Ölülerle Dans Bölüm 2

191 46 18
                                    

Ölülerle Dans 2.bölüm (Hataları düzeltmek için güncelleme yapılmıştır.)

Üç yıl önce Melantha soyundan geldiğini artık kabul eden Alexis, o gün bugündür ejderha toplayıp emri altına alıyordu. Diğerleri gibi ejderhalara kötü davranmıyor, onlara sevgi dolu dokunuşlarını verip dostça davranıyordu. Gece mavisi rengindeki toy ejderha Alexis'in en sevdiği hayvanı olmuştu. Geceleri yıldızların altında burun buruna buluşup koklaşıyorlardı ve bu geceki buluşmanın ihtişamına Alexis'in ruh eşi Liominası da katılmıştı. Aslan-kurt karışımı, bir at boyutundan bir kademe küçük olan hayvan yürürken her daim salınan siyah parlak tüylere sahipti. Öyle ki; tüm zifiri siyahlığın içinde yuvarlak gözleri okyanus renginde kocaman parlıyordu. Siyah burnu daima ıslak ve parlaktı. Koca patileri toprağa güven veren şekilde sağlam adımlar basardı. Kutsal hayvan, sahibesinin yanına gelince her zamanki gibi Alexis'in yanağını yaladı. Eskiden pek sık görüşmezlerdi. O zaman toy olan Alexis çok seyehat ediyordu. Şimdi ise eşi Mige ile birlikte vadideki kulübe ve yer altı sarayı arasında mekik dokumaktan başka bir şey yapmıyordu. Eski güçlerini geri alabilmek için bol bol büyüler çalısması da cabasıydı. Vampir olduğu için atalarının verdiği güçleri geri çekmesi hâlâ canını sıkan bir konuydu. Yeniden kara büyücü düzeyinde güçlenmek için atalarından yardım alamıyordu, böyle büyülere çalışarak bu gücün eskisi gibi olmayacağını biliyordu aslında. Bu hep içinde geri atıp diğer ihtimale bir umutla bağlandığı bir şeydi.

Kara büyücüler; İçlerindeki kalpleri cehennem zifti ile kaplayanlardı. Acımasız ve merhametsiz olurlardı, kötülük düzeyleri onlara akıl çelici şekilde güç bahşediyordu ancak bunların arasında kalbi ziftle kaplanmadan üstün güçlere ulaşan tek bir kişi vardı. Alexis Melantha Teagan. Eski atalarından güç alan gizemli kara büyücü.

Hayır, tabi ki de bu şekilde Alexis kara büyücü ünvanını üstünde doğru anlamda taşımıyordu. Herkes onu merhametsiz, korkunç, acımasız biri olarak zannederken Alexis'in kalbinde beyaz papatyalar açardı. Üzerine geçirdiği siyah kıyafetlerine sevgisi biricik liominası Tuoah'ın siyah tüylerine olan hayranlığından geliyordu.

Şimdi bu koca kayanın üstünde oturmuş düşünürken liomina Tuoah soruyordu ona birini öldürecek misin diye. Artık gerçek bir kara büyücü olma zamanı gelmişti. Shynetahlar bir gün çıkageldiğinde onlara karşı ailesini korumalıydı. Çok dengesiz olsa da... Acımasız ama aynı zamanda merhametli bir kara büyücü olmaya çalışacaktı. Başarırsa yine türünün ilk örneği olurdu.

Mige, bir akça ağacın dibine işeyip, dudaklarındaki bitmiş sigarayı da kırmızı gelinciklerin arasına atarak döndü.

"Acıktığımı hissediyorum bebeğim. Gidip birkaç koca kıçlı ayı yakalayalım."

Liomina bu söz üzerine ıyıldadı. Bu ormanda bir ayı ile arkadaştı. Alexis, liominasının iki kulak arasını kaşıdı.
"Endişelenme... Senin arkadaşına dokunmayız."

"Ne?" dedi Mige. Yanlarına geldi. Toy ejderha kafasını çevirip ona bakarak burnundan duman çıkardı, mavi gözlerini kıstı.

Mige'nin sabrı taşıyordu.
"Lanet olası küçük ejderhan yine seni benden kıskanıyor!"

Ve Alexis'in kahkahaları geceye yükseldi, iki hayvanına da şimdilik veda edip eşi ile birlikte oradan ayrıldı.

On altı yıl önce Alexis, Mige'nin kollarına mavi gözlü bir oğlan çocuğu vermişti. Birlikte zevkle yaptıkları bu bebeğin adını Ares koyduklarında herkes çok beğenmiş, isim dillere dolanmıştı. Tabi o zamanlar Muu'nun oğlu Arian ile Amarenth üç yaşlarındaydılar. Hemen bir yıl sonra da Muu'nun Norris'ten olan kızı Milla aileye katılmıştı. Yer altı sarayının çocuk dolup taşmış olması Kral Joceline'i çileden çıkarıyordu. Nereye adımını bassa bir kukla bebek, bir top yumağı, nereye gitse ciyaklayan bebek sesleri...

Ölülerle Dans - III -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin