Billie Eilish - COPYCAT○
Taehyung, çevrede daha çok dert toplayan olarak bilinirdi.
İçi dışı insanları dinlemekle dolup taşmıştı zavallıcak çocuğun.
Kendisinin derdini dinleyecek bir insanoğlu bile yoktu ona. Herkes derdini ona bir çırpıda anlatır, huzurla eve dönerdi.
Ama birisi dahi akıl etmezdi, 'Acaba bu Taehyung'ın da derdi var mıdır?'
Hiç ama hiçbiri o soruyu düşünmezdi. Sadece kendi çıkarları akıllarındaydı. Halbuki Taehyung'ın derdi hepsinden ağırdı. Üstüne bir de başkalarınınki gelince daha da çekilmez oluyordu hayat.
İnsanlar çok bencildi. Hiç düşünmezdiler. Ben en zekiyim diye ortada dolanmayı da pek bilirler.
Taehyung da aslında bencildi.
Dertlerini insanların daha kirletmeye zaman bulamadığı minik köylerindeki göle anlatırdı derdini.
Dereyi içindeki birikmişlikleriyle kirletirdi.
Dere de toprağı kirletti, Taehyung'un görünmez zehirle kirlettiği suyu ile.
Toprak da kirlene kirlene, o dereye yakın bir yerlerde yer edinen Taehyung'un evinin toprağınu kirletti. Toprağı ekinlerini zehirledi, o görünmez zehir ile.
Taehyung kendi elleri ile topladı; görünmez zehirli marulları, havuçları...
Görünmez zehirli yemekler, kendi ve ailesinin akşam yemeğinde yer edindi. Sonra da midelerinde.
Zehir, Taehyung'ın ailesine bol bol vitamin getirdi.
Taehyung'u ise, öldürdü. Çünkü; gölün altında, cenazesi usülüyle yapılmamış, gölün içinde yapayalnız yüzen bir ruh, Taehyung'u suyunu kirlettiği için zehirledi, -kendisi gibi var olan- görünmez zehri ile.
O ruh kim miydi?
Orada bulunan köyün eski dert dinleyicisiydi.
İsmi de, Park Jimin idi.
○
Herkese hayırlı bayramlar!1!!1!
Aslında aklımdaki son bundan çok farklı bir şeydi ama yazarken kendi kendine oldu, ben de bu olsun dedim :)
Hoşça kalın!
-Jüb.