eight

379 29 51
                                    


Kızıl kadın, son bir kez orman tafarını gözetlemeye başladı. Sabahtan beri Tony'i arıyordu. Evi baştan aşağı dolaşmıştı, bodrum katı bile.

Arabası burdaydı. Zaten o olmadan bir yere de gidemezdi. Çatıdan uçup gidebileceği bir zırhı yoktu sonuçta.

Düşünceleriyle uğraşırken ormanın içinden gayet yorgun gözüken esmer bir adamın geldiğini gördü. Bu Stark'tı. Aradığını nihayet bulduğu için sevindi. Koşturarak aşağı indi. Tony 'de içeri girmişti. "Sabahtan beri nerdesin sen Stark?"

Esmer adam omzundaki havluyla alnındaki teri sildi. Derin bir nefes aldı ve cevap verdi. " Ormandaydım, Nat. Burda koşmak bedava."

Kızıl kadın gözlerini devirdi. "İnsan bi haber verir değil mi? Sabahtan beri seni arıyorum."

"Korkma Nat, ben iyiyim."

"Pekala, herneyse. Hazırlan, kahvaltıya gel."

"Tamamdır."

Natasha son hazırlıkları yapmak için mutfağa yönelirken Tony'de yukarı çıkmaya hazırlandı. Steve'in planı işe yaramıştı. Yüzündeki tuhaf sırıtış ve kafasındaki çılgın fikirleriyle yürürken kendinden biraz iri olan bir bedene çarpmıştı. Kafası kaldırdığında gördüğü şey mükemmel bir sırıtış ve masmavi gözlerdi.

"Planım işe yaradı bakıyorum da."

Esmer adam elini Steve'in omzuna koydu ve gülümsedi. "Evet, yaradı. Ve Bay Rogers, hazırlan. Barnes'lar ile olan toplantımıza az kaldı."

"Biliyorum Bay Stark. Siz nasıl isterseniz."

"Aşağı mı iniyordun?"

"Evet, çok acıktım."

"Gece fazla doymadın herhalde.."

"Belki de tekrar sana acıkmışımdır?"

"Olabilir."

"Tadına bakmama ne dersin?"

"Şimdiden afiyet olsun."

Duyduğu cevapla tatmin olmuş bir şekilde kafasını esmer adama doğru götürdü. Tam öpecekken Tony geri çekildi. "Tabi, kahvaltıdan sonra."

Sarışın adam gözlerini devirdi. "Öyle olsun."

Steve aşağı inmeye yeltendiğinde Tony kolundan tuttu ve kendine çekti. Yüzlerinin arasında neredeyse hiç mesafe kalmamıştı. Esmer adam tahrik edici bir sesle konuştu. Kahverengiler doğrudan  mavilere bakıyordu. "Ne o, hemen pes mi ediyorsun."

Sarışın adam dudaklarını esmer adamın dudaklarına daha fazla yaklaştı. "Hayır, sonuna kadar savaşırım."

"O zaman savaş, ne duruyorsun?"

Steve gülümseyerek geri çekildi. "Kahvaltıdan sonra, Tiny. Kahvaltıdan sonra."

Sarışın adam esmer adamın burnuna minik bir öpücük bıraktı ve aşağı inmeye başladı. Tony içinden 'demek zor oynamak istiyorsun' diye geçirdi. Kurallara uymayacağını kendine not etti.

∆∆∆


Esmer adam hazırlanıp aşağı indiğinde herkes masadaydı. Herkes ona bakıyordu. O ise sadece Steve'e bakıyordu. Kızgın değildi sadece istediği şekilde oynuyordu.

"Günaydın herkese."diyerek masaya oturdu.

"Günaydın, Tony. Bi an gelmeyeceğini sandık."

"İşte burdayım Bruce."

Herkes sustu ve kahvaltısını yapmaya başladı. Ama ortamda gereksiz bir gerilim oluşmuştu.

"Hey, Step. Bizi yolcu etmen gerekiyor."

Bad Liar // Stony au (askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin