Ölülerle Dans Bölüm 8

111 9 21
                                    


  Bir benliği etkilemek kolaydı. Doğa ve hatta evren üzerinde var olmuş her şey birbirini etkilerdi. Güneşler, bitkileri. Bitkiler, böcekleri. Yağmurlar, toprakları. İnsanlar, insanları. Tıpkı Amulet'in rüyasından etkilendiği gibiydi. Fakat Amulet direnmeyi seçti. Herkes sabah saatlerinde uykuya geçerken, Amy, ormana gidip ağladı. Babasının ruhuna yalvarıp özür diledi. Ellerini çenesinin altına birleştirip, ıslak gözlerini gök yüzüne dikerken hüzünle baktı.

"Babacığım, seni seviyorum ama beni affet. Ben Joceline'e aşığım. Ondan nefret etmek istemiyorum..."

Ağaçların yeşil yaprakları sabah serininde hafif rüzgarla salınıyordu. Yaz ayının en sıcak günüydü bugün. Fazla yakıcı sıcaklar geçmezdi buradan. Tatlı bir esinti vardı. Açmış çiçekler bal gibi kokuyordu. Amulet göz yaşlarını silip bu doğa güzelliklerinden bakışlarını çekip, eteklerini tutarak kaleye geri döndü. Yatakta, Joceline'nin yanına yattı ve onu izledi. Ömrünün bir kısmını bu adamla geçirmişti. Onun üzerine bazen olumsuz düşüncelere kapılsa da bir şey oluyor, yine karşısında eriyip giden haline geri dönüyordu. İyi yönden bakmaya devam etmeliydi. Joceline iyi biriydi.

İyi biri.

Uykusuna geri döndü. Fakat o rüya onu yine buldu. Kasaba meydanındaydı. İşkence gibi sahneleri tekrar izledi.

*****

Amarenth sabah saatlerinde tüm vampirler uyuyorken bir dakikalığına görünmez yapan iksiri yapıp, odasından çıktı. Kulelerin avlusuna çıkan merdivenlerin olduğu koridorun köşesine geldiğinde duvara yaslanıp etrafı kolaçan etti. Arian ile her zamanki gibi gözetleme kulesinde buluşacaktı. Bu sefer gizlenecek bir süpürge dolabına ihtiyaçları vardı. Yanında taşıdığı sessizlik büyüsü iksiri ile dolabın içinde ateşli bir seks geçirebilirlerdi. Bunun için bedeni heyecanlanarak mavi sıvılı iksirden bir yudum içip görünmez olduğunda merdivenlerden yukarı koşturdu. Bir dakika içerisinde en tepeye varıp oradaki süpürge dolabına girip nefeslerini sakinleştirmeye çalıştı.

Arian ile buraya geri dönerlerken konuşmuşlardı. Arian, Joceline karşısında son derece sakin ve suçluluğunu masumca kabul etmiş olduğunu yansıtacak, kralı kızdırmayacaktı. Tenleri temas etmiş olsaydı bu daha kolay olurdu fakat Joceline ten teması konusunda çok kuralcı ve dikkatliydi. Halbuki Amarenth, sevgilisi Arian'a güveniyordu. O kötü biri değildi ve gerektiğinde iyi şeyler için o özelliği kullandığını biliyordu; kızgın birini sakinleştirmek, üzgün birini mutlu etmek gibi.

Babasının kurallarına da saygısı vardı. Kuralların ne demek olduğunu, gücü ve korumayı bahşettiğini, saygıyı sürdürdüğünü biliyordu. Eğer bu krallığı kendisi yönetecek olsaydı kendisinin de koyacağı kuralları olurdu. Bunu anlıyordu.

Arian konusunda fazla endişelenmiyordu. Sonuçta o Arian'dı. Muhteşem güçlü, yakışıklı ve zeki... Arian'nın her şeyi yenebileceğini, yapabileceğini düşünüyordu. O hiçbir şeyde başarısız olamazdı. Hep iyi olurdu. Onu yıkılmaz bir duvar olarak görüyordu. Sesiyle güven vermesi, kollarıyla huzurlu hissettirmesi, dudaklarıyla tenini okşaması ve erkekliği...

Ah O nerede kalmıştı? Karanlık bölmenin içinde elini tahya kapıya koyarak etraftaki sesleri dinledi. Birazdan burada olurdu. Güneş çoktan doğmuştu.

Amarenth büyücü sarayına evlenip gittiğinde, Arian'da bir şekilde saraya girecek, büyücü prensini etkileyecek, onu kuklaya çevirecekti. Daha sonra orada kimseye çaktırmadan birlikte yaşayacaklardı. Hatta bu savaş geçip gittiğinde kaçacaklardı! Büyücü prensinin canı cehenneme!

Milla'yı da çoktan kurtamış olacaklardı. Onun yasal ölüm tarihi yaklaştığı gün cellatla anlaşacaklar ve onu kaçıracaklardı, böylece herkes -vampir kralı da dahil- onu öldü zannedeceklerdi. Planlar iyi gidiyordu. Amarenth iç çekerken gözleri kapalı gülümsedi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 02, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ölülerle Dans - III -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin