"Bucky mi? Sen bunu nerden biliyorsun?"
"Bucky, beni hatırlamadın mı? Benim, Steve."
Siyah uzun saçlı adam, önce afalladı. Çünkü bahsettiği Steve, en son hatırladığı ise gerçekten çok değişmişti. Tabiri caiz ise evrim geçirmişti.
"Steve..Bu sensin! Dostum bunca yıldır nerelerdeydin?"
Barnes, sarılmak için Rogers'ın boynuna uzandığında, Stark'ın keskin bakışları ikisini süzüyordu ve neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.
"Biliyorsun, taşındık ve birbirimizden çok koptuk.. Gerçekten seni görmek çok güzel bir tesadüf."
"Dostum, sen çok değişmiş-"
"Öhöm öhöm." Tony, ikisinin muhabbeti uzun tutacağını anladığı sırada konuşmayı yarı da kesmeleri için onları -kibarca- uyardı. Steve ve James, Tony'yi duyduktan sonra gözlerini içerdekilere gezdirdi. İki taraftan da herkes şaşkındı. Bu tarz bir karşılaşmayı kimse beklemiyordu.
Aslına bakacak olursak Steve, Stephen'ın evindeyken de Tony'nin söylediği 'Barnes'larla toplantı' cümlesine takılı kalmıştı. Bu isim ona geçmişinden birşeyler hatırlatmıştı ve şimdi en iyi dostu Bucky, karşısında duruyordu.
Tony, ortamdaki tuhaf havayı bozmak için konuştu. "Bay Barnes, toplantıya geçsek artık."
James boğazını temizledi ve cevabını verdi. "Evet, geçelim."
∆∆∆
Tony, toplantının nihayet bitmiş olmasına seviniyordu. Çünkü 2 saat boyunca Steve ve Bucky'nin duydukları en ufak bir kelimede bir anılarını hatırladıktan sonra, birbirlerine bakıp kıkırdamaları gerçeğine maruz kalmıştı. Arkadaşlık dereceleri her ne kadar iyi olursa olsun, onları ister istemez kıskandığını hissediyordu.
Uzun siyah saçlı adam elini esmer adama uzattı. "Sizinle tanışmak büyük bir onurdu Bay Stark. Umarım tekrar görüşebiliriz."
"Bundan sonra Stev- Bay Rogers ile ne kadar görüşecekseniz, benimle de o kadar görüşeceksiniz."
"Nasıl yani?"
Yanakları hafifçe kızaran Steve'in boğazını temizlemesiyle Tony, lafını toparladı. "Yani, sonuçta kişisel asistanım. Sizinle görüşürse elbet haberim olur."
Stark, 'elbet' kelimesini bastırarak söylemişti. Her ne kadar Steve ile olan ilişkisini şimdilik kimseye söylemeyecek olsa da, Steve onundu. Kendi hariç kimseyle haddinden fazla samimi olmasına dayanamazdı.
Üçünün arasında oluşan tuhaf sessizliği James bozmuştu. "Bakın ne diyeceğim. Bu akşam bir yemek yiyelim, siz ikiniz ve benle de asistanım. Nasıl olur?"
"Tabiki de ha-"
Tony cümlesini bitirmeden Steve lafa atlamıştı. "Evet, tabiki de olur."
Esmer adam ağzını kapattı ve sorgulayıcı bakışlar attı. Bu sırada James devam ediyordu. "Asistanım diye söylemiyorum, gerçekten çok güzel bir kadındır. Aslına bakarsanız, Steve, sana göre değil ama " -Stark'a tam olarak yüzünü döndü- "Tam Bay Stark'a göre bir kadın."
Tony, derin bir nefes aldı ve diyeceklerini aklında hazırladı. Steve sevgilisinin ağzından çıkacak cümlelerden çok korkuyordu. "Maalesef, 'Bucky'. Benim kalbimde başka birisi var."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Liar // Stony au (askıda)
Fanfiction"Tony Stark yalan söylemeyi becerirdi aslında, sadece bu adama bakınca dürüst olması gerektiğini düşünüyordu." Tüm Hakları, Jarvis 'te.