Ölülerle Dans 6.Bölüm

135 13 25
                                    

Ölülerle Dans Bölüm 6

Böyle bir ihtimali düşünmüştü Amarenth. Aslında her ihtimali düşünmüştü. Yine de plan sektesi bu olsa gerek, hiçbir şey kolay olmuyordu.

Annesiyle babası daha çok geceleri özel iletişimde bulunuyorlar diye uygun vaktin sabah ve kahvaltı faslı olduğunu düşünürken, babasının sürpriz şekilde yatak odasına girmesi tam bir felaketti.

O an taş duvarı öptüğünü hissettirircesine kaskatı olan Amarenth, aciliyetinin sinyaller verdiği bedeninin kendi kaçık beyninden habersiz hareket ettiğini idrak ederken, babası belini iyice kavramaktaydı. Amarent'in eli yana doğru hafifçe kalkarken gümüşi haberci iplikleri sinsice parmak uçlarından süzülüverdi. Odadan dışarıya çıktılar bile.

Öpücüğe karşılık bulamayınca kaşlarını çatıp başını geri çeken kral sordu;

"Neyin var?"

Neyi olabilirdi sence? Kızının istemediği birine verilmesine trip atan bir anneyi oynamak kesinlikle çok kolay olacaktı. Özellikle anne aslında kızıyken. İçinden gülüyordu. Babası bu durumu öğrense iki şekilde tepki verirdi. Biri, tükürmek. Komik. Diğeri... Diğeri....

Kelimelere dökülemeyecek kadar korkunç bir olgu.

O yüzden bu şekil değiştirme büyüsünde Joceline kılığına girmek, hatta bırakın onun kılığına girmeyi ona büyü yapmaya kalkışmak bile cesaret isterdi. Muhtemelen Amarenth yakalanırdı.

Zaten babasının bedenine bürünme fikri tam bir çılgınlıktı!

Amarenth rolüne ustaca bürünerek dudak büküp babasının kollarından sıyrıldı. Yürürken sarı saç buklelerinin göğüs kafesinin üzerinde oynaştığını görebiliyordu. Bu bedende olmak kendini çok garip hissettirmişti.

Kapı aniden tıklandı. Kapalı kapı ardında hizmetçinin telaşlı sesini duymak an meselesi oldu.

"Kral'ım, Leydi Milla kendisini öldürmeye kalkışıyor!"

Kral Joceline fırlayarak bir hışımda odadan çıktı. O an peşinden gidecek gibi yapan Amulet görünümlü Amarenth, çekmeceye koşup kutuyu oradan aldı. Parmakları dokunur dokunmaz hissettiği açabilirmiş hissi kendini sardığında minik çengeli çekip kolayca açtı. İçinde iki kolye vardı.

İki kolye.

Bu nasıl olur? Hangisi tılsım kolyeydi şimdi? Kalpli olan mı, yoksa bir buz sarkacına benzeyen tek taşa sahip buz mavisi safir miydi?

"Yüce drakula doğdu. Laneti baş ucuna koydu. Eğer sen de bir vampirsen, bu çemberden çık. 1,2,3,4,5."

Tekerleme sonucu parmağının ucunu gösterdiği şanslı kolye mavi akikti. Onu alıp boynuna astığında bir an durup diğer kolyeye de baktı. Bu tekerleme her zaman şans getirmeyebilirdi...
Diğer kolyeyi de alıp boynundakinin yanına kattığında, koşarak odadan çıktı. Telaşı bitmemişti. Ana kulenin gözetleme katına vardığında kapı girişinde nefes nefese durup sedirin altına baktı. Karanlıkta belli belirsiz görünen krem rengi elbisesiyle annesi oradaydı. Gidip onu oradan çekip çıkardı. Sedire tekrar yatırdı. Kuleden aşağı iniş kısmına dönerken ayakları eteklerine dolanıyordu. Boynuna taktığı kolyelerin şıngırtısını duymak buradan kaçış saniyelerinin bitimini sayan tiktaklar gibiydi. Ana kulenin giriş katında fark etmeden Arian ile çarpıştığında bir an ağzından çığlık kaçtı. Hemen ardından da gizli sevgilisine deli gibi yapıştı.

Arian aldığı bu tepkiyle Amulet'in aslında kız arkadaşı olduğunu anladığında gevşeyip rahatladı. Kendi başarısını içinden gururlanarak tebrik etti. Amarenth'in acil yardım ipliklerini alır almaz oyuna Milla'yı dahil etmek kolay olmuştu.

Ölülerle Dans - III -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin