baba" dedi "Sadece daha önce yapamadım. Savaştan sonra defalarca denedim ama anılarınızı geri getiremedim. Severus'un yardımı olmasaydı, yine başaramayacaktım."

"Seni son gördüğümde dünya tatlısı bir genç kızdın, heyecanlı, meraklı, akıllı. Şimdi karşımda yetişkin bir kadın duruyor. Yaşadığın zor günlerde yanında olamadım, büyümeni izleyemedim, mezuniyet törenine gelemedim, meslek tercihi yaparken sana akıl veremedim... Ağustos sonunda evleneceğini söylüyorsun, ama ben nişanına bile katılamadım!" 

Robert Granger bir soluk aldıktan sonra bahçede bekleyen Severus'u hatırlayıp "Tanrı aşkına! Kızımın nişanlısını tanımıyorum bile! Çabuk git ve onu buraya getir, kızımın nasıl bir adama aşık olduğunu görmek istiyorum. Derhal!" diye emretti. Annesinin yüzünde hafif bir gülümseme gören Hermione dışarı çıkıp Severus'un yanına gitti. 

PASSION PLAY - SNAMIONE (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin