Serseri = 8.bölüm

266 25 22
                                    


Yavaş yavaş Barış'ın yanına gittim. Kolundan tutup kenara çektim.

''Barış baban hepimizi yanına çağırıyor önemliymiş.'' dedim. Bana şaşkın bir ifadeyle baktı.

''Tamam anlıyorum. Ama Miray gelmez oraya.'' tek kaşımı kaldırdım ve ona ciddi bir şekilde baktım.

''Neden? Babasını istemiyor mu?'' diye sorunca gözlerini hafif kıstı. Sanki gözleri dolmuş gibiydi. Dokunsam uçacak konuşsam ağlayacak gibiydi Barış.

''Bu konuyu sakın bir  daha açma!'' diye bağırdı. Kollarımı havaya hızlı bir şekilde kaldırıp indirdiğimde sordum.

''Ben ne dedim ki Barış? Sadece neden istemiyor diye sordum.'' deyince ben Barış bana sarıldı. Anlamamıştım neler döndüğünü Miray ile Ahmet'e baktığımda bize şaşkın bir şekilde bakıyorlardı. 

''Anlatmak istersen evim sana müsait istediğin zaman gel anlat. Şimdi gidelim..'' dedim , kafası ile onayladı. Onların yanına gittiğimizde , bize boş boş bakıyorlardı.

''Gidiyoruz..'' dedim yutkunarak.

''Bir şey mi oldu?'' diye soran Miray'a döndüm. Olumsuz bir şekilde kafamı salladım.

''Yok bir şey Mirayım. Hadi bir yere gideceğiz gel.'' dedi Barış.

''Nereye Barış?'' diye sorunca Miray , biraz tedirgin olmuştu Miray.

''Miray uzatma gidelim!'' diye Barış bağırınca Miray hızlı adımlarla arabaya ilerledi. Hepimiz arabaya bindik. Hızla sürmeye başlamıştım. Barış ve Miray'ın geçmişi nasıldı acaba=? benimki kadar kötü olmazdı. Aynadan Miray'a baktığımda kafasını cama yaslamış dışarı seyrediyordu. Masmavi gözlerine diktim kahverengi gözlerimi. Az daha ilerledikten sonra Miray birden bağırdı.

''Dur!!'' diye.

''Neden?'' diye karşılık verdi Ahmet.

''Babamın yanına götürüyorsunuz beni! Ben asla gitmem oraya!'' diye söylendi.

''Miray sus!'' diye bağırınca Barış, Miray Barış'a döndü ve kaşlarını çattı.

''Barış , biliyorsun yapma bana bunu.'' dedi. Aynadan seyrediyordum onları.

''Babamın hiç bir suçu yoktu.'' diye bağırdı Barış. Miray'ın gözünden yaşlar süzülünce sinirlendim ve arabayı kenara çektim. Hızla yerimden kalktım ve arka koltukta oturan Barış'a yumruk attım.

''Sakın bu kızı ağlatma. Bir daha bağırma.'' diye bağırdım. Barış dudağını tutuyordu. Kanlar vardı elinde. Ama hak etmişti. Bir kızı üzmek ağlat yok bizde. Geri arabayı çalıştırıp iş yerine götürdüm. Hepimiz arabadan indik Miray hariç. Hiç takmadan patronun yanına geçtim. Ahmet ile Barış aşağıda beni bekliyordu.

İçeri girdiğim gibi yüzüme yumruk yemem bir oldu. Duvara yapıştım. Bir tane daha yumruk yiyince yere düştüm. Bir de tekme yedikten sonra yerde ölü gibi yatıyordum.

''Seni kızımın yanında bir daha görmiyeceğim , onunla olursan ölürsün. İşten de alındın. Kızımdan uzak dur onun üzülmesini istemiyorum.'' dedi. Ben yere kan tükürdüm ve ayağı kalktım.

''Onu seviyorum !'' diye bağırınca bir yumruk daha yedim.

''Onu unut!'' diye bağırdı.

''Asla!'' diye karşılık verdim. Arkasından silah çıkarıp bana tuttu. Hemen geri çekildim.

''Bunu kullandırma bana.'' dedi. Ellerimi havaya kaldırdım ve konuştum.

''Tamam tamam! Kızınızdan uzak duracağım.'' dedim ve hızla odadan çıktım. Kolidorda ilerledim. Ahmet beni böyle görünce peşimden geldi.

''Canım noldu? Boran noldu ? Adamım noldu la?'' diye söyleniyordu. Durdum ve sinirlice bağırdım.

''Her şeyi soruyorsun yeter be ! Bıktım! Sus artık ! Herkes üstüme geliyor duvarlar gibi! Yetmiyor bu kalp bana! Sevdiklerimi kaybetmede yetmiyor!!!!!!!'' diye bağırdım. Ahmet üzülmüştü dediklerime. Hiç bir şey demeden öylece yanımda yürüdü. Barış şaşkınca bana baktı ama bir şey sormadı. Arabada Miray'a baktım son defa. El salladı ilk sonra yüzümü fark edince arabadan indi ve yanıma koştu. Kaşıma , yanağıma dokundu.

''Kim yaptı bunu?'' diye sordu öfkeyle.

''Bu seni ilgilendirmez.'' diye çıkıştım. Ahmet'e kaş göz yapıp ilerledim , peşimden koştu ve kolumdan sıkıca tuttu.

''Noldu birden?'' dedi. Son defa mı duyacaktım bu sesi.

''Miray yeter sorma soru, konuşmak istemiyorum.'' dedim. İlerlemeye çalıştım ama yine kolumdan çekti.

''Neden! Şimdi neden böyle davranıyorsun!'' dedi ve yutkundu.

''Bitti tamam mı? Olmayan ilişkimiz bile bitti. Beni unut! Sevme beni! Ben böyle birisiyim. Aşağlığın tekiyim. Şerefsiniz biriyim. Seni de zaten sevmiyordum , oyalanmak için seçtim seni , senin gibi bi-'' derken yüzüme tokadı yedim. Gözlerinden yaşlar akıyordu , benimde.

''Gerçek sanmıştım , sevgini , kokunu. Meğer yalanmış hepsi bir oyunmuş.''

''Miray!'' dedim ama ne fayda arkasını dönüp abisinin yanına gitti. Beraber arabaya binip ilerledi. Babalarına baktı o pislik adama sırıtıyordu. Ahmet'e döndüğümde şaşkındı.

''Yürü Ahmet eve ben geliceğim sonra.'' dedim ve yürümeye başladım. Cebimden mp3 çalarımı çıkardım ve kulaklığımı taktım. Yürüye yürüye sahile vardım. Bir taşın üzerine oturdum ve ağlamaya yeniden başladım. Hıçkırarak ağlıyordum , elimi saçlarıma geçirdim ve dağıttım. 

Bağırmaya başladım. Herkes bana bakıyordu ama umurumda mı? Tabi ki de değil. Ben şuan yanımda Miray'ı istiyordum , çok kötü şeyler dedim. Onu asıl ben üzdüm neden bir korkak olduğum için. Onunla mutlu olmak istiyordum , her şeyim olsun istiyordum. Şimdi avucumdan kayıp gitti. Daha şurada ne kadar oldu da aşık oldum deme. Aşk bu işte. Bir gülüşte bir görüşte. Ama şimdi biranda yok oldu.

Babam derdi çok küçükken 'seveceksen tam seveceksin.' Ben anlamazdım tabii o zamanlar daha 6 yaşındaydım.  Ama şimdi bu sözün ne kadar kıymetli olduğunu anladım. 

Miraydan

Arabadan indim yavaşça. Şuan tüm hayallerim yıkılmıştı. Sahil de inmiştim. Bir kayanın üstüne geçtim ve ağlamaya devam ettim. Bana dedikleri çok ağırdı. Onu affedermiydim bilmiyorum.. Onu hala çok seviyorum ama nefret ediyorum. Çok eğlenceli birisiydi benim için. Çok özeldi , onu öptüğümde anlamıştım bunu. Hemen kalktım , telefonumu çıkardım çantamdan. Arkadaşım Mira'yı aradım. Ona gittim hemen. Evine çığlık atarak girdim.

Mira hemen masayı doldurmuştu. Masadakiler ; dondurma , çikolata , muz , çilek , kola, çitos. Hemen koltuğa oturdum , mira da yanıma oturdu. Dondurmayı aldım ve kaşıklamaya başladım.

Bana bakıp gülüyordu. Ona pis pis baktım.

''Sakin ol kızım. Kim bu adam anlat. Çünkü sen en son Muzafferde böyle olmuştun. Seni terk etmişti. Şimdikinde ne oldu?''

''Boran! Allah cezasını versin onun. Tü tü tü . Bana ağır laflar etti.'' dedim. Meraklanıp başını koltuğa dayadı.

''Anlat çabuk bakalım. Kim bu Boran.''

''Valla sana diyeceğim tek şey var 'kısa sürede aşk' oldu. Ona çabucak alıştım aşık oldum. Lakabı serseri çok deli dolu. İyi , iyi yani bi aralar. Yakışıklı , beybi face.'' dedim ve sustum.

''Fotosu falan var mı?''

''Hayır hiç foto çekilmedik.''

''Salak bakardım ya..''

''Şimdi asıl konumuza neden bu halledeyim onu anlatıcağım. Dinle!'' dedim ve konuşmaya başladım. 

*903 kelime , ilk uzun yazışım. Yarın yeni bölüm belki gelir. Kısa bir sürelik ayrılık yapıcağım. Ama dediğim gibi kısa sürelik , inşallah beğenmişsinizdir. Vote ve yorumu eksik etmeyin lütfen benim için önemliler çünkü. 15 yorum gelirse diğer bölüm  1000 kelimden oluşur. Öpüldünüz..*


Serseri (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin