Ölürle Dans Bölüm 3

146 39 19
                                    



Karanlık liman insansız gemileriyle bomboştu. Gecenin oldukça geç vakitleri, insanlar kandillerini bile söndürüp uyuduğu zaman bir hareketlilik oldu sisli sokakta. Orta yaşlarda görünümlü erkek bir vampir o sokaktan çıkıp, ilerideki limana doğru koştu. Gözleri karanlık da bile masmavi parlıyordu. Uzun kum sarısı saçları dalga dalga arkasında uçuşuyordu. Durup arkasına baktı nefes nefese. Sisli sokak göz kandırıcı şekilde boş duruyordu şimdi. Sisler kıvrıldı ve arasından uzun ceketli ve oldukça uzun boylu biri göründü. Vampir nefesini hızlıca içine çekip gemilerden birine koştu. Tırmandı delicesine. Bir çare saklanmak için seçtiği gemi eski tahtadandı. Mürettabatı civardaki bir handa kalıyor olmalıydı. Kamara balkonuna ulaştığında gemiyi kaçırmayı düşündü fakat önü kaçtığı kişi tarafından kesilince bu son düşündüğü şey oldu.

Ve karanlık ıssız limanda gök yüzüne doğru acı verici kalın bir çığlık yükseldi.

*************

"Sessizlik!" diye bağırdı Mige. Düzgün bir takım elbise giymiş, toplantı odasında bir masa dolusu adamın kendi aralarında sohbet edişlerini tek emriyle susturdu. Yanında dikildiği masa başındaki taht boştu. Joceline toplantı için birazdan burada olacaktı.

"Karılarınızı mı kaybettiniz? Bu ne muhabbet?" diye ekledi oteriter bir sesle, yıllar Mige'yi biraz değiştirmişti. Artık yeri geldiğinde adam akıllı esmesini iyi kullanıyordu. Bu arada yüzündeki kirli sakalları ile birazcık da kilo almıştı bu mavi gözlü vampir. Daha olgun görünüyordu.

Adamların hepsi sessizleşip cevap bile vermediler. Kral Joceline'nin biricik değerlisi Mige Margera'dan da korkuyorlardı.

Mige, masada dimdik oturan, yere bakan adamlara hafifçe gülümsemeye başladığında toplantı odasının kapısı açıldı. Şık bir siyah çizgili pantolon ile kolları fırfırlı krem rengi gömleğini tamamlayan siyah yeleğiyle yine çekicilik sağlayan Joceline içeri girip ayakkabılarının çıkardığı tok seslerle ilerleyip tahtına oturdu. Omuzlarının hemen üstünde biten yumuşacık kahverengi dalgalı saçlarının tepesinde narin şekilde kuru kedi kafataslarından yapılmış kraliyet tacı duruyordu. Kemiksi minik kafaların her birindeki sivri kedi dişleri vampirliği temsil edercesine göz dolduruyordu.
Masadaki parşömenlere göz gezdiren Kral Joceline, son derece ciddi bakışlar sergileyen yeşil gözlerini masadaki adamlara çevirdi.

"Evet, sizi dinliyorum."

Her zamanki gibi söz hakkına sahip olan keçi sakallı esmer adam başladı.
"Kralım, bu sefer basit bir olayla gelmedik." Parşömenlerde her zamanki gibi arazi işleriyle ilgili sorunlar yazıyordu.
"Bazı kayıp olayları artık dikkat çekmeye başladı. Raikas şehrinden üç vampir, Osalta'dan iki vampir, Oulu'dan bir vampir olmak üzere toplam altı kişi gizemli şekilde kaybolmuş bulunmakta. Son olarak da dün gece Värien'den bir vampir kaybolmuş. Adı Rubius Casmus."

"Värien bize çok yakın." dedi bir eli belinde olan Mige. Joceline'nin hemen yanı başında çaprazına oturmuştu.

Arkasına yaslanan Kral Joceline, düşünceli şekilde çenesini ovaladı.
"Evet. Kaybolanların isim listesini istiyorum. Aileleri varsa onlarla görüşüp garip ya da ortak bir şey varsa tespit edilsin." Joceline'nin aklına tek bir şey gelmişti.

Shynetahlar.

Bunca yıl geçmişti, geri dönme ihtimalleri kendi dünyalarının zamanlarına çelişkisiz bir uyumu işaret ediyordu. Ama bundan bahsetmedi.

Henüz.

Shynetahlar'ın geri dönecekleri ihtimalini sadece Amulet ve büyücü kralı Loki Lothlorien biliyordu. Yıllardır da aralarında sır olarak kalmıştı. Onların gelişlerinin işaretini az çok alsa da artık vampirlerini koruma zamanı gelmişti.

Ölülerle Dans - III -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin